Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında düzenlenen merkezi sınav sona erdi, milyonlarca veli ve öğrenci derin bir oh çekti. Darısı üniversite adaylarına diyoruz. 

Zor günler artık geride kalsın. Yıllardır geceli gündüzlü çalışan öğrenciler emeklerinin karşılığını alsın... 

LGS Sınav Maratonu’nun ilk aşaması, önceki yıllara göre daha az sancılıydı. 

En azından öğrenciler sınavdan ağlayarak çıkmadılar. 

Sorular kolay mıydı? Hayır ama geçen yılki kadar zor değildi. Ya da pandemi nedeniyle ve yeterince örnek soru olmadığı için çok zorlanmışlardı. 

Haberin Devamı

Peki, bu yıl ne olur? 

Ortalamaların yükseleceği kesin gibi. 

Bu ne anlama geliyor? 

İsterseniz gelin önce geçen yılın ortalamalarına bir göz atalım: 

LGS soruları, geçen yıl hem çok uzun hem de çok zordu ama ona rağmen 36 ilden 97 öğrenci tüm soruları doğru yanıtlayarak 500 tam puan aldı. 

Türkiye ortalamaları ise yerlerde sürünüyordu. 

Soru sayısı 20 olan testler arasında öğrenciler en yüksek başarıyı Türkçe’de (9,41), en düşük başarıyı ise Matematik testinde (4,20) gösterdi. 

Sayısal’da ise Fen Bilimleri testinde doğru cevap sayısı ortalaması 8,04; soru sayısı 10 olan T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük alt testinde doğru cevap sayısı ortalaması 5,23; Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi testinde 6,35 ve Yabancı Dil testinde ise 4,93 oldu… 

Herhangi bir değerlendirmede bulunmak için çok erken ama sınav sonrası gelişmelere bakıldığında sanki ortalamalar yükselecek gibi. 

Bu da aynı okula girerken, bu yıl çok daha net anlamına gelebilir ama bu durum okuldan okula da değişebilir. 

Puanlar ve özellikle de Türkiye sıralamaları bilinmeden ne söylense, hangi tahminde bulunulsa yanıltıcı olabilir. Çünkü çok fazla değişken söz konusu. 

MEB, sonuçları açıklarken, puanın yanı sıra yüzdelik dilim ve özellikle de il ve Türkiye sıralamasını da mutlaka paylaşmalı ki, veliler tercih döneminde önlerini çok daha net görebilsin ve daha sağlıklı tercih yapabilsinler… 

Bu arada, sınavsız öğrenci alan okullara sadece diploma notuyla öğrenci almak da hormonlu not alan ve verenleri sevindirir ki, bundan kaçınmak gerekir. 

Haberin Devamı

LGS Puanı + Diploma Notu şeklindeki bir kayıt sistemi çok daha adil olacaktır… 

YÖK kazanı! 

YÖK’te değişen sadece Başkan olmadı. Üyeler de bir bir değişiyor. Yani dünden bugüne değişen bir şey yok. Eskiden değiştirmek için görev sürelerinin bitmesi beklenirdi, şimdi bir anda değişiyor. Nasıl bir sonuç vereceğini ise zaman gösterecek. 

Görünen o ki YÖK Yasası’nın da Anayasa gibi değişme zamanı geldi de geçiyor. 

Kurulduğunda 19 üniversite vardı şimdi 219 üniversite var ve bu elbise artık dar geliyor. 

YÖK üyelerinin üçte birini Cumhurbaşkanı, üçte birini hükümet, üçte birini üniversite atasa da Başkanla birlikte tüm üyeler de değişebilir. Eskilerden bazıları istenirse tekrar atanır ya da tüm üyeler değişebilir. Yoksa ortak bir frekans yakalamak zor oluyor… 

Bu noktada önemli olan kimin, nasıl seçildiği değil, ne yapacakları? 

Bir önceki YÖK, kendine “Yeni YÖK” diyordu, şimdiki ne diyecek bilmiyoruz ama en yeni YÖK’ün günlük tartışmaların ötesine geçip kendine bir misyon ve vizyon belirlemesi gerekir ki, kimi, neye göre seçtikleri ve bundan sonra nasıl bir yol izleyecekleri konusunda bir fikir sahibi olalım…. 

Haberin Devamı

Yoksa diğer bazı partilerin hazırladığı yeni üniversite reform paketleri gibi lafın ötesine geçemezler… 

Özetin özeti: Üniversiteler bir ülkenin lokomotifidir. YÖK de üniversitelerin. Bakalım yeni üyeler taze kan getirecek mi?..