Avrupalı raportörlere çok ciddi uyarısının olduğunu belirten Kılıç, “Biz seçim yapmasını çok iyi biliriz. Geldikleri ülkelerdeki seçime katılım oranı bizden daha düşük. Dolayısıyla, biz halktan daha fazla destek alarak seçilmiş milletvekilleriyiz ve siyasetçileriz. Onlardan kıdemliyiz bu noktada” dedi...
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Türkiye Delegasyonu Başkanı Akif Çağatay Kılıç, 24 Haziran’ndaki seçimleri izlemek için Avrupa’dan gelecek vekillere sert uyarılarda bulundu. Seçim bölgesi İstanbul’da Milliyet’in sorularını yanıtlayan Kılıç’ın değerlendirmeleri şöyle:
- Seçimleri izlemek için Avrupa’dan gelecek vekiller için neler söyleyeceksiniz?
AKPM çerçevesinde Türkiye’ye gelecek olan raportörlere çok ciddi bir uyarım var: Türkiye’ye geldiklerinde, Türkiye’ye bizim davetimizle geldiklerini hatırlasınlar. Türkiye Cumhuriyeti devletinin bağımsız bir ülke olduğunu, hukuk devleti olduğunu ve burada kuralların geçerli olduğunu unutmasınlar. Türkiye’nin demokrasi tarihi içerisinde zaman zaman bazı aksamalar olmuş olabilir. Birtakım askeri darbeler ve darbe girişimleri yaşamış olabiliriz.
Demokrasi sekteye uğramış olabilir. Ama Ak Parti döneminde böyle bir şey olmadı, bundan sonra da olacağını zannetmiyorum. Çünkü 15 Temmuz gecesi FETÖ’nün başını çektiği terör örgütü üyelerine ve darbecilere karşı ülkenin, vatandaşın göstermiş olduğu direniş artık darbeyle Türkiye’de herhangi bir şeyin yapılamayacağına da açıkça ortaya koydu. Dolayısıyla AKPM’den gelecek olan gözlemci milletvekilleri, ülkemizde misafir olduklarını, gözlemci olduklarını iyi hatırlamalıdır. Türkiye yaşamış olduğu bütün tecrübeleriyle şunu açık açık ortaya koymuştur: Biz seçim yapmasını çok iyi biliriz. Bizde seçimler bağımsız, güvenli şekilde yapılır. Sandıkta herhangi bir sıkıntı yoktur ve ülkemizin her köşesinde sandıklar kurulur. Vatandaşımız gider oyunu kullanır. Kaldı ki geldikleri ülkelerde seçime katılım oranlarına baktığınızda seçime katılım oranları bizden çok düşüktür. Dolayısıyla, onlar daha az destek alarak seçilmişlerdir, biz halktan daha fazla destek alarak seçilmiş milletvekilleriyiz ve siyasetçileriz. Dolayısıyla, biraz onlardan kıdemliyiz bu noktada. Bunu da hatırlasınlar diye söylüyorum.
AKPM Türkiye Delegasyonu Başkanı Kılıç, Abdullah Karakuş’un sorularını yanıtladı.
‘Yanlıştan dönecekler’
- Avrupa ülkelerinin FETÖ’ye yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz uzun zamandır Avrupalı müttefiklerimize ve dostlarımıza, burada ciddi bir terör örgütüyle karşı karşıya olduğumuzu, onların birtakım kisveler altına saklanıp başka şeyler yaptıklarını anlatıyoruz. Fakat Almanya özellikle, okullarla alakalı, şu ana kadar çok ciddi bir adım atmamış durumdaydılar. Fakat en son gelen bilgiler ve son duyduklarımız, artık FETÖ’nün Almanya’da da bu noktada bir yasa dışı ilişkiler ağı içerisinde olduğunun yavaş yavaş anlaşılmaya başlandığı, özellikle itirafçı olanların ortaya koydukları itiraflardan yola çıkarak gittiklerinde bunu görmeye başlıyorlar. Zaten Can Dündar tarzındaki kişilerin durumu ortada yani kendisi Türkiye’den kaçıp, gidip orada zevkü sefa ve keyif içerisinde. Almanya’nın bu noktada Türkiye’de ajanlık faaliyetine karışmış olan bir kişiye sığınma hakkı vermiş olması ve vatandaşlıkla ilgili belli adımlar atmış olması, tam vatandaş olmamakla beraber birtakım haklara sahip olan bir vatandaşlık, sığınma hakkı söz konusu. Bu noktadaki yanlışından da inşallah, ümit ediyorum dönecektir.
