İnsanoğlu gelişimini eğitimle tamamladı, farkındalığını da bilimle pekiştirdi.
Günümüzde öyle bir noktaya gelindi ki her şey gibi eğitim de sorgulanmaya başladı.
Bugünkü eğitim sistemi Z kuşağına hem hantal geliyor hem de çok uzun!
Daha da önemlisi, okul ve kitaplar öğrenmeye yönelik önceliğini kaybetmek üzere.
Bu bizde böyle de diğer ülkelerde farklı mı?
Kesinlikle hayır.
Dünyanın her yerinde sıkıntılar var. Ansiklopedilerin kapağı açılmayalı çok oldu. Kütüphanelerin yolunu ise neredeyse unuttuk. Aktif okuyan, yazan sayısı her geçen gün azalıyor.
Dijital platformlar ve sosyal medya sadece gençlerin değil hepimizin öğrenme alışkanlıklarını önemli ölçüde değiştirdi.
Bir şey araştırdığımızda ilk başvuru kaynağımız artık kitaplar ya da öğretmenler değil arama motorları oldu.
O da güncelliğini yitirmek üzere.
Yapay zekâ biraz daha geliştiğinde o boşluğu doldurmaya aday gibi görünüyor ama çok daha pratik ve albenili yeni mecralar gelirse hiç şaşırmayalım.
Eğitim ve öğretim iki ayaklı bir süreç.
Öğretimle bilgilenir, eğitimle de sosyalleşir ve her yönüyle birey olursunuz.
Müfredat programları ve ders çeşitliliği o yüzden çok geniş bir yelpazededir.
Sınav odaklı eğitim sistem yüzünden, sınavda soru sorulmayan dersler tümüyle ihmal edildi.
Okulların artan bir şekilde cazibelerini yitirmelerinin, gençlerin ortak değerlerimizden uzaklaşmalarının temelinde yatan budur!
Oysa her dersin öğrenciye kazandıracağı farklı değerler vardı, hepsi göz ardı edildi.
İşte bu yüzden eğitimi dünün gelenekleriyle değil, geleceğin ihtiyaçları, öğrencilerin beklentileri ve fabrika ayarları doğrultusunda yeniden dizayn etmek zorundayız.
Yaşam için eğitim
Eğitimin tarifi, amaç ve hedefleri gibi kazanımların ne olması gerektiği de çağlar boyunca hep tartışıldı. Birinin ak dediğine diğerinin kara dediği de oldu, kimilerinin örnek gösterdiği sistemleri bir başkaları tu kaka ilan etti.
Görünen o ki insan yetiştirme düzeni yani eğitim bundan sonra da tartışılmaya devam edecek
Peki, eğitim kim için olmalı? Kendimiz için mi, ailemiz için mi, ülkemiz için mi?
Bu soruya önceleri “Ülkemiz için” diyorduk, sonra “Ailemiz için” der olduk, şimdilerde ise “Elbette kendimiz” için diyenlerimiz çoğaldı, “Her üçü için” diyenler de azalmaya başladı.
Sosyal bilimciler bu çok önemli konuyu enine boyuna araştırmak zorundalar. Araştırmalılar ki ileriye yönelik doğru adımlar atalım.
Benzer süreci, bizimle çok benzer özellikleri olan Güney Kore için de geçerli olduğuna şahit olmuştum. Aynı soruyu farklı yaş gruplarına sorduğumda, çok farklı cevaplar almıştım!..
Kim ne derse desin; kim ne düşünürse düşünsün bana göre eğitim bir yaşama sanatıdır ve her şeyden önce hayatımızı güzelleştirmeli ve bizi mutlu etmelidir.
Yaşadığımız kentlerin mimarisinden, aldığımız ürünlerin tasarımından, doğadaki peyzajdan, izlediğimiz dizilerden, giydiğimiz elbiseden kısacası sokağa çıktığımızda gördüğümüz her kare gözümüzü ve ruhumuzu tırmalıyorsa oturup düşünmemiz gerekir.
Yine aynı şekilde aldığımız eğitim yaşam kalitemizi yükseltmiyorsa, ülke refahına ve evrensel değerlere katkıda bulunmuyorsa ortada bir sorun var demektir.
Sınav ve diploma odaklı eğitim anlayışımızı, yaşam ve üretim odaklı eğitime dönüştürmek, yeni dönemde öncelikli hedeflerimiz arasında olmalı.
Eğitimin ve eğitim kurumlarının en temel görevlerinden biri de iyi yurttaşlar yetiştirmektir. Yani doğasına, kültürüne, insanına, değerlerine, yasalarına sahip çıkacak bireyler yetiştirmektir.
Neden mi? Bugün yaşadığı çevreye sahip çıkmayanlar, yarın başka değerlere karşı da duyarsızlaşabilirler!
Özel okul zamları
Önümüzdeki öğretim yılı için özel okullara yapılan zam oranı, tahmin edildiği gibi taraflardan hiçbirini memnun etmedi. Şu günlerde aile meclislerinde konuşulan en önemli konulardan biri de bu.
“Bu şartlarda bu yükün altından kalkmak mümkün değil” deyip, yeni arayış içerisine giren veli sayısı çok fazla.
Okul sahiplerinden pek çoğu da benzer görüşe sahip.
Onlar da “Bu zam oranıyla çarkı döndürmek zor” diyor.
Öğretmenlerimizin de pek çok sorunu var. Maaşlarının alım gücü ve özlük hakları bunların en başında geliyor.
Onlar mutsuzken, geçim sıkıntısı çekerken daha iyi bir eğitimden söz edemeyiz.
Özetin özeti: Çocuklarımıza yapacağımız en büyük iyilik, eğitimi onlara daha çok sevdirmektir.