Uzaktan eğitim, içinde yaşadığımız korona sürecinin bir dayatmasıydı ama görünen o ki keyfilikler diz boyu!..
Altyapı ve uzaktan eğitim kültürü henüz yeterince oturmamışken, YÖK’ün örgün öğretimde bu oranı yüzde 40’a çıkartması, MEB’in de bu yönde hareket edeceğinin sinyallerinin gelmesi sanki çok hızlı alınmış kararlar.
Keşke, genel uygulamaya geçilmeden önce, pilot uygulamaya gidilse ve korona döneminde yapılan uzaktan eğitimin sonuçları enine boyuna incelendikten sonra her ne yapılacaksa yapılsaydı!..
Hemen her konuda olduğu gibi, bu konuda da şipşak kararlar alıyoruz. İlk ve ortaöğretimde olduğu gibi üniversitelerde de ciddi sıkıntılar var. Daha da vahimi, öğrenci ve veliler dertlerini anlatacak makam bulamıyor. Bulanların da başına gelmedik kalmıyor!..
Hemen her gün yüzlercesi gelen yaşanmış hikâyelerden sadece biri. Umarız birileri bu konuda veli ve öğrencilerin feryadına kulak verir...
Koronadan beter!
“Kızım SB Üniversitesi 1. sınıf öğrencisi. Bütün kurumlar gibi bu bölümde de dersler, bu süreçte, uzaktan eğitim şeklinde yapılıyor. Aynı zamanda vize sınavları da uzaktan yapıldı.
Fizyolojik Sinyaller dersinde, hocaları, 5 adet klasik ve 5 adet test sordu.
Öğrenciler sınavı bitirdiklerinde, sonucu dijital ekranda görmek istediklerinde 30 ve 40 puanla karşılaştılar...
Durumu hocaya bildirdiklerinde ‘Sistem böyle, benim yapacağım bir şey yok, uzatmayın, siz kaybedersiniz’ diye geri bildirimde bulundu. Sistem, klasik sorularda sadece hocanın girdiği cümleleri doğru kabul ediyordu. Öğrencilerin aynı cümleleri kurma ihtimalleri olmadığından hepsini yanlış kabul etti.
Bunun üzerine kızım CİMER’e başvuru yaparak bu durumu anlattı.
Hocası bu şikâyet üzerine ders esnasında öğrencilere sürekli kızdı, hakaret etti ‘Geberin’ dedi.
Kızıma, 50 kişinin içinde hakaret etti. Bütün bunların ses kayıtları bulunmakta.
Bu bölümün diğer dersi olan Sayısal Elektronik ve Alternatif Atık dersinde de 1 tane klasik soru sorup 20 dakika süre verdi. 20 dakika içinde öğrenciler soruyu çözüp mail atmak zorundaydı.
Bu durumda internet, bilgisayar, mikrofon, kamera vb. problemleri olan tüm öğrenciler otomatik olarak bu dersten kaldı.
100 öğrenciden 96’sını bırakıp, sadece 4 öğrenciyi geçirdi.
İsterseniz tüm sınıfın sınav sonuçlarını size gönderebilirim.
Öğrencilerin aldıkları puanlar 0-10-20 aralığında.
Bu hoca her dersinde öğrencilere ‘2 yıllık bölümler arasında mezun vermeyen tek bölümüz’ diyerek gururla bunu öğrencilerine anlatıyor.
Bilgisayar Programlama dersinde hoca öğrencilere ödev veriyor.
Kendi istediği şekilde ödevler yapılmayınca da herkese ‘0’ verdiğini öğrencilere mesajla bildiriyor.
Şehir Kültürü dersinde ise hoca vize notu yerine geçecek ödev verdi. Öğrenciler hazırlayıp mail attılar. Geçme notu 60’ken, 59 puan vererek, 21 kişiyi bıraktı. En yüksek not 77.
Bu nasıl bir üniversitedir ki amaçları öğrencilere mobbing uygulamak ve öğrencileri sınıfta bırakmaktır?
Ailelerin ekonomik seviyeleri, öğrencilerin maddi, manevi durumları ve içinden geçtiğimiz süreç hiç dikkate alınmamaktadır.
Ülkemizin geleceği olan gençler şimdiden korkak, hak aramayacak duruma getirilmektedir. İki yıllık okulu hiçbir öğrenci iki yılda bitirmiyor.
Sizin eğitim konusundaki hassasiyetinizi biliyorum ve bu konuda yardım istiyorum...”
Özetin özeti: Normal eğitimde treni kaçırdık! Hiç olmazsa uzaktan eğitimi sağlam temeller üzerine inşa edelim!..