Gurbetçiler ne diyecek?

26 Şubat 2017

Toplam yurtdışı seçmen oy dağılımı

- Yurt dışındaki seçmenlerin %86’sı 8 ülkede yaşıyor. Şimdi bu seçmenlerin 1 Kasım 2015 seçimlerinde ne yaptıklarına bakalım...

ARAŞTIRMANIN KÜNYESİ

1 Kasım 2015 milletvekili genel seçimlerinde yurt dışında seçmen kütüğüne kayıtlı 2.899.059 seçmen vardı. Bu seçmenlerin yaklaşık %40’ı 1 Kasım seçimlerinde oy kullandı. 16 Nisan’da yapılacak Halk oylamasında seçmen kütüğüne kayıtlı yurt dışı seçmenlerin sayısını YSK 2 milyon 929 bin 389 olarak açıkladı.

Yazının Devamı

Referandumun kaderini belirleyecek kadınlar!

20 Şubat 2017

Milliyet gazetesinde birkaç haftadır, 16 Nisan’da sandık başında oylayacağımız anayasa değişikliği ile ilgili vatandaş düşüncelerini ortaya koyan araştırma sonuçlarını yayınlıyoruz. Son iki haftadır ise dersimiz, “KARARSIZLAR.” Kimdir bu kararsızlar, neden bu kadar önemli, televizyon ekranlarında, köşe yazılarında konuşulup tartışılıyor, yazılıp çiziliyor?

Yapılan kamuoyu araştırmaları gösteriyor ki, kararsızlar bu referandumun kaderinde çok belirleyici. Eminim şu anda hem “EVET”, hem “HAYIR” kampanyasını yürütecek profesyoneller mutfaklarında bu kararsızları etkileyecek iletişim metotları üzerinde harıl harıl çalışıyorlar. Önümüzdeki günlerde kampanyalar başlayacak, kimin ne kadar başarılı olacağını, gerek referandum sürecinde yapacağımız kamuoyu araştırmaları sonuçlarında, gerekse 16 Nisan akşamı ortaya çıkacak tabloda göreceğiz. Geçen haftaki köşe yazımda referandumun kaderini belirleyecek 5 milyon seçmenden bahsetmiştim. Dünkü Milliyet gazetesinde yayınlanan araştırma sonuçlarında ise bu 5 milyon kişinin kim olduklarına dair ipuçlarını içeren veriler yayınlandı.

Araştırma verilerine baktığımızda, kararsızların çoğunluğunun kadın olduğunu görüyoruz. Yine araştırma sonuçlarında

Yazının Devamı

Referandumun kaderini belirleyecek ‘5 milyon seçmen!’

13 Şubat 2017

YSK açıkladı, 16 Nisan Pazar günü sandık başına gidiyoruz. Anayasa değişikliği TBMM’de 367 kabul sayısının altında kaldığı için, anayasa değişikliğine halk karar verecek. 16 Nisan akşamı Türkiye, vatandaş onayıyla ya yeni bir hükümet sistemine geçecek, ya da eski sistemle yoluna devam edecek. Biz de tam bu aşamada vatandaşların yeni hükümet sistemi ile ilgili algılarını ölçmek amacıyla bir dizi çalışma yapıyoruz. Dünkü Milliyet’te Ocak ayının son haftasında yaptığımız araştırmanın bazı sonuçları yayınlandı.

Milliyet’te bugüne kadar yayınlanan araştırma sonuçlarına baktığımızda, vatandaşların önemli bir bölümünün, yapılması planlanan değişiklik ile ilgili çok da bilgi sahibi olmadığını görüyoruz. “Yeni sistemde Milletvekilleri ve Meclis var mı?”,“Yeni sistemde siyasi partiler var mı?”,“Yeni sistemde koalisyon olur mu?” sorularına verilen cevapları incelediğimizde; “Fikrim yok/Bilmiyorum” diyenlerin veya yanlış cevap verenlerin oranlarının özellikle kararsız seçmende oldukça yüksek olduğunu görüyoruz. Sadece yayınlanan verilerde değil, önümüzdeki günlerde yayınlanacak verilerde de aynı durum söz konusu... “Yapılacak anayasa değişikliği rejimi değiştirir mi?”,“Ülke bölünür

Yazının Devamı

REFERANDUMA KATILIMI NE ETKİLER?

