Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       MİLLİ Eğitim Bakanlığı önceki gün bir açıklama yaparak tek ders sorununun bulunmadığını ve dolayısıyla böyle bir sınav hakkının söz konusu olamayacağını duyurdu.
Halbuki velilere biraz kulak kabartıyor olsalardı, verecekleri tek derslik bir sınav hakkının binlerce öğrenciyi mutlu kılacağını çok iyi biliyor olurlardı...
Ankara'daki politikacı ve bürokratlara göre Türkiye'nin hiçbir sorunu yok! Bütün sorunları, sizler ve bizler yaratıyoruz. Örneğin, hayat pahalılığı ve enflasyon kesinlikle yok. Çeteler, çetelerin devletle ilişkileri gibi fikirler ise tamamen sapık düşünce ürünü. Eğitimde sorun aramaya çalışanlar ise Türkiye'nin parlak geleceğini göremeyenler. Sözün özü hiçbirine inanmamak gerekir. En doğru kararı Ankara veriyor. Gerisi yalan!!!
Bu çerçeveden bakıldığında Milli Eğitim Bakanlığı'nın "tek ders sorunu yok" açıklaması da tıpkı, Erbakan'ın faiz ile kar payı arasında sanki bir fark varmış gibi "faiz haram, kar payı helal" açıklamasına benziyor.
Bakanlık "tek ders sorunu yok" diyor ama, inadı bırakıp tek dersten sınav hakkı tanısa, binlerce öğrenci bir üst sınıfa geçme olanağına kavuşacak. Bu konuda en sancılı kesim üniversiteyi kazanan takıntılı öğrenciler. Kayıtların bitmesine iki gün kaldı ama onlar hala liseden mezun olabilmiş değiller. İstedikleri, tek dersten de olsa bir sınav hakkının verilmesi. Ama bu sınav, öğrenim gördükleri okulda olmasın. Nedeni açık: daha önceki sınavlarda olduğu gibi, takan öğretmen, yine bırakıyor.
Bu konuda üniversitelerde de sıkıntı büyük. Mezuniyet durumuna gelmiş yüzlerce öğrenci, hocalarının inadı yüzünden yıllardır mezun olamıyor. Aynı okulda onlarca defa daha sınava girseler, başarılı olmaları yine mümkün değil. YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı, bu konuda biraz esnek davranarak, tek ders sınavlarını ya merkezi sistemle ya da başka okullarda, başka öğretmenler gözetiminde yapılabilmesine olanak sağlamalıdır...

Dini ağırlıklı gazeteler, ağız birliği etmişçesine, dünkü manşetlerini 8 yıl düşmanlığına ayırmışlar. Türkiye'nin kırk yıllık eğitim sorunlarını alıp hepsini 8 yılın sırtına yüklemişler. Kara, kapkara bir tablo sergilemişler. Belli ki, o satırları manşete çekenlerin hiçbiri, hayatında sözünü ettikleri bölgelere hiç gitmemiş. Gitseler, görseler, gerçekten soruna çözüm arasalar böylesine acımasız olmazlardı.
Amaçları 8 yıla kızıp devlete küfretmek mi, yoksa bölgenin eğitim sorunlarına çare aramak mı belli değil. Eğer Doğu ve Güneydoğu'daki çocukların eğitimlerini biraz olsun düşünüyor olsalardı, bu konuda devlete ağır suçlamalar yöneltmenin yanında Milliyet örneğinde görüldüğü gibi mütevazı girişimlerde bulunabilirlerdi. Hele hele bazı tarikatları ve yayın organlarını anlamak hiç mümkün değil. Bir yandan, eğitim öldü bitti diye ağıt yakıp öte yandan, dünyanın dört bir yanına okul açtık diye övünüyorlar. Yoksa Kamboçya, Rusya, Çin, Doğu ve Güneydoğu'dan daha mı önemli onlar için!..





Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr