Washington
Washington, rüyalar ülkesi Amerika’nın başkenti.
Amerikan yapımı özellikle casus ve siyasi filmlerde sürekli ekranlardan aşina olduğumuz şehir.
İner inmez bir düzenlilik ve sakinlik hissediyorsunuz. New York ile aralarında çok fark var şehir olarak. New York’taki kalabalığı ve koşuşturmayı göremiyorsunuz Washington D.C.’de.
D.C. ‘District of Columbia’nın (Kolombiya bölgesi) kısaltması.
New York gökdelenler şehri olarak dikkati çekerken Washington’da binalar 10 katlı ve çoğu da tarihi.
Şehirden çıkıp 20 kilometre kırsala gidince filmlerdeki tek katlı bahçeli evleri görüyorsunuz.
1791’de Fransız mühendis L’Enfant’ın planına uygun şekilde inşa edilen Washington’da bu nedenle Fransız ekolü hakim.
Sessiz ve düzenli bir başkent olan Washington’da polis ve itfaiye araçlarının geçişleri sırasında çaldıkları yüksek sesli sirenler ise abartılı.
Bu, huzur ve sakinliğiyle dikkati çeken şehirde hakimiyet ve güven mesajı için yapılıyormuş.
Müzeler şehri
Şehir merkezinde 672 bin nüfusun olduğu Washington, müzeler şehri. Bu nüfusun yüzde 50’sini Afro-Amerikalılar oluşturuyor.
17 müzenin olduğu şehirde bir de hayvanat bahçesi var.
Washington Anıtı’nın olduğu yerde özel müzeler bölgesi dikkat çekiyor. Bu bölgeye yılda 25 milyon turist geliyormuş.
Ücretsiz girilen müzeler de en dikkat çekici Ulusal Havacılık ve Uzay Müzesi. Ay’a gidişle ilgili pek çok şeyin olduğu müzede ay taşına parmak da basabiliyorsunuz.
Ulusal Müze ve Kızılderili Müzesi de dikkati çeken müzeler arasında yer alıyor.
Kentin valisi yok
Dünyada hiçbir yerde olmayan özel statüde bir bölge olarak kabul edilen Washington kendi başına bir eyalet değil. Hiçbir eyaletin de sınırları içinde yer almıyor.
Kentin belediye başkanı var ama valisi yok.
Potomac nehri kıyısında olan Washington Beyaz Saray, ABD Kongresi, ABD Yüksek Mahkemesi, Bakanlıklar, IMF, Dünya Bankası ve 170’in üzerinde büyükelçiliğe ev sahipliği yapıyor.
Başkanlık sistemiyle yönetilen Amerika’da 50 federe eyalet bulunuyor.
Amerika’daki etnik dağılım yüzde 79.96 beyaz, yüzde 15 hispanik, yüzde 12.85 Afro-Amerikalı, yüzde 0.97 yerli Amerikalı, yüzde 0.18 Hawaii ve Pasifik adaları.
Dini dağılım ise yüzde 51.3 Protestan, yüzde 23.9 Katolik, yüzde 1.7 Mormon, yüzde 1.6 diğer Hıristiyan mezhepleri, yüzde 1.7 Musevi, yüzde 0.9 Müslüman, yüzde 0.7 Budist, yüzde 12.1 ise herhangi bir dinle bağlantısı olmayan olarak dikkati çekiyor.
Abdülmecid’in sözleri
168 metre yüksekliğindeki Washington Anıtı’nın çevresinde gezecek çok yer dikkati çekiyor. Washington Anıtı’nın üzerinde Sultan Abdülmecid’in mermere işlenmiş tuğrası, ismi ve Amerika’ya yönelik sözleri yer alıyor.
16. ABD Başkanı Lincoln’un anıtı da o bölgede görülecek yerlerden. İçinde dev oturan Lincoln heykeli var.
Ordan çıkınca hemen karşınıza Kore Savaşı Gazileri Anıtı geliyor. Burada Türkiye’nin de ismi taşlara yazılmış.
Bu alandan göl kıyısındaki Martin Luther King Anıtı’na giderken ağaçların arasında sincapları görüyorsunuz. Washington’daki birçok parkta yine sincaplar karşınıza çıkıyor.
Göl kenarında ise bu mevsimde çiçek açan kiraz ağaçları güzel bir görüntü oluşturuyor. Bu hafta festivali de yapıldığı için çok kalabalıktı.
Tarihi elçilik konutu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Nükleer Güvenlik Zirvesi ile Türk-Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi programı için Washington’daydık.
Erdoğan, gazetecileri Türk Büyükelçiliği’nin konutunda ağırladı. Bu binanın öyküsü ilginç.
Tarihi Everett Malikanesi’ni yapan Washington’lu mimar George Oakley Totten Jr. 1908 yılında İstanbul’da, Sultan Abdulhamid’in Veziri İzzet Paşa için bir proje çizmiş. ABD’li mimara, Sultanın özel mimarı olması teklifinde bulunulmuş ama ülkesine dönmüş.
Metal Coca Cola ve vidalı kapakların mucidi Edward Hamlin Everett, mimar Totten’den malikane yapmasını isteyince o da İtalyan ve Osmanlı karışımı tarzı bir malikane yapmış.
Malikanenin sahibi Everett, İstanbul’a da gelen ve Türkleri çok seven bir işadamı. Öldükten sonra malikanenin Türklere verilmesini istemiş. Bina 1930’lu yıllarda 250 bin dolara alınmış.
Medeniyet merkezi
Erdoğan’ın açtığı Türk-Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi, Amerika’da Müslümanlara karşı önyargıların ve hoşgörüsüzlüğün olduğu dönemde büyük önem taşıyor.
İslamofobi ve ırkçılık tartışmaları yaşanırken merkezin açılması tüm dünyaya verilmiş anlamlı bir mesaj.
Açılışa birçok farklı dinden katılım oldu. Bu da dinler arasındaki hoşgörü açısından önemliydi.
Maryland Belediye Başkanı da merkezin yapılmasında büyük kolaylıklar sağlamış. Bu da medeniyetlerarası ittifak açısından çok önemli.
Belediye Başkanı’nın o bölgede yaşayanlara yaptığı halk oylamasından da onay çıkınca caminin de olduğu merkez 100 milyon dolar harcama ile yapılmış.
Erdoğan da açılışta 11 Eylül’ün faturasının tüm müslümanlara kesilmesinin yanlış olduğuna yönelik mesajlar vererek tüm dünyaya çağrı yapmıştı.
NASA Uzay Arastırmaları Merkezi’nin hemen yanı başında bulunan merkezin arazisinin alımında da ilginç bir ayrıntı dikkati çekiyor.
Bataklık olan arazi 1993 yılında ABD’de etkin bir lobiye sahip Yehova Şahitleri’nden satın alınmış.
Merkezin en önemli amaçlarından biri de islamofobi tartışmaları sürürken gerçek İslamın ve Müslümanlığın Amerikan toplumuna anlatılması.