TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Çağatay Kılıç ile ABD ilişkiler ve F35 tartışmaları başka olmak üzere dış politika konularını konuştuk. Kılıç, F35’te hukuk değil keyfilik yaşandığını ve Türkiye’nin parasına çökmeye çalışıldığını vurguladı. Kılıç, “bu milletin parasına çöktürmeyiz” diyor.
F35 ve F16 tartışmaları. F35 ile ilgili Türkiye’nin parasını nasıl alacağı tartışmaları.
ABD Başkanı Biden’ın Türkiye’ye yaklaşımı. Avrupa Konseyi kararları. Almanya’daki seçim ve ilişkilerde yeni dönem. 10 büyükelçinin Kavala açıklaması.
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Akif Çağatay Kılıç ile başta bunlar olmak üzere dış politika konularını konuştuk. Kılıç, F35’te hukuk değil keyfilik yaşandığını ve Türkiye’nin parasına çökmeye çalışıldığını vurguladı. Kılıç, “bu milletin parasına çöktürmeyiz” dedi. ABD ile ilişkilerle ilgili olarak da Kılıç, “Sayın Biden’ın ABD’deki şu anda kabul görünürlük oranı ciddi manada düşmüş vaziyette. Trump’ın ani çıkış ve öngörülemez açıklamaları ile ilgili sıkıntı yaşadığımızı biz dile getiriyorduk. Ama Sayın Biden’ın da maşallah Sayın Trump’ı aratmayacak bir hale doğru gittiğini hisseder gibiyim” diyor.
Dün Biden ile Erdoğan İtalya’da bir araya geldi. Özellikle F35 ile ilgili sonuçlarını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Görüşmenin öncesinde bir araya geldiğimiz Kılıç Milliyet’in sorularını şöyle yanıtladı:
YUNANİSTAN HİÇBİR KARARA UYMUYOR
- 10 büyükelçinin açıklama tavrını ve gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Diplomasinin temel kuralı görevli olduğunuz ülke ile kendi ülkeniz arasındaki ilişkileri geliştirmektir. 10 büyükelçinin Türkiye’de görevliyken yazılı yaptığı açıklama diplomatik kural ve kaidelere bağdaşmayan bir yaklaşım. Bir ülkede misafir olarak bulunuyor olmanın getirdiği bir takım nezaket kuralları vardır. Siz 10 kişi bir araya geldiğiniz de topluca yaptığınız bir açıklamanın anlamı farklıdır, tek başınıza yaptığınız açıklamanın anlamı farklıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararları için ‘hangi kararlar daha fazla uygulanabilir hangi kararlar daha az uygulanabilir’ tarzında konseyin bir ayrımı yoktur. Büyükelçilerin mahkemeye atıfta bulunmalarından dolayı söylüyorum bunu. Fakat Yunanistan AİHM’in hiçbir kararına uymuyor. Türk ve Müslüman azınlıklarla ilgili aldığı hiçbir karara uymuyor ve uygulamıyor. Bizim büyükelçimizde Yunanistan’da çoğunluğu Müslüman olan ülkelerin büyükelçileriyle bir araya gelip AİHM’in kararlarını Yunanistan’ın uymadığı ile ilgili bir bildiri mi yayınlasın? Bunu mu yapalım? Yaparız. Ama diplomatik nezaketle alakalı bunun doğru olmadığını düşünüyoruz. Burada ilginç olan Avrupa Konseyi ile hiçbir alakası olmayan ABD, Yeni Zelanda gibi ülkelerin büyükelçilerinin de bu işin içinde olmaları.
KONSEY AĞIRLIĞINI GÖZDEN GEÇİRSİN
- Avrupa Konseyi ile ilgili tartışmalarda yaşanıyor...
Hangi kararların uygulanıp uygulanmayacağı konusunda bu kadar esnek davranmaya gayret eden Avrupa Konseyi’nin de kendi yapısı ile alakalı olarak, kendi ağırlığı ve kabul edilirliği ile alakalı olarak bir durumu gözden geçirmesi gerektiğini düşünüyorum. Yargı süreci devam ederken yapılan bu açıklamada AİHM’in arkasına sığınamazsınız. Bunlar bu açıklamayı daha süslü hale getirme durumu. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi 10 sene önceki yerinde değil. Çok fark var. Maalesef aldığı kararların ağırlığı konusunda ciddi manada güven bunalımına uğramış olan bir durum var. (‘Bu çifte standartla nereye gider Avrupa ülkeleri ve konsey?’ sorusu üzerine) Çifte standarttan ziyade durum neyi gerektiriyorsa, hangisi çıkarlarınaysa o şekilde olayları yorumlama ve bakış açısında oldukları artık herkes tarafından görülüyor.
F35’TE KEYFİYET VAR
- ABD ile yaşanan F35 krizine yönelik neler söyleyeceksiniz?
