15 Temmuz’da darbe girişimine karşı direnişi ‘muazzam bir kahramanlık hikâyesi’ olarak nitelendiren Kalın, “Türk milleti bu sınavdan alnının akıyla daha da güçlenerek çıktı. Türkiye 2023 hedeflerine hızla ilerliyor” dedi
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendi canını da ortaya koyarak ve milletle bütünleşerek bu darbeye karşı koyduğunu ve yakın tarihin akışını değiştirdiğini söyledi. Kalın, 15 Temmuz’un yıldönümü öncesi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Milliyet’in sorularına şu yanıtları verdi:
n 15 Temmuz Türk milleti ve tarihi için ne anlama geliyor?
Yakın tarihin en önemli dönüm noktalarından biri 15 Temmuz. Bu, modern darbeler tarihinde de bir ilktir. Milletin tanklara, toplara karşı elinde bayrağından ve göğsünde imanından başka bir şey olmadan böyle karşı koyabilmesi muazzam bir kahramanlık hikayesidir. Milletimizin özgürlüğüne, demokrasisine ve bağımsızlığına ne kadar düşkün olduğunu göstermesi açısından da büyük önem arz ediyor. Çanakkale’yi, Kut’ül Amare’yi, Sakarya’yı ve diğer zaferlerimizi kitaplardan okuyan bir nesil ve aslında hepimiz böyle bir milli mücadele ruhuyla bir darbenin nasıl engellenebildiğini, bir işgal girişiminin nasıl önlenebildiğini bizzat gördük ve yaşadık. Bu unutulmayacak, unutturmayacağız.
Liderliğin önemi
n 15 Temmuz gecesinde dönüm noktası ne oldu?
Burada Cumhurbaşkanımızın bir lider olarak cesaretinin, basiretinin ve dirayetinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük. Milletin o temiz vicdanına ve sağlam iradesine yön verecek bir liderlik olmasaydı 15 Temmuz’un sonuçları çok daha farklı olabilirdi. Cumhurbaşkanımız kendi canını da ortaya koyarak ve milletle bütünleşerek bu darbeye karşı koymuş ve yakın tarihin akışını değiştirmiştir. Bu, toplumların ve devletlerin tarihinde liderliğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu bir milli duruş ve sağlam irade var. Bunun millete aşıladığı bir özgüven ve bir inanç var. İlmek ilmek ördüğü o milli irade ruhu ve bilinci, o gece muazzam bir kahramanlık hikâyesine dönüştü. Türkiye bugün özgüvenle ve milli dayanışma ruhuyla 2023 hedeflerine doğru hızla ilerliyor. Darbeden sonra görevden almalar ve yargılamalar var. Güvenlik birimlerinin içine yuvalanmış bu teröristler, ordumuzdan ve emniyet teşkilatımızdan temizlendikçe güvenlik güçlerimiz terörle çok daha etkin şekilde mücadele etmeye başladılar. Bugün de askerimiz, polisimiz, jandarmamız ve korucularımız terör örgütlerine karşı kahramanca ve büyük bir özveriyle mücadele ediyor. Biz bu süreçte kimin dost kimin düşman olduğunu da açık bir şekilde gördük.
n Avrupa’nın tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Avrupa’dan gelen tepkilerin çok geciktiğini gördük. Demokrasinin, insan haklarının ve çoğulculuğun ana vatanı olduğunu söyleyen ülkelerin 15 Temmuz darbe girişimi karşısında mütereddit cümleler kurduklarını gördük. Hâlbuki dünyanın demokratik ülkelerinin hiç tereddüt etmeden, darbeyi önlemiş bu kahraman milletin yanında durması gerekirdi. Bu açıdan sınıfta kaldılar. Birçok Avrupalı lider darbe girişiminden aylar sonra Türkiye’ye geldi. Darbeyi kınamak için bir cümle kuranlar darbeye karşı tedbir alan devlete ve hükümete karşı dokuz cümle kurdular. Adeta darbecilere dolaylı destek verdiler. Üstelik bu darbecilerin önemli bir kısmı Avrupa’ya kaçtı. Onlara kucak açan Avrupa’nın demokrasi puanı ortadadır. Türkiye karşıtı örgütlere kol kanat geren Avrupa ülkelerinin bunu ifade özgürlüğü, sığınma hakkı diyerek makul ve meşru göstermesi mümkün değildir.
‘Güçlenerek’ çıktık
n Demokrasi dersi aldılar mı?
Bu süreçte Türkiye’nin yanında net şekilde duran ülkeler oldu. Ama hâlâ bu sınavdan başarı ile çıkamayan ülkeler olduğunu görüyoruz. Bu darbe girişimine alet olmuş, bunun içerisinde yer almış kişileri hâlâ koruyup kollamaları demokrasi konusunda nasıl bir çifte standart ve ikiyüzlülük içerisinde olduklarını gösteriyor. Buradaki mücadele gerçek demokratlarla sahte demokratlar arasındaki mücadeledir. Türk milleti bu sınavdan alnının akıyla, güçlenerek çıkmıştır. Büyük bir badire ve travma atlatmış olsak da Türkiye’nin geleceği açısından daha iyi bir noktada bulunuyoruz
Başka ülkede olsa devlet çökerdi1 yıl bize ne öğretti?
