Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

3 milyondan fazla gencimiz yeni bir üniversite, yeni bir meslek ve yeni bir gelecek arayışı içinde.

İşleri zor hem de çok zor.

Çok azı dışında, pek çoğunun aklı, girdikleri üniversite ya da fakülteden çok, giremediklerinde kalacak.

Kazananların yüz binlercesi, tıpkı önceki yıllarda olduğu gibi yeniden üniversite sınavına girecek.

Niye mi?

Puanları yetse bile diplomayla doktor, mühendis, gazeteci ya da avukat olunmuyor da ondan!

Öncelikle seveceğiniz ve keyifle yapacağınız bir meslek gerekiyor.

Peki, bunu nasıl gerçekleştirebiliriz?

Haberin Devamı

Gelin hep birlikte sesli düşünelim...

Geleceğe hazır mısınız?

 Amacımız elbette, tam da tercih aşamasında, zaten karmakarışık olan kafanızı daha da karıştırmak değil, gelecek konusunda ne kadar hazırlıklı ve kararlı olduğunuzu netleştirmektir.

İyi üniversite, iyi fakülte ya da iyi meslek yoktur, iyi öğrenci vardır.

Ne istediğini bilen, kendisine inanan öğrenci, hangi mesleği seçerse seçsin, hangi üniversitede okursa okusun hayatta kesinlikle başarılı olur.

Puanlar, üniversiteler, meslekler elbette önemli ama her şey değil. Eğer öyle olsaydı, bugün dünyayı her alanda sınav şampiyonları yönetirdi!..

İşte bu noktada tercihler çok önemli.

Puanınızın sizi götürdüğü yere ya da iş bulacağınız mesleğe değil, ilgi, yetenek ve duygularınızın sizi götürdüğü yere giderseniz, en azından hayatta daha mutlu olursunuz!..

Öncelikler?

 Tercih yaparken önceliklerinizi çok iyi belirlemeniz gerekiyor!

Şu an için adayların kafasındaki en büyük soru işareti, giderek artan işsizlik oranları ve hayat pahalılığı!

İşte bu yüzden, pek çoğu, yıllardır hayalini kurdukları mesleklere değil de iş bulabilecekleri alanlara yöneliyor.

En büyük yanlışı da bu noktada yapıyorlar.

Belki daha iyi bir üniversiteye giriyor, daha popüler bir mesleğe sahip oluyorlar ama sevmedikleri bir meslekte mutlu ve başarılı olmaları mümkün değil!

İş bulurum diye seçtiğiniz meslekleri sevmediğinizi anladığınızda da iş işten çoktan geçmiş oluyor.

Tercihlerinizi yaparken, bugünü değil, beş, on, on beş yıl sonrasını düşünün.

Haberin Devamı

Üniversite mi, meslek mi?

 Şu günlerde cevabı en çok aranan sorulardan biri de “En iyi üniversite, en iyi fakülte, en iyi meslek hangisi?”.

Bu konuda tek reçete var.

O da sizi bir ömür boyu mutlu ve başarılı kılacak üniversite ve meslek, en iyi üniversite ve en iyi meslektir.

Bu nedenle, popüler olanlara değil, sizi hayallerinizle buluşturacak üniversite ve mesleklere yönelmelisiniz.

Bunun yolu da tercihlerinizi puan ya da yüzdelik dilimlere göre değil, istek sıranıza göre yapmaktır.

Hayalini kurduğunuz meslek hangi kentte, hangi üniversitedeyse kalkın oraya gidin.

Nasıl bir sıralama?

Tercih sıralamasına almayı düşündüğünüz kentleri ve üniversiteleri enine boyuna araştırın, gerekirse, uzak yakın demeden mutlaka gidip görün.

Meslek seçimi konusunda kararsız kalmayın. Geleceğinize yön verecek mesleği kesin olarak belirlemeden sıralama aşamasına gelmeyin.

Gitmeyi düşündüğünüz kentlerin özellikle sosyal yaşamını araştırın, sizin beklentilerinizle örtüşüyor mu, ona bakın!

Ailenizin bulunduğu ilden başka bir ilde okumak istiyorsanız, barınma sorununu kafanızda çözüme kavuşturmadan o illeri listeye almayın.

Haberin Devamı

Seçeceğiniz mesleğin yarınını da düşünmeden kesin karar vermeyin.

“Üniversite mi, yoksa meslek mi?” sorusunun cevabını bir kez daha düşünün. Üniversite 4 yıl, meslek ise bir ömür! Bunu sakın aklınızdan çıkarmayın.

Kazandığınızda gidip öğrenim görmeyeceğiniz bölümleri kesinlikle listeye almayın.

 Mezun olduktan sonra gidip o işi yapmayacaksanız o mesleğe yönelmeyin.

Aklınızda başka bir meslek varken popüler ya da iş garantisi var diye hayallerinizi çöpe atmayın!

Tercih sıralamasını puana ya da yüzdelik dilime göre değil, istek sıranıza göre yapın.

İlle de tıp, mühendislik, hukuk ya da öğretmenlik diyorsanız, tercihlerinizin tümü o yönde olsun.

Örneğin hukuk hayali kuruyorsanız 24 tercihiz de hukuk olmalı.

Büyük kentlere takılıp kalmayın. Anadolu’nun dört bir yanında çok iyi üniversiteler var. Onları da mutlaka araştırın. Hatta puanınız oraya yetiyorsa, kalkın gidin.

Çift ana dal ve Erasmus gibi olanakları var mı, mutlaka o gözle de bakın.

Okul ya da kursların, kendi başarı oranlarını yüksek tutturabilmek için sizi çok istemediğiniz bölümlere yönlendirmelerine müsaade etmeyin.

Hazırlık sınıfında yıl kaybetmek istemiyorsanız, önümüzdeki birkaç ayı, yoğun bir şekilde İngilizceye ayırın.

Özetin özeti: Yeni bir başlangıç çok iyidir ama bir o kadar da zordur.