Soykırım davası Lahey’de başlarken Filistinlilerin durumu günden güne kötüleşiyor.
Bir tarafta soykırım var, bir tarafta yaşanmaz bir Gazze. Binalar yıkıldı.
25 bine yaklaştı ölen Gazzeli sayısı. Yaralı sayısı kat kat fazla.
Hastaneler imkansızlıklarla çalışıyor. Anlık küçük dokunuşlar.
Onbinlerce Gazzeli de sürgün edildi, ev yok, yemek yok, temiz su yok. Hastalıklar artıyor.
Bu soykırım sürerken Akdeniz’in kıyısında yaşam şartları sağlıksız bir Gazze var şimdi.
Çocukların görüntülerini görünce “Bu ne vahşet ey dünya” diyorsunuz.
Refah kampına gidenler kumların üzerinde derme çatma çadırlarda.
Çöpler etraflarında, hijyen yok.
Yemek kuyruklarındaki çocuklar. Elleri boş dönenlerdeki hüzün. Açlık, susuzluk.
Bu şartlar devam ederse bulaşıcı hastalıklar artacak ve Akdeniz’den dünyaya yayılacak.
İşgal altındaki Batı Şeria’da da şartlar iyi değil.
Filistinliler duvar ve teller arasında hapiste gibi yaşıyor.
Her yer İsrail’in kontrolünde gibi.
New York’un altındaki gizli Yahudi tünelleri ise tartışma konusu oldu.
Eeee ne dersiniz artık dur deme vakti hâlâ gelmedi mi?
1,5 milyon gıda denetimi
Gıda güvenliği çok önemli.
Denetimler çok önemli.
Bu konuda neler yapıldığını Tarım ve Orman Bakanlığı’na sordum.
Üretim, satış ve toplu tüketim yerlerinde her yıl ortalama 1,5 milyon denetim yapılıyormuş.
1 milyona yakın işletmede denetim yapılıyormuş.
Ayrıca sektörel denetimler de varmış.
Uluslararası standartlara uygun 41 kamu gıda laboratuvarında analizler yapılıyormuş.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı denetim konusuna çok önem veriyormuş ve yakından takip ediyormuş.
Bakanlık denetlemede ama en iyi gıda denetçisinin tüketici olduğunu unutmayalım ve gördüğümüz sıkıntıları biz de şikâyet edelim.
Şaşırdık mı? Hayır
- CHP’nin ilçe belediye başkanlarını belirleme toplantılarında bile krizler yaşanıyormuş.
- Murat Kurum’un adaylığı İstanbul’a bir heyecan ve hareket getirmiş.
- DEM Partisi olmadan Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul seçimini kazanamayacağı yorumları yapılıyor.
- Seçimlere doğru giderken dış güçler Türkiye’yi karıştırmaya çalışacakmış.
- Sağlık turizmi için Türkiye’ye gelen yabancıların sayısı artmış.
- TOGG’un yeni modeli Las Vegas’ta çok beğenilmiş.
- Türk dizilerinin dünyadaki izleyicisi artmış.
- Antalya’ya kış turizmi için gelen belli bir yaşın üstündeki turist sayısı artmış.
- Netanyahu, ABD yönetimini zorluyormuş.
Raflardaki eski tarihli mallar
Marketlerdeki fiyat artışları herkesin gündeminde. Sürekli fiyatlar çeşitli bahanelerle yenileniyor.
Yok ulaşım, yok alış fiyatı arttı...
Madem öyle neden zincir marketler eski tarihli ürün satarlar acaba?
Hem de iki sene gibi uzun süreli malın son kullanma tarihini geçirerek.
Bu Ankara’da çok büyük bir zincir markette başıma geldi.
Nane kurusu almak istedim. Baktım ki son kullanma tarihi üç ay geçmiş.
Nane kurusunun son kullanma tarihi mi olur diyebilirsiniz.
Yani iki senelik bir ürün olarak satışa çıkmış. Yani bu ürün iki seneye yakın satıcıda.
Yani bu iki senelik ürüne de zam yapılıyor.
Bu ürünlerin üzerine satış fiyatı da yazılsa kaçtan kaça çıkardıklarını da görürüz.
Bir de hiç satılmayan fiyatı etikete koyup yüzde 70 indirim var.
Bu da ev ürünleri satan bir zincir markada başıma geldi.
Küçük bir aydınlatma ürünü.
Üzerine 1200 fiyat yazılıp yüzde 70 indirim diye yazılmış.
Üşenmedim sordum, “Bu ürün bu fiyata ne zaman satıldı?” Çalışanlar bir şey diyemedi.
Çünkü onlar da şişirmenin farkında.
Böyle müşteri ile dalga geçen yerlere gitmememiz ve tepki vermemiz gerekiyor.