Bugünlerde tartışılan en önemli konu bu. Hükümet de deprem ve kentsel dönüşüm seferberliği başlattı.
Bilim adamları ve deprem uzmanları başta olmak üzere çeşitli kesimlerden görüşler alınacak. Bilim Kurulları oluşturulacak.
‘Kentsel dönüşüm nasıl olmalı?’ sorusunun uzun uzun tartışılması lazım.
Neden mi? Çünkü özellikle İstanbul’da bina bazlı yapılan rant aracı kentsel dönüşüm yerine geniş alan bazlı kentsel dönüşüm yapılmalı.
Deprem denince eski konut stokunun çok olduğu İstanbul ve İzmir akla geliyor. İki büyük ilimizin bu eski bina stokunu biran önce geniş alan bazlı yenilemesi lazım.
Fay hatlarından uzaklaşmak ve yatay mimariye geçmek gerekiyor.
Burada vatandaşa da büyük görevler düşüyor. Herkesin kentsel dönüşüme destek vermesi ve üzerine düşeni yapması gerekiyor.
Her il için ayrı planlar hazırlanması lazım. Özellikle İstanbul için ayrı bir bütçe hazırlanması lazım.
Hem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın hem de ilçe belediyelerinin sokak sokak deprem ve kentsel dönüşüm planları hazırlamaları gerekiyor.
Avrupa yakası Marmara Denizi sahilinin hızlıca yeniden gözden geçirilmesi lazım.
Kahramanmaraş depreminde yaşandı. 11 çevre ili depremden etkilendi. Bir ilde deprem olunca bir yakın bir uzak ilden destek ve yardım gelmesine yönelik yeni planlar yapılmalı.
Depreme hazır mıyız? Son yüzyılın felaketinde gördük ki hayır.
O zaman geç olmadan herkes üzerine düşeni daha çok yapmalı.
SSB’nin barınma ve istihdam projeleri
Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir ile bir araya geldim. Demir, deprem bölgesinde yaptıkları çalışmaları anlattı.
Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) deprem bölgesinde barınma ve istihdam projeleri hayata geçirmek için çalışmalara başlamış.
SSB’nin organize ettiği konteyner kent kurulum Projesi’ne ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN, HAVELSAN, STM, İstanbul Teknopark, Boğaziçi Savunma, Tualcom ve ASELSAN NET firmaları katılmış.
Kahramanmaraş Onikişubat Belediyesi EXPO alanında iki ayrı bölgede planlanan savunma sanayii konteyner kenti, 3 bin 600 kişiyi barındırabilecek 600 adet aile yaşam konteynerinden oluşacakmış. Şu anda 100’ün üstünde konteyner kurulmuş.
Konteynerlerde dikkatimi çeken televizyon, klima ve buzdolabının da olması. Konteynerlerde banyo ve tuvalet de yer alacak.
Konteynerler yangına karşı dayanıklı üretiliyormuş.
Savunma sanayii konteyner kent yerleşkesinde ayrıca yemekhaneler, sosyal alan bölümleri, mescit, kütüphane, çamaşırhane, genel tuvalet ve oyun alanları da kurulacakmış.
Ayrıca her ünite için uydu televizyon yayını sağlanması ve yerleşke içerisinde kablosuz internet noktaları tesis edilmesi de planlanıyormuş.
Başkan Demir ayrıca bölgede istihdamın artması için savunma sanayii şirketlerinin çalışmasını ve projeler üretmesini de istemiş.
Duymak istemediklerim
- Deprem sonrası kira ve konut fırsatçılarının yaptığı zamlar
- Deprem sonrası yalanlarla insanları doldurmak isteyenler
- Yaraları sarmak yerine kutuplaşmalar yaratmak isteyenler
- Marketlerdeki zamlar
- Çocuklar üzerinden siyaset yapmaya çalışanlar
Ruh sağlığımız nasıl düzelecek?
Deprem sonrası kayıplar, travmalar, acılar, şoklar.
Bunları sadece depremzedeler yaşamadı. Kurtarma çalışmalarına katılanlar, sağlıkçılar, bölgede görevli olanlar, diğer şehirlerde gelişmeleri yakından izleyenler.
Deprem yaşayanlara psikososyal destekler veriliyor.
Ya depreme maruz kalmayanlar ne yapacak? Bunu bir toplum bilimciye sordum. Aldığım yanıt şöyle:
“Deprem dışı illerde gelişmeleri izleyenler ve üzülenler sosyal medyaya dikkat etmeli. Sosyal medyada umut kırıcı, moral bozucu ve hoş olmayan görüntüler olabiliyor. Olabildiğince televizyon kaynaklarından haber almak daha doğru. İnsanlar sürekli her dakika gelişmeleri takip etmemeli. Ara vermeliler ki bu travmayı toplumca da rahat atlatabilelim.”