‘Bir açıklama bekliyoruz’
- Yunanistan da FETÖ’cülerin sığınma taleplerini kabul ediyor…
Buradaki durum çok açık, başka bir Avrupa ülkesi söz konusu olunca hukuk kuralları işletiliyor, Türkiye söz konusu olunca hukuk kuralları esnetiliyor. Türkiye’de darbe girişimine karıştıkları apaçık ortada olan kişilerin Türkiye’ye iade edilmemesinin açıklanacak hiçbir yanı yoktur. Türkiye’deki hukuk sistemini eleştiren Avrupalılara kendi hukuk sistemlerine iyi bakmalarını, kendi AB üyesi bir ülkenin hukuk kurallarını ve kanunlarını işletmemesinden dolayı Brüksel’de bulunan bu işlerden sorumlu komiserin de bir açıklama yapmasını bekliyoruz.
‘İkiyüzlü davranıyorlar’
- Avrupa terörle mücadeleye yönelik çifte standartlı mı davranıyor?
Yavaş yavaş bizim tezlerimizi anlamaya başlıyorlar, söylediklerimizi anlamaya başlıyorlar. Yani Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘Bu sizi de vurur’ sözünü yanlış anlamak isteyenlerin artık anlayamadığı, yanlış anlamak gibi bir şey olmadığı, lüksü olmadığı ve doğru anlaşılması gerektiğini onlar da görüyor. Terörle mücadele hepimizin görevi, hepimizin sorumluluğu. Siz şimdi bugün Suriye’den çıkıp da veya Suriye’ye gitmek isteyen Avrupa kökenli, gelip de orada DAEŞ’e katılmak isteyenlerle ilgili en çok mücadeleyi kim veriyor? Türkiye veriyor. Ama onlardan ‘listeleri bize verin’ dediğimizde, ‘demokrasi var, veremeyiz’. Kusura bakma, sen öyle diyorsun ama benden şunu bekliyorsun: Demokratik kuralları esnet. Ee, benim güvenliğim söz konusu olunca yani Avrupa anlamında söylüyorum- her türlü kural esnekliğini yap ama Türkiye’nin güvenliği söz konusu olunca biz sizi sadece kurallarla... Bu, ikiyüzlülüktür, çifte standarttır, bu kadar açık.
‘İnce’nin sinirleri bozulmuş’
- Muharrem İnce’nin çıkışlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sayın İnce herhalde kendisinin önüne konulan kamuoyu araştırmalarındaki rakamları görmüş durumda ki oradan gelen sonuçlarla alakalı olarak sinirleri bozulmaya başladı. Aynı zamanda şunu görüyoruz: Devletin içerisindeki yapıların, daha doğrusu kurumların yönetimiyle alakalı ciddi bir bilgi eksikliği söz konusu.
- Sahadaki Kılıçdaroğlu, İnce ve Meral Akşener’i nasıl buldunuz?