6 Şubat 2017

Dünkü Milliyet gazetesinde ocak ayının son haftasında yaptığımız araştırma sonuçlarını okudunuz. Vatandaşların yüzde 85’i referandum sandığı önüne geldiğinde mutlaka gidip oyunu kullanacağını söylüyor. Geçmiş seçimlere ve halk oylamalarında baktığımızda katılımın ne zaman yüksek ne zaman düşük olduğu ile ilgili kanaatlere sahibiz. Türkiye’de sandığa katılım, batı demokrasilerine göre hep yüksek oluyor, hem de çok yüksek. Ülkemizde seçmenler oy kullanma hakkını sonuna kadar kullanmaya çalışıyorlar. Bunun birden çok nedeni var.

En önemli neden, sandıktan çıkan sonucun insanların hayatlarını olumlu veya olumsuz etkileyeceği yönündeki algı. Ve bu algı seçim takvimi sürecinde siyasiler eliyle oluşturuluyor. Batıda iktidarların değişmesi seçmene göre ekonomi veya dış politikada küçük bir takım değişikliklere neden oluyor. Yani İngiltere’de İşçi Partisi’nin veya Muhafazakar Parti’nin, Almanya’da Sosyal Demokratların veya Hıristiyan Demokratların hatta Yeşillerin, ABD’de Cumhuriyetçilerin veya Demokratların kazanması veyahut kaybetmesi, seçmene göre hayatlarını, gündelik yaşamlarını çok etkilemiyor. Seçmende bu algı hakim. Halbuki Türkiye’de “Sandıktan çıkan sonucun vatandaşın gündelik

Yazının Devamı

TÜRKİYE’DE SOL BİR İKTİDAR OLUR MU?

30 Ocak 2017

Uzun yıllardır seçmen davranışlarını araştıran, kamuoyunun nabzını tutan biri olarak Türkiye’de halkın yüzde 70’i Sağcı, yüzde 30’u Solcu ifadesinin doğru olmadığını her fırsatta dile getirdim. Dünkü Milliyet gazetesinde, bu konu ile ilgili yayınlanan araştırma sonuçlarında görüldüğü gibi, Türkiye’de yetişkin her iki kişiden biri kendini sağ-sol ayrımında herhangi bir yere koymuyor; Ya “Merkezdeyim” ya da “Hiçbiri” diyor.

Yine aynı şekilde vatandaşa,“Kendilerini ideolojik olarak nasıl ifade ettiklerini” sorduğumuzda ilk iki sırada ”Milliyetçiyim” ve “Atatürkçüyüm” cevapları geliyor. Hatta araştırmalarda, “Kendinizi nasıl tarif edersiniz?” sorusunda 2 cevap verme hakkı tanıdığımızda ortak paydanın “Atatürkçülük“ olduğunu görüyoruz. Her iki kişiden biri kendisini Atatürkçü olarak tanımlıyor. Yani Atatürkçüyüm-Milliyetçiyim, Dindarım Atatürkçüyüm, Sosyal Demokratım-Atatürkçüyüm gibi cevapların yüksek oranda verildiğini görüyoruz.

Madem toplum ağırlıklı olarak ideolojik oy vermiyor, o zaman neden Sol iktidar olamıyor? Bunun birkaç nedeni var; Birinci neden, vatandaş oy verdiği partinin resmine baktığında kendinden bir parça görmek istiyor. Yani, halka yakınlık… İyi gününde, kötü

Yazının Devamı

Anayasa maddelerine bakarak mı oy vereceğiz?

23 Ocak 2017

Cumartesi sabaha karşı Hükümet Sistemi değişikliğini içeren anayasa teklifi TBMM’de kabul edildi. 330 ile 367 arasında bir oyla kabul edildiği için, yapılacak bir referandum ile halkın onayı aranacak. Sanıyorum nisan ayının ikinci haftası gibi vatandaşın önüne gelecek, halk kararını verecek, ya evet ya hayır diyecek.

