ABD Başkanı Barack Obama’nın Havana ziyaretinin ardından amborgoların da zamanla kalkmasıyla 1950’li yıllarda yaşayan sosyalist ülke Küba’da değişim başlayacak.
Gidenleri, 1950’li yıllara götüren fotoğraflar da nostalji olacak belki de önümüzdeki yıllarda.
Küba’ya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın resmi ziyaretini takip etmek için gitmiştik.
Kolombiya’dan Havana’ya inişimizde hemen farklı bir ülkeye geldiğimizi hissetmiştik.
Havana Jose Marti Havaalanı küçücük bir yerdi. Kapısından pencerelerindeki çerçevelerine kadar geçmişten kalan eski bir binadan çıkmıştık şehir merkezine gitmek için.
Dünyanın en büyük 13. adası olan Küba’yı 1990’da Doğu Bloku’nu sarsan değişim dalgası yıllar geçse de etkilemedi.
Tek parti egemenliğine dayalı sosyalist bir devlet yapısı ile yıllardır değişime kapalı olarak ayakta Küba.
Açık hava müzesi
Yılda 10 bine yakın Türk turist de gidiyor Küba’ya. Ama THY’nin uçuşu yok.
Türkiye’den direkt uçuş da yok Küba’ya. Avrupa üzerinden aktarmalı gidebiliyorsunuz.
THY’nin de önümüzdeki günlerde Küba’ya sefer başlatması bekleniyor.
Havana sokakları açık hava müzesi ya da film platosunda gibi hissettiriyor. İlk dikkati çeken 1950’li yıllardan kalan Amerikan arabaları. Cıvıl cıvıl renkleriyle Küba’nın sembolü olan arabalar.
Şehir merkezinde ise evlerin eski ve bakımsız olmaları dikkati çekiyor.
Rengarenk yarım yamalak boyanmışlar.
Yıllardır ticari ambargo olduğu kendini hemen hissettiriyor Küba sokaklarında.
Bakımsız evlerin çevresinden geçerken başka hiç bir ülkede göremeyeceğiz bisikletler, taksiler karşılıyor sizi.
Havana sokaklarında dolaştıkça sanki bir ülkede değil de masal şehrinde geziyorsunuz gibi.
Binaların içinde küçücük dükkanlar karşınıza çıkıyor. Bazıları kendi yaptıkları resimleri, bazıları da eski ev eşyalarını satoydr.
Meyve çekirdeklerinden yapılan kolye benzeri şeyler de çok ucuz fiyatlara satılır el işi olarak Havana’da.
Purolu kadınlar
Alışveriş yapınca yanımda sakız olup olmadığını sormuştu satıcı bana.
Ambargo nedeniyle sakız çok azmış Küba’da onu da öğrenmiştim. Dükkânlar da normal dükkan değildi. İçine girene kadar dükkan gibi gelmiyor.
Ancak insanlar çok sıcak, evlerde, dükkânlarda güleryüzle karşılayıp, hemen bir şeyler ikram etmek istiyorlar.
Ana meydanlarda gezerken yerel kıyafetli ve ellerinde purolu kadınlar fotoğraf çektirmek için hemen yanınıza geliyor.
Restoranlar çok ucuz ve neredeyse tamamında canlı müzik var.
Atatürk Büstü’nün de olduğu parkın bulunduğu sahil tarafı da her zaman canlı olmasıyla dikkat çekici.
Değişim başlayacak
Kübalıların maaşları çok düşük. Ortalama 15 dolar. fazla değil. En büyük geçim kaynağı turizm.
Ancak sağlık apayrı bir sektör.
Çok iyi yetişmiş doktorları var.
Erdoğan’ın ziyaretinde de Küba’dan doktor ithal edilmesi gündeme gelmişti.
İnternet yok gibi bir şey Küba’da.
Kaldığınız otelde ancak sabit bilgisayarda bulabiliyorsunuz o da dakikalık olarak veriliyordu. Ücreti de yüksek tutularak.
Bu nedenle dış dünya ile de iletişim kapalı gibi Küba’da.
Obama’nın, Küba’ya yönelik değişim mesajlarından Küba’da kapitalist kurallar yer bulmaya başlayacak gibi gözüküyor.
Önümüzdeki bir kaç yıl sonra da Küba’nın eski halini bulmak zor olacak gibi.