Onca yıl tarih okuduk. İlkokul, ortaokul, lise, üniversite. O yetmedi radyo programları, televizyon dizileri, ansiklopediler ve gazetelerdeki tefrikalardan Osmanlı tarihini adeta su gibi ezberledik!
Bu nedenle umarım benim gibi böyle bir soru ile karşılaştığınızda afallamazsınız. Evet: En uzun tahtta kalan 10 Osmanlı padişahı kim?
Şimdi bu soru da nereden çıktı diyenleriniz olabilir.
İsterseniz önce onu anlatıp ardından cevabını okuyalım.
Bilindiği gibi artık yayıkta köpürte köpürte ayran yapmak çok gerilerde kaldı. Belki kolay gelindiğinden belki de hijyenik oluşundan kebapçılarda bile plastik kutuda ya da şişede hazır ayran servisi yapılıyor.
Milliyet’in lokantasında da durum farklı değil. Dönerin yanında ayran vardı ve gözüm kutudaki yazılara takıldı.
Bunları biliyor musunuz başlığı altında sorulan soru aynen yukarıdaki gibiydi:
En uzun tahtta kalan 10 Osmanlı padişahı kimlerdir?
Masadaki arkadaşlar ile beyin jimnastiği yaptık. 10’da beş tutturan birinci oldu. Sonra kafaya takıp acaba bizim tarih bilgimiz mi eksik diye başkalarına sormaya başladım. Anladım ki bizim ezberci eğitim sistemi nedeniyle aklımızda fazla bir şey kalmamış.
Cevapları okudukça vay be kim derken kimler çıktı deyip yorumlar yapmaya başladık.
Eminim şu ana kadar sizin de kafanızdan birçok isimler gelip geçmiştir. Ama işi fazla uzatmadan, okulların öğretemediğini Kasapoğlu ayranlarından öğrenip sizinle paylaşmakta yarar var. Olur ya birileri, bir yerlerde çıkıp size de sorarsa bizim gibi mahcup olmayın...
En uzun süre tahtta oturan padişah, 45 yıl ile Kanuni Sultan Süleyman’mış. Onu ikinci sırada 39 yıl ile IV Mehmet ve 38 yıl ile Orhan Gazi izlemiş. Diğer sıralama ise şöyle:
II. Abdülhamit (32 yıl), Fatih Sultan Mehmet (31 yıl), II. Bayezid (30 yıl), II. Mahmut (30 yıl), II. Murat (28 yıl), I. Murat (27 yıl), III. Ahmet (27 yıl).
Şimdi eminim; peki en kısa süreli olanlar kim? En uzun yaşayanlar hangileri gibi aklınıza daha pek çok soru gelmiştir. Cevabını verin derseniz söyleyemem. Ama ayran içmeye devam ediyorum. Umarım, artık en uzun süreli tahtta oturanları öğrendiğimize kanaat getirirler ve yeni sorulara cevap verirler. Yoksa Milli Eğitim’e kalırsak işimiz zor. Biz bu tarihi kolay kolay öğrenemeyiz...
Hayatın her alanında öğretici bilgilerin bulunması gerektiğini her zaman her yerde söyledim. Okul defterlerinin, kitapların arkasına, sayfaların altına üstüne, her gün önünden gelip geçtiğimiz boş bir yerlere ya da gazetelerin koca koca anlamsız fotoğraflar ile boşa giden yerlerinin bir tarafına konulacak hap gibi bilgiler, hem hayatımızı renklendirir hem de bilgimizi, kültürümüzü artırır dedik ama anlatamadık. Bizi anlayan tek ayrancılar oldu. Kendilerine teşekkür ederiz.
Umarız diğer firmalar de kendi konseptlerine uygun olarak bizleri bilgilendirmeye devam ederler...
Mumcu İstanbul’da
Eğitim ile ilgili sorunları bulunanlar ya da Bakan Mumcu’nun yeni icraatlarını öğrenmek isteyenler çarşambayı iple çekiyorlar. Genç Bakış’a konuk olacağını söylemiştik. Soruların ardı arkası kesilmiyor. En fazla sorulanı nerede olacağına yönelik. İstanbul’da gerçekleşecek. Ama bu kez Türkiye’nin dört bir yanından faks, mail ya da telefon ile gelen canlı sorulara daha fazla yer vereceğiz...