Ülkemiz üzerinde oynanan oyunların ne kadar büyük ve derin olduğunu bir kere daha gördük. FETÖ’nün nasıl örgütlendiğini, kurumlara nasıl sızdığını ve milletin imkânlarını ona karşı nasıl acımasızca kullandığını gördük. FETÖ’nün 40 yılda yaptığı planı bu millet 24 saatten daha az bir sürede cesareti ve samimiyetiyle yerle bir etti. Darbe ve işgal girişiminin şiddetine rağmen devlet ve millet çok kısa sürede toparlanmıştır. Bu darbe girişimi başka bir ülkede olsaydı devlet çöker, ekonomi dağılır ve derin krizler yaşanırdı. Burada ise çok kısa sürede devletin milletle tekrar buluşarak bir restorasyon dönemine girdiğini görüyoruz.
Terörle mücadeleyi sabote ettiler
FETÖ’nün darbe girişimini başta Suriye olmak üzere bölgedeki gelişmelerle ilgili görüyor musunuz?
FETÖ, uluslararası güçlerin bir maşası olarak Türkiye’de birçok girişimi ve süreci sabote etmek istedi. PKK ile mücadeleyi, Suriye’deki DAEŞ ile mücadeleyi sabote etti. Dirayetli ve bağımsız bir dış politika izlememizden rahatsız olanlar FETÖ gibi taşeronları kullanarak Türkiye’yi bir cenderenin içerisine itmeye çalıştılar. FETÖ kendi başına bir aktör değil, hep en güçlünün yanında durarak ve onlardan emir ve talimat alarak var olmuş bir örgüttür. Bu hem Türkiye hem de dünyada FETÖ’nün en temel ilkesidir. Dolayısıyla onlar bu çıkar odaklarının bir taşeronu olarak bu işe girdiler. Ama hesapları boşa çıktı
ABD’nin Fethullah Gülen’i iade etme süreciyle ilgili politikasına nasıl bakıyorsunuz?
ABD’lilerle konuştuğumuzda bunun hukuki bir süreç olduğunu söylüyorlar. Biz elbette hukuk dışı bir talepte bulunmadık. Suçluların iadesi anlaşması çerçevesinde başvuru yaparak biz hukuk yolunu gösteriyoruz. ABD bu adamın ülkede yaşamasına izin vererek, ancak ve ancak Türkiye gibi dost ve müttefik bir ülkeyi kendinden uzaklaştırmış olur. Bunun orta ve uzun vadede ciddi sonuçları olur. Biz bu işin peşini bırakmayacağız. Nerede olurlarsa olsunlar bu milletin ve devletin nefesini enselerinde hissetmeye devam edecekler. Bu şebekenin dünyanın hiçbir yerinde rahat nefes alması kabul edilemez.
FETÖ mensupları Avrupa’da Türkiye aleyhine propagandalarda kullanılıyorlar. Avrupa’da FETÖ diasporası mı oluşturulmaya çalışılıyor?
FETÖ birçok karalama faaliyetinin içinde bulunuyor. 15 Temmuz’da milletten büyük bir darbe yedi. Şimdi bütün imkân ve kabiliyetlerini yurt dışına kaydırarak Türkiye karşıtı faaliyetlere soyundu. Tabi oldukları ve emir aldıkları güç odaklarının da işine geliyor bu. Zaman zaman PKK, FETÖ ve ASALA terör örgütü mensuplarının birlikte eylem yaptıklarını görüyoruz. Nasıl bir kirli ittifakın işletilmekte olduğunu göstermesi açısından çok manidar bir tablo bu. Ortak paydaları Türkiye ve Erdoğan karşıtlığı. Fakat bu da geçecektir. Bu milletin vicdanında FETÖ bitmiştir. FETÖ’yü hâlâ Türkiye aleyhine kullanalım diyenler varsa onlar da bilsinler ki onlar yine yanlış bir hesabın içindeler. Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. FETÖ bitip gidecek ve bu millet ve bu vatan payidar kalacaktır.
Yenikapı ruhuyla anılacak15 Temmuz’u unutturmamak için neler yapılacak ve yapılmalı?
Bizzat Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde ve talimatlarıyla bir dizi faaliyet planlanıyor. Bir hafta boyunca çeşitli etkinlikler, anma programları, konferanslar, paneller, ziyaretler düzenlenecek. 15 Temmuz resmî tatil ilan edildi. Meclis’te özel oturum yapılacak. İstanbul ve Ankara’da yapılan 15 Temmuz anıtlarımızın açılışı yapılacak. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde bir anma programı düzenlenecek. Yenikapı ruhunu devam ettiren bir buluşma planlanıyor. Biz millet olarak büyük bir demokrasi ve özgürlük imtihanı verdik. Kayıplarımız oldu. Yasımızı vakarlı bir şekilde tutacağız. Aynı zamanda milletimiz o gece dik durdu. Dolayısıyla bu iki duyguyu yansıtan etkinlikler yapılması hedeflendi.