LGS sonuçları açıklandı. Veli ve öğrenciler rahatlayacağına daha da tedirgin hale geldiler. Hemen herkes girebileceği okullara sevinmek yerine hayalini kurdukları okullara giremiyor olmanın üzüntüsünü yaşıyor. Oysa onların dudak büktüğü okullar, başka velilerin hayalini kurduğu liseler.
Kaldı ki bir, iki eksik netle o okullara giremiyor olsalardı, bu kez de onların yasını tutuyor olacaklardı! Sistem öylesine karmaşık ve yanlış ki yıllardır çocuklarını bu sınavlara hazırlayan veliler bile işin içinden çıkamıyor. Hem liselerde hem de üniversitelerde “puanı yüksek okul, iyi okul” diye yanlış bir algı oluştu. Oysa giriş puanlarının dışında sorgulanması ve aranması gereken çok daha önemli ayrıntılar var ama onlar hiç kimsenin umurunda değil.
Okula başladıktan sonra eyvah eyvah diyorlar ama o zaman da iş işten çoktan geçmiş oluyor. Örneğin sosyal ortam, örneğin ulaşım, örneğin kontenjan sayıları, örneğin üniversite başarıları, örneğin iş bulma oranları, örneğin misyon ve vizyonları?..
Hormonlu notlar?
Şişirilmiş not iddiaları uzun zamandır gündemde. Sadece kolejleri ve hepsini birden suçlamak büyük haksızlık olur.
Devlet okulları da “mezunlarımız mağdur oluyor” gerekçesiyle çoktan bu kervana katıldı. Çok daha önemlisi kabahatli onlar mı yoksa bu duruma seyirci kalan MEB, YÖK ve ÖSYM mi?
Liselere girişte, öğrencilerin yüzde 80’i diploma notuyla kayıt yaptıracak. Üniversiteye başvuran adayların tümü de ortaöğretim başarı puanı nedeniyle diploma notundan pozitif ya da negatif yönde etkilenecek.
İşte bu yüzden okul başarı notlarının çok adil, objektif ve ülke genelinde ortak bir standarda sahip olması gerekiyor. Peki böylesi bir durum söz konusu mu? Evet demek mümkün değil. 100 ortalamayla mezun olanların sınavlarda ilk 100 bine hatta ilk 500 bine girememeleri nasıl bir anormallik ise sınavlarda ilk 10 bine girip de başarı puanı nedeniyle sıralamada 13, 14 bine inmek de bir o kadar şok edici. Bu konu en az 10 yıldır konuşuluyor. Hemen herkes yaşanan haksızlıkların fazlasıyla farkında ama ısrarla üzerine gidilmiyor. Görünen o ki bir gidilirse altında kalan çok olur, sanki ondan çekiniliyor…
Bol keseden not garantisi veren özel okullar var diye tüm özel okulları aynı kefeye koymak hiç doğru değil. Öyleleri var ki, 100 üzerinden 100 ile o kolejden mezun olmak mümkün değil. Bu yüzden mezunları ve velileri tarafından, “Diğer okullar karşısında haksızlığa uğruyoruz” diye sert bir şekilde eleştiriyorlar…
Özel okullar bu önemli sorunu keşke kendi içlerinde çözebilseler, not garantisi veren okulları bir bir kendileri açıklasalar, sınav notları ile mezuniyet derecelerini denetleseler. Böylesi bir adım, kendilerine olan güveni daha da artıracağı gibi şehir efsanelerine de son verecektir…
Kalite, liyakat, mülakat?
Kalite söz konusu olduğunda mangalda kül bırakmayan MEB ve YÖK de bu konunun üzerine çok daha ciddiyetle gitmeli. Gitmeli ki, kurumlara, sınavlara ve en önemlisi de devlete duyulan güven erozyona uğramamalı. Önceki yıllarda başarı puanları kendi içinde optimize edilerek standart bir hale getiriliyordu, o da kaldırıldı ve işlerin bugün çığırından çıkma noktasına gelmesine neden oldu…
MEB, YÖK, ÖSYM kalite, liyakat ve mülakat konusunda, eğer iddia ettikleri gibi samimiyseler, ücretli öğretmenlik, üniversiteye girişte barajların kaldırılması, hormonlu nota seyirci kalınması neyin nesi? Söylemler ile uygulamalar, ne kadar birbiriyle örtüşüyor?..
Tercihler?
Tercihlere gelince, velilere önerimiz kaçan balığın peşinden ağıtlar yakma yerine yakalama ihtimali olanlara odaklanmalarıdır. Eğitim süreci bir maraton yarışı gibidir bu etapta geride kalanlar, sonraki etaplarda en öndekileri bile geride bırakabilirler. Yeter ki moral ve motivasyonunuzu, çalışma disiplininizi kaybetmeyin ve en önemlisi de hayallerinizden asla vazgeçmeyin!..
Şampiyonlar?
Şampiyonlarla övünmek her okulun hakkıdır. Öğrenci ve ailelerini, okullarını canı gönülden kutluyoruz. Peki ya 100 ortalama ile mezun olup da ortada kalanlar? Onlar, o okulların mezunu değil mi? Dahası kaç öğrenci içinden kaç birinci çıktı, genel ortalama ne? Mezunlardan kaçı 400 puanın üzerinde, kaçı altında?
Keşke bu ayrıntılar da açıklansa?..
Özetin özeti: Eğitim adına konuşulacak o kadar çok konu var ki ama nedense hiçbiri ülke gündemine gelmiyor!..