Meydan okumayı, hele ki başımıza buyruk olmayı çok severiz. Bu yüzden hâlâ pek çoğumuz koronavirüsün önemini tam olarak anlayabilmiş değil. Karantina süreçlerine ara verildiğinde bunun örneklerini fazlasıyla gördük.
Doktora gitmekte direnen, bana bir şey olmaz diyen, çareyi bilimde değil de şehir efsanelerinde arayanların sayısı hâlâ çok fazla.
Oysa, “Silah icat oldu, mertlik bozuldu” atasözünde olduğu gibi, korona çıkalı tüm dengeler altüst oldu!
Korona aylardır “En büyük benim” diye, tüm dünyaya meydan okuyor ve dur diyebilen hâlâ çıkmadı!..
Yel değirmenlerine savaş açan Don Kişot durumuna düşmemek gerek!..
Onlar taşıyıcı!
Gençlerin koronaya karşı çok daha dirençli oldukları kesin. Ama yine kesin olan bir şey daha var ki o da onların taşıyıcı olma riskleri! Öyle çok yere girip çıkıyor ve bazen öylesine kendilerinden geçiyorlar ki daha nereden, nasıl kaptıklarını anlamadan, evdeki yetişkinlere ya da başkalarına bulaştırma riskleri çok yüksek olabiliyor. Bunun örnekleri birçok ülkede, pek çok kez görüldü. Bu yüzden, sokağa çıkma izni başlamadan, onları özel tanıtım filmleri hazırlanmalı ve her fırsatta duyurulmalıdır!..
Bu süreç, sınavlar ve okullar başlamadan gerçekleşmelidir!..
Derslik açığı
Sosyal mesafe nedeniyle sınıf mevcutları üçte bire düşecek. Yani 40-45 kişilik sınıflar 15’e inecek! Bu da yeni derslik demek.
Peki yeni okullar, yeni derslikler yapılıyor mu?
Evet demek çok zor.
O halde derslik ihtiyacı nasıl karşılanacak?
Kolejlerin ve imam hatiplerin boş kontenjanını doldurarak mı?
O da çok zor!
Çözüm arayışı konusunda çok senaryo var ama arkası gelmiyor!..
Görünen o ki koronalı günler bir süre daha devam edecek. Dünya genelinde konuşulan bu.
Hemen her ülkede uzun süreceği göz önünde bulundurularak, çözüm yolları aranıyor.
MEB de yoğun bir hazırlık içerisinde ama ne yaptıkları ya da ne yapmadıkları konusunda hâlâ şeffaf değiller.
“Gereken yapılıyor. Her konuda senaryomuz var” deniliyor ama bunların ne olduğunu, kendileri dışında bilen yok gibi.
Kolej velileri?..
Kolej velileri, son aylarda, derin hayal kırıklığı ve pişmanlık içerisindeler. Haksız da sayılmazlar.
Kendi-lerinden peşin olarak alınan ücretlerin iade edilmemesini kabullenemiyorlar. Sırf bu yüzden, çocuğunu özel okuldan almayı düşünen veli sayısı hızla artıyor.
Bu da devletin üzerine yeni yük ve yeni derslik ihtiyacı demek!..
Özel okul sahiplerine gelince, korona sürecini doğru yönettikleri söylenemez. Velilerin gönlünü almaları gerekirdi, alamadılar. Yükü paylaşmaları gerekirdi, onların sırtına yıktılar. Gelecek öğretim yılını hiç düşünmeden hareket ettiler!..
İmam hatipler?
Son yıllarda ihtiyacın çok üzerinde imam hatip lisesi açıldı ve bu yüzden çoğu kapasitesinin çok altında öğrenciye sahip!
Peki, imam hatiplerin boş kontenjanları nasıl doldurulacak?
İmam hatip olarak dolmadı. Dolması da mümkün değil. Çünkü üniversite başarıları yerlerde sürünüyor!
Şimdi isimleri değiştirilir ya da okulları ellerinden alınırsa bu da ayrı sıkıntı yaratır.
Belki bir kısmı yani en azından düz liseyken imam hatibe dönüştürülen okullar, çok programlı lise haline getirilerek, boş sınıflar değerlendirilebilir!..
MEB, derslik sorununu çözmeden, sistemi, yeni döneme hazırlık motivasyonu kazanamaz.
Bu konuda, herkes kendilerine yardımcı olmalı.
Devletin ve özel sektörün elindeki tüm derslik, okul ve benzeri yapı stokları MEB’in emrine verilmelidir. En azından bu “bela”dan kurtulana kadar!..
Yeni model?
Eğitimde yeni model, uzaktan eğitimle destekli örgün öğretim olacak. Yani öğrenci Türkçe, Matematik gibi temel dersleri okulda alacak, teorik dersleri de şu anda olduğu gibi EBA üzerinden televizyondan. Oran da yüzde 70 okul, yüzde 30-35 TV.
Peki tutar mı? Derslik açığına çare olur mu? Derslerin bazılarını değersizleştirmez mi? Çok daha önemlisi, kalıcı ve yararlı olur mu?..
Özetin özeti: Başta ticaret ve turizm olmak üzere birçok konuda belirsizlikler bizi bekliyor ama sanki en önemlisi eğitimdekiler!..