ABD ile yaşadığımız F35 krizinde de bunu görüyoruz. Bir para ödenmiş. Maddi yükümlülük olarak yapılan çalışma içerisinde bulunmuşsunuz. Bir bedel ödemişsiniz. Dünyanın her yerinde ödediğiniz malı alamadığınız zaman para iade edilir. Karşı taraf ‘ben sana vermiyorum’ demiş. Bize hukuk dersi vermeye kalkan ABD’nin hukuk sisteminin nasıl bir sistem olduğunu bütün dünya tartışır. Çünkü anlaşmaya dayalı, bazen suçlunun ya da suçsuzun durumu değil, neye karşı anlaşma yapabileceğiniz, hukuk neyi ispatlayabildiğinle alakalıdır. Güya dünyanın en ileri hukuk sistemi ve demokrasinin olduğu yerden bahsediyoruz. Keyfiyete dayalı birçok karar alıyorlar. F35 ile ilgili karar aynen bu şekildedir.
PARAMIZA ÇÖKMEYE ÇALIŞIYORLAR
- Türkiye’nin parasını geri alamama durumu olabilir mi?
Biz NATO ortağıyız, sorumluluklarımızı yerine getirmişiz, ödememizi yapmışız. Karşılığında bir hizmet bekliyoruz. ‘Bu hizmeti sana vermiyorum, paranı da iade etmiyorum’. Kusura bakmayın, böyle bir şey olmaz. Halk arasında buna ‘çökme’ denir. Paramıza çökme anlamına gelir. Bu milletin parasına çöktürmeyiz. Bu varken ‘F16 verelim mi vermeyelim’. Sayın Biden’ın başkan olmadan önce mülakatlarına baktığınız zaman niyetinin ne olduğu ortada. Keşke bunları hiç konuşmuyor olsaydık ama söylemem lazım.
ABD’NİN HESAP VERMESİ LAZIM
- ABD Başkanı Biden’ın tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sayın Biden’ın ABD’deki şu anda kabul görünürlük oranı ciddi manada düşmüş vaziyette. Trump’ın ani çıkış ve öngörülemez açıklamaları ile ilgili sıkıntı yaşadığımızı biz dile getiriyorduk. Ama Sayın Biden’ın da maşallah Sayın Trump’ı aratmayacak bir hale doğru gittiğini hisseder gibiyim. Bu benim şahsi düşüncem. İnşallah yanılırım. Ama şu kesinki ABD’de yaptığımız görüşmelerde ve takip ettiğimizde de görüyoruz ki kabul görünürlük oranı ciddi manada düşmüş vaziyette. Afganistan’da ortaya konan hatalar ortadadır. Tüm dünyanın bu noktada ABD’ye karşı yaklaşımı, ne kadar büyük hata yaptığını herkes söylüyor. Şimdi çıkmış bazıları diyor ki ‘Taliban ile görüşüyor musunuz, görüşmüyor musunuz?’ Siz affedersiniz 20 seneyi aşkın sürede bir ülkede işgal kuvveti olarak bulunup oranın her türlü sosyal dokusuna, siyasi yapısına, günlük hayatına müdahil oluyorsunuz, var olduğunu iddia ettiğiniz güvenlik gücü gördük ki 6 saat içerisinde yok oldu, sizin bir hesap vermeniz gerekir.
Yönetim şekli ihracat yetkileri yok
- ABD ve Avrupa ülkeleri ne yapmaya çalışıyor?
Hiçbir ülkenin başka bir ülkeye kendi yönetim şekli ve demokrasisi konusunda ihracat yapmaya yetkisi yok. Ama ne hikmetse kara Avrupa, merkez Avrupa, kuzey Avrupa ve ABD gibi birtakım ülkeler yönetim şekillerini, sistemlerini, farklı ülkelerde sosyolojileri, inancı, kültürleriyle uyuşmayan bir takım şeyleri ‘illa yapacaksın’ deme cüretinde bulunuyor. Ve bunu da kontrol ettikleri medya üzerinden tüm dünyaya biz huzuru barışa refahı getireceğiz diyerek insanların önüne yol haritası koyarak onların isteklerini kabul etmelerini söylüyorlar. Bu doğru bir şey değil. Bundan çıkmamız lazım.
Herkes kendi bahçesine baksın
- Almanya’daki seçim sonrası Türk-Alman ilişkileri nasıl olacak?
Almanya’da önemli bir seçim yaşandı. Trafik ışığı koalisyonu diye adlandırılan ve üç partiyi kapsaması düşünülen, müzakeresi devam eden koalisyon görüşmelerinde birbirine zıt olan bazı konular var. Türkiye ile ilişkilere gelecek olursak, 3 partili koalisyonda özellikle yeşiller partisi ve sosyal demokrat partisinin Türkiye’ye ve partimize karşı önyargıları var. Ümit ediyorum ki bir sözümüz var; ‘taç giyen baş akıllanır’. Özellikle yeşiller ve SPD açısından dile getiriyorum. Sorumluluk altına girdikten sonra daha farklı ve dikkatli olurlar. Anlaşamadığımız konular mutlaka olacak. Almanya ile Türkiye arasındaki çok eskiye dayanan bağlar ortadadır. Ümit ediyorum ki iyi çalışabileceğimiz, Türkiye ile dostane ilişkiler temel alınarak çalışabileceğimiz meclis dostluk grubu olsun. Ciddi sayıda Türk kökenli milletvekili var. Birbirimizi iyi anlarız. Yeter ki görüşmelere ön yargısız gelsinler. Herkes kendi bahçesi ve kendi evinin etrafıyla ilgilensin.