Sayın Kılıçdaroğlu ile Sayın İnce arasında nasıl bir ilişki olacak, onu göreceğiz. CHP tabanında ve CHP’ye oy verenler içerisinde ciddi bir küskünlük olduğunu ben arazide görüyorum. Meral Hanım’ın da en son podyumlarda ortaya koymuş olduğu performans esnasında birtakım tahditler yaptığını gördük, sosyal medyaya da yansıdı. Yani Meral Hanım’ın da açıkçası büyük bir balon olduğunu hızlı bir şekilde görmeye başlıyor vatandaşlarımız.
‘Türkiye’nin kararlılığı görüldü’
- Kandil’e yönelik nasıl bir operasyon yapılacak?
Terörle mücadelede kararlılığı ortaya koymak açısından zaten Türkiye’nin gerçekleştirmiş olduğu Afrin Operasyonu tüm dünyaya burada Türk Silahlı Kuvvetleri ile yapabileceklerimizin, yapacaklarımızın gücünü ortaya koydu. Türkiye’nin bu noktada iradesini ortaya koyacağını ve hiçbir şekilde geri durmayacağının sinyali de açık ve seçik olarak gitti. Zaten en son yapılan müzakerelerden anladığımız kadarıyla yaklaşımlar içinde, Amerika’yla olan müzakerede Türkiye’nin kararlılığı görülünce burada terör örgütlerinin, onların farklı isimler altındaki uzantılarının da oradan temizlenmesi gerektiğini onlar da artık kabul ediyorlar. Tüm dünya Türkiye’nin kararlılığını görmüştür, ümit ediyorum ki muhalefet de görmüştür.
‘Cami tutumu düpedüz ırkçılık’
- Avusturya’daki cami ve imamlara yönelik tavırlar var, buna yönelik neler yapılacak?
Avusturya Başbakanının tutumu, camilerle alakalı ve oradaki imamlarla alakalı aldığı karar ırkçılıktır düpedüz. Kendisine müteaddit defalar söyledik, duymuyor, etmiyor. Onun da herhalde anladığım kadarıyla imtihanı ırkçılıkla olacak. Büyük ihtimalle de Avrupa tarihinde, dünya siyaset tarihinde ve Avrupa siyasi tarihinde Avusturya’da ırkçılığı körükleyen bir Başbakan olarak hatırlanacak. Kendisinin genç olmasından kaynaklanan herhalde bir tecrübesizlik de söz konusu. Genç siyasetçilerin bir çoğunun bu noktada hassas olduğunu biliyoruz ama kendisi anladığım kadarıyla oradaki ırkçı partiyle beraber el ele kol kola Avusturya’yı ciddi manada bu noktada ırkçı bir yol üzerinde götürmek istiyor. Avrupa’yla ilgili gördüğü hayaller de zaten o şekilde. Yanlış yola doğru gidiyor.
- Mesut Özil ve İlkay Gündoğan’a yönelik yapılanlar da var..
Maalesef ama maalesef. Almanya’da Mesut Özil ve İlkay Gündoğan’a yapılan linç kampanyası var ve bunu özellikle basın yapıyor. Yapa yapa getirdikleri noktada da en sonunda stadyumda milli maçta onların ıslıklanmasına sebep oldular. Şimdi, bu yaptıkları tamamen kendi açılarından bakıldığında yabancı düşmanlığıdır. Ayrıca Alman Futbol Federasyonu Başkanı’nın yaptığı açıklama akıl tutulmasıdır. Başkanın, Türkiye Cumhurbaşkanıyla ilgili söyleyecek sözü yoktur, haddi de değildir. Bu noktada zaten Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Sayın Demirören de kendisine bu noktada cevap vermiştir. Almanya Futbol Federasyonu koltuğunu bırakmalıdır, istifa etmelidir. Alman futbolseverlere şunu söylüyorum: Dünya şampiyonu olmuş olan futbolcuları böyle ıslıklayarak, yuhalayarak hiçbir şeye varamazlar. Ancak ve ancak Almanya’daki en çok korktukları, en çok çekindikleri AFD gibi Almanya’nın ırkçı partilerinin değirmenine su taşırlar.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024