Dün Milliyet gazetesinde halkımızın anayasa konusunda ne kadar bilgi sahibi olduğuna dair araştırma sonuçlarımız yayınlandı. Araştırma sonuçlarında görüldüğü gibi halkımız anayasa konusunda pek de bilgi sahibi değil. Türkiye’de yürürlükteki anayasa ile ilgili çok fazla bilgi sahibi olmalarını beklemek, vatandaşlara haksızlık olur. Yüzlerce madde, geçici madde, fıkra derken hukukçuların dahi anayasa kitapçığına bakmadan pek çok maddeyi bilmesine imkan yok. Ama öyle maddeler var ki örneğin; “Anayasa’nın değiştirilemez, değiştirilmesi dahi teklif edilemez, ilk 4 maddesinden bildiğiniz var mı” sorusuna her iki kişiden biri, tek bir madde dahi bilmediği cevabını vermiştir. “Türkiye hangi sistemle yönetiliyor”, “parlamenter sistem nedir” sorularına verilen cevaplara baktığımızda da, benzer sonuçlar görüyoruz.

Hiç unutmuyorum 2010 referandumunda gerek referandum sürecinde,

Yazının Devamı

Ekonomi, referandum sonucunu nasıl etkiler?

16 Ocak 2017

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde sistem değişikliği ile ilgili anayasa görüşmeleri tüm hızıyla devam ediyor. Birinci turda oylanan maddeler, 330 sınırının üzerinde oy aldı. İkinci tur oylamalarda da benzer bir sonuç çıkarsa, Anayasa gereği değişiklik bir referandumla halkın onayına sunulacak.

Herkesin merak ettiği milletin sandığında nasıl bir sonuç çıkacağı. Sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde gerek seçimlerde, gerekse referandumlarda vatandaşın tercihini etkileyen konjonktürel gelişmeler var. “Ekonomik gelişmeler”, “Terör”, “Gündelik yaşamdan duyulan memnuniyet”, “Gelecekle ilgili beklentiler” vatandaş tercihini doğrudan etkileyen olaylar. Örneğin, 2009 yerel seçimlerinde bugünkü Cumhurbaşkanı’nın Davos’taki “One Minute” çıkışı sadece Türkiye’de Ak Parti’ye sempati duyanları değil, tüm dünyadaki Müslümanları heyecanlandırdı. Unutmayalım ki, o tarihlerde yapılan birçok kamuoyu araştırmasında, Ak Parti’nin yüzde 50 civarında oy alacağı söylendi, yazıldı, çizildi. Ak Parti’nin 2009 seçimlerinde yüzde 40’ın altına düşeceğini söyleyen tek kurum biz olduk ve şiddetli eleştirilere maruz kaldık. Aslında bu bir kehanet değildi. Dünyayı kasıp kavuran küresel bir kriz vardı ve bu

Yazının Devamı

Terör algısı!

9 Ocak 2017

Dün Milliyet gazetesinde yayınlanan araştırmamızda vatandaşların, terör örgütlerinin tek başına hareket etmediğini, “arkasında birtakım güçler” olduğunu düşündüğünü gördük. Her dört kişiden biri, terörü destekleyen başka güçler var diyor.

7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye’de yaşanan terör olaylarında hükümeti, devleti suçlayanlar oldu. Dendi ki, 1 Kasım seçimlerinde tek başına bir iktidar çıkması için terör bilerek tırmandırılıyor. O tarihlerde her fırsatta şunu dile getirdik; dünyanın her yerinde terör olayları iktidarlara zarar verir, merkez partileri zayıflatır, milliyetçi partileri ise güçlendirir. Bu sosyolojik bir sonuç. 1 Kasım seçimleri yapıldı, AK Parti 7 Haziran seçimlerine göre oyunu ciddi oranda artırdı, milliyetçi partilerin oyları ise azaldı. MHP %16’dan %13’e, HDP ise %13’ten %10’lara geriledi. O zaman terör olaylarına rağmen iktidar oylarının düşmemesine, hatta artmasına neden olan konu neydi. Bugün geçmişe bakarak yorum yapmak çok daha kolay. Vatandaş terör olaylarından dolayı terör örgütlerini ve arkasında olduğunu düşündüğü bir takım güçleri sorumlu tutuyor. ABD İsrail ve AB ülkeleri vatandaşlar tarafından en fazla sorumlu görülen ülkeler. Canımızı acıtan,

Yazının Devamı