Abdullah Karakuş

Abdullah Karakuş

akarakus@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ürdün küçük Arap ülkelerinden biri. Ülkenin büyük çoğunluğu çöl. Aynı zamanda deniz seviyesinin çok altında olan Lut Gölü de Ürdün’de. Ülkenin en turistik yeri ise dünyanın yeni yedi harikasından biri olarak belirlenen Petra antik şehri.

Lut Gölü dünyanın en tuzlu göllerinden biri. Girdiğiniz zaman su sizi hemen üste çıkarıyor, batma ihtimaliniz hiç yok. Ölü Deniz olarak da bilinen Lut Gölü’nün çevresinde tarım yapılıyor. Sulama kanalları sayesinde domates başta olmak üzere sebze üretimi gerçekleştiriliyor. Arap ülkelerine tarım ürünleri satan tek Arap ülkesinin Ürdün olduğu belirtiliyor.

Haberin Devamı

10 milyon dolayında nüfusa sahip olan Ürdün’ün, beş yılda Suriye ve Irak’tan gelen mülteciler nedeniyle nüfusu artmış durumda. Ülkenin demografik yapısı da oldukça kozmopolit. Filistin kökenli Ürdünlüler nüfusun yarısından fazlasına sahip. Ürdün nüfusunun yüzde 31’ini Suriye, Irak ve Mısır başta olmak üzere yabancılar oluşturuyor. 350 bine yakın Filipinli ise bebek bakıcılığı ve temizlik gibi sektörlerde çalışıyor. Ayrıca Osmanlı döneminde gelen Çerkez ve Çeçenler de Ürdün’de yaşıyor.

Kum taşı mimari

Dini dağılım ise yüzde 97 Müslüman, yüzde 3 Hıristiyan şeklinde.

Birinci Dünya Savaşı’na kadar Osmanlı hakimiyetinde olan Ürdün’ün başkenti Amman, daha sonra İngiliz idaresine geçmiş. Amman’da Romalılar döneminden kalma birçok tarihi eseri de hâlâ görmek mümkün.

Ürdün dinarının dolar ve euro’dan değeri daha yüksek. 1 dinar 5 liraya karşılık geliyor. Böyle olunca zengin bir ülke olduğunu düşünüyorsunuz ancak halkının büyük kısmı fakir. Şehir, eski ve yeni diye ayrışsa da, yapılanma Ortadoğu’da ya da Arap ülkelerinde görülmeyecek kadar nizami. Amman’da özellikle evler betonarme olmasına rağmen, kum taşı dedikleri geleneksel mimariyle örülüyor.

Trafik ise klasik Arap trafiği. Yuvarlak kavşaklarda trafik ışığı yok. Göç almış şehirde günün her saatinde trafik var. Suriye’deki savaştan ekonomik olarak en çok etkilenen ülkelerden birisi de Ürdün. Karayoluyla yapılan tüm taşımacılık kesilmiş. Özellikle Mekke’ye giden hacılar için karayolu turizminin kesilmesi turizme büyük balta vurmuş.

Haberin Devamı

Kayıp şehir Petra

Ürdün’de turizm denince ilk akla gelen yer Petra antik şehri. Başkent Amman’dan üç saatlik karayoluyla buraya ulaşabiliyorsunuz. UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Petra, ayrıca dünyanın yeni yedi harikasından biri.

Çöldeki harika: Petra

M.Ö. 400 ile M.S. 106 yılları arasında ticaretle uğraşan Nebatilerin yaşadığı yer Petra. Petra kayıp antik kent 1800’lü yıllarda İşviçreli bir kaşif tarafından bulunmuş. Petra’nın bulunduğu bölgeye Wadi Musa deniyor. Petra’ya giriş ise biraz pahalı: 70 dolar. Petra daha girerken size farklı bir dünyaya gelmiş hissi veriyor. Dar ve kıvrımlı kanyon karşılıyor sizi. Bu kanyonda ilerlerken sanki bir heykeltıraşın elinden çıkmış gibi sanatsal şekiller görüyorsunuz sürekli.

Kanyondaki ve çevresindeki dağlar sarı, kırmızı, pembe ve turuncu olarak karşınıza çıkıyor. Çöldeki dağlar ve muhteşem bir kanyon gelenlerin ilk andan itibaren etkilenmesine neden oluyor. Kanyonda bazı yerlerde gökyüzünü görmeden ilerliyorsunuz.

Haberin Devamı

Dar kanyonda tapınaklar

Dar kanyondan geçince kaya mezarları, kayanın içine oyulmuş tapınaklar ve tiyatroyu görüyorsunuz. Dar kanyonda ilerlerken su kanalları dikkatinizi çekiyor.

Dar geçitten geçerken birdenbire dağa oyularak yapılmış Al Hazne’ye ulaşılıyor. Biraz ilerisinde de kayanın içine oyulmuş amfitiyatroyu görüyorsunuz.

Yürüyerek bir saatte Petra’nın ana yerleri gezilebilir. Bunu ata ve ya deveye binerek de yapmak mümkün. Ayrıca at arabaları da turistlere hizmet veriyor. Petra “Indiana Jones” gibi birçok filme de ev sahipliği yapmış.

Nebati Krallığı’nın başkenti olan Petra’dan ayrılıp Lut Gölü çevresinden tekrar Amman’a dönerken binlerce yıllık tarihin izlerini çöl ülkelerinde az görebileceğimiz şekilli ve renkli dağlarda hissediyorsunuz.