Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ile Rize’de bir gün geçirdim. Yeni yapılan Rize Havalimanına inip hem karayolu hem de liman şantiyelerinde incelemelerde bulunduk.
Türkiye’nin hava yollarında şampiyonlar liginde olduğunu belirten Uraloğlu, dünyada 340 noktaya uçuşları olduğunu kaydetti. Bu sene 60 milyon turiste ulaşılacak gibi olduğunu dile getiren Uraloğlu, turizm gelirlerinde de rekor beklendiği dile getirdi. Uraloğlu ile sohbetimden öne çıkanlar şöyle:
203 MİLYON YOLCU: Havayollarında 26 olan havalimanı sayımız 57’ye çıkardık. Yapımı devam eden 3 havalimanı var. Dünyada da 180 ülke ile anlaşmamız var. 140 ülkeye 340 nokta civarında uçuşumuz var. Neredeyse gitmediğimiz ülke kalmadı. Türkiye’de 3 tane hava yolu taşıyıcımız var. Yeni aktörler de devreye yavaş yavaş devreye giriyor. Artık talep o kadar fazla ki iç talebi karşılamakta bile zorlanıyoruz. Biraz uçak sayımızı artırmamız gerekiyor. THY’nin bu yönde hazırlığı var. Yine aynı şekilde diğer operatörlerinde bu anlamda hazırlıkları var. Bu sene 203 milyon civarında bir yolcu taşıyacağımızı öngörüyoruz.
YURT DIŞINDAN İLGİ ÇOK: Bu sene 55-60 milyon turiste ulaşılacak. Yine turizm gelirlerinde bu sene belki bir rekor kırılacak. Turizm Bakanımızla gerekli koordinasyonu yapıyoruz. O anlamda hızlı bir şekilde hazırlıkları yapıyoruz. Orta noktadayız, kısa uçuşlarla gelinebiliyor. Asya’dan, Avrupa’dan, Ortadoğu’dan, Afrika’dan yani geniş bir coğrafyadan uçuş yapılabiliyor. Artık insanların kısa süreli Türkiye’ye gelip gittiklerini biliyoruz. Birkaç günlüğüne gelip Türkiye’de alışveriş yapıp dönen bir turizm kitlesi oluştu.
İSTANBUL’A İNİŞ REKORLARI: İstanbul’da geçtiğimiz bayramda bir günde uçak inişi 1600’ları aştı. Geçtiğimiz hafta yani ağustosun son haftası günlük 1520 civarında inen uçak sayısının ortalaması. 24 saati dakikaya bölersek uçağın inip kalkmadığı dakika yok gibi. Öyle bir yoğunluk var. Sadece İstanbul havalimanı değil, Antalya, Sabiha Gökçen, İzmir, Adana, Trabzon.
Trabzon’a bayram süresince 149 uçuş olan gün oldu. 23 bin civarında gelen sayısı demek. Yaz Ortalaması 100 civarında uçaktır. Hava ulaşımında şampiyonlar ligindeyiz. Bu sadece yolcu değil kargo taşımacılığında da bu böyle. İstanbul havalimanı geçtiğimiz ay kargoda Avrupa’da birinci oldu. En fazla kargo taşımacılığının yapıldığı havalimanı oldu. Dünyada da sayılı ülkelerden biriyiz.
KRUVAZİYER ARTTI: Deniz yoluna baktığımızda, 2023’te 217 olan liman sayımızı 255’e çıkarmayı hedefliyoruz, burada da yaklaşık 3,3 milyar dolarlık yeni yatırım planladık. Kruvaziyerde ciddi bir talep oldu. İstanbul’a, İzmir Alsancak limanına, Kuşadası’na. Pandemiden önceki rakamları birçok yerde yakaladık. Yurt dışı kruvaziyerde ciddi bir gelişme var. Turizm Bakanımızla konuşuyoruz, teşvik etmeye çalışıyoruz.
BOĞAZLARIN GÜVENLİĞİ: İstanbul Boğazı dünyadaki en zor su yollarından bir tanesi. Akıntılar, kıvrımlar ve sert dönüşler. Ve boğazın etrafındaki yerleşimler bu anlamdaki riski artırıyor. Yıllık 35-40 bin civarında bir gemi geçişi var. Geçişleri kesinlikle tek yönlü yapıyoruz. Kuzeyden güneye giderken güneydekiler bekliyor. Bir de boğazın içindeki iç trafik var. Dönüşümlü verince hem Marmara tarafında hem Karadeniz tarafında biraz beklemeler oluyor. Bu beklemeler boğazın güvenliği için. Bazen şöyle diyorlar ‘Boğazlardaki gemi sayısı her geçen gün azalıyor’. Baktınız mı bir azalma söz konusu mu? Evet, az da olsa. Ama esas artan gemilerin büyüklüğü ve taşınan yük miktarı artıyor. Gemi büyüyünce risk de artıyor. Mutlaka alternatif bir su yolu oluşturmamız gerekir diye düşündük ve Kanal İstanbul’un projelerini bitirdik. Şu anda çed süreci ve imar süreci devam ediyor.
KANAL İSTANBUL: Olaya çevreci boyutunda yaklaşan birçok insan var. Biz de onu önemsiyoruz elbette. Oradaki samimi yaklaşımları dikkate alıyoruz. Projeyi masaya serdiğimizde Kanal İstanbul güzergahının yaklaşık yüzde 70’i hâlâ su altında olduğunu unutmamamız lazım. Dolayısıyla çevreci boyutta biz zaten gereken hassasiyeti gösteriyoruz. ‘Siz burayı ranta konu edeceksiniz’ diyorlar. Her projenin bir rantı vardır. Ama biz kamu adına bir rant elde etsin diyoruz. Çevre Bakanımız zaman zaman açıklıyor. İstanbul’un deprem riskine karşı oradaki alanlar rezerv alan olarak değerlendirilecek ve İstanbul’un dönüşümüne ciddi katkı sağlayacak. Biz bugünden itibaren bunu planlıyoruz. İmar planları bitti mi Kanal İstanbul bitmese bile o yerleşimleri yapmaya çalışacağız. Yoksa 500 bin nüfuslu 1 milyon nüfuslu yeni bir İstanbul değil ya da İstanbul’u büyütmek değil, İstanbul’daki riski dağıtma adına düşündüğümüz bir plan var orada. Unutmamız gereken ihracat ve ithalatın uluslararası taşımacılığındaki en büyük rolü deniz yolu alıyor. Dolayısıyla biz orada güçlü olmak durumundayız. Kanal İstanbul’u da bu anlamda biz imal etmek durumundayız. Uygun bir finansmanla beraber inşallah biz kazmayı vuracağız. Kanal İstanbul sayesinde dünya ekonomi koridorlarına entegrasyonu arttırmış olacağız.