Dünya genelinde hemen her alanda zor günler yaşanıyor.
Önce korona, şimdi de savaş. En çok etkilenen de öğrenciler.
İşte bu noktada YÖK’ün Ukrayna’daki Türk öğrencilere yönelik aldığı karar takdire şayan.
Öğrencilerimizi önce savaş ortamından kurtarıp ülkemize getirdik, şimdi de öğrenimleri aksamasın diye farklı seçenekler sunuyoruz. Devlet böylesi günler için var. Ankara’nın bu konudaki duyarlılığı herkese ders olmalı.
YÖK, savaş mağduru öğrencilerin Türkiye’deki bir yükseköğretim programına yatay geçiş yapabilmeleri konusunda her türlü kolaylığın sağlanacağını, şartları karşılayamayanlara ise özel öğrenci statüsünün verileceğini duyurdu:
“Ukrayna’ya giden öğrencilerimizden ülkemizdeki bir yükseköğretim programına yatay geçiş için gereken şartları sağlayanların, talep ve tercihleri dikkate alınarak yatay geçiş yapabilmeleri konusunda her türlü kolaylık sağlanacaktır. Yatay geçiş şartlarını karşılayamayan öğrencilerimize ise 2021-2022 öğrenim yılı bahar dönemi başlamış olmasına rağmen Türkiye’deki üniversitelerde özel öğrenci statüsünde eğitim ve öğretimlerine devam etme imkân ve fırsatı verilecektir. Bu kapsamda Ukrayna’dan ülkemize dönen öğrencilerin, özel öğrencilik imkânından nasıl faydalandırılacağı hususu Yükseköğretim Kurulumuz tarafından önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşılacaktır.”
Açıklamada, öğrencilerin, özel öğrenci statüsünden faydalanabilmesi için YÖK tarafından hazırlanan https://ukraynabilgiformu.yok.gov.tr bağlantı adresine ulaşarak istenen bilgileri doldurmaları gerektiği belirtildi.
Umarız devamı gelir ve umarız en adil olan yapılır. Ve bu arada mağduriyeti avantaja çevirmek için hak etmediği alanlara yönelip diğer öğrencileri rahatsız edici boyutlara getirenler çıkmaz!..
Sosyolojik dengeler
Çok kimsenin dikkatini çekmese de çok fazla dillendirilmese de sadece ülkemizin değil, dünyanın en önemli sorunlarından biri de iç ve dış göçlerin yarattığı sosyolojik sorunlar.
Ülkemizin öylesine kritik bir jeopolitik durumu var ki hem iç göçlerden hem de dış göçlerden en fazla etkilenen ülkelerden biri.
Göç hareketliliği yüzünden altyapı yatırımları konusunda ne kadar titiz planlamalar yaparsanız yapın birkaç yıl içerisinde tüm dengeler altüst olabiliyor.
Örneğin eğitim konusunda yaşanan sancıların en önemli gerekçelerinden biri de bu.
Özellikle Suriyeliler konusunda getirilen yüzde 25 kotası ve benzeri uygulamalar, yabancı öğrenciler ve zorunlu nedenlerle yatay geçiş yapan Türk öğrencilere yönelik de göz önünde bulundurulmalı ki ileride benzer sıkıntılar yaşanmasın!
Aynı üniversiteler ya da aynı kentlerde oluşabilecek yığılmalar ve yaratacağı sıkıntılar eminiz ki YÖK tarafından da ciddiyetle göz önünde bulundurulacaktır.
Nihayet
Çok uzun yıllardır sözü edilen üniversite-sanayi iş birliği henüz istediğimiz noktaya gelmese de öğretim kurumları arasında güç birliğine gidilmesi sevindirici bir gelişme.
Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) ve Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında, meslek lisesi öğrencilerinin teknik becerilerini artırmak amacıyla iş birliği protokolü imzalandı.
Protokol çerçevesinde, öğrencilerin yanı sıra meslek liselerinde görev yapan teknik öğretmenlere de destek verilecek.
BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, törende yaptığı konuşmada, protokolle meslek lisesi öğrencilerinin yeterliliklerinin artırılmasını hedeflediklerini belirtirken, İl Milli Eğitim Müdürü Serkan Gür de Bursa’nın sanayi ve
ticaretin kalbi olduğuna, mesleki eğitimle ilgili bütün paydaşların iç içe olacağına, bilgi ve deneyimlerden faydalanılacak çalışmalar yürüttüklerine dikkat çekerek, şunları söylemiş: “Üniversitelerimiz teknoloji üretiminde temel faktör olan bilginin üretilmesi gibi bir sorumluluk üstlenmişlerdir. Bu kuruluşların bilgi birikiminden ve teorik yapılanmalarından sanayi kesiminin faydalanmasının yanı sıra meslek liselerimizde öğrenim gören öğrencilerimiz ve alan öğretmenlerimizin de yararlanmalarını oldukça önemsiyoruz.”
Darısı diğer kentlerimizdeki meslek liseleri ve üniversitelere diyoruz. Böylesi projeler, öğretmen ve öğrencilerimizi hem çok daha donanımlı hale getirecek hem de var olan eğitime yönelik yatırımların çok daha verimli kullanılmasına olanak sağlayacaktır.
Özetin özeti: Eğitim kurumlarımızın aynı hedefe kilitlenmeleri özlediğimiz bir tabloydu.