Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2018 Yaşam Memnuniyeti Araştırması’na göre hiç diploması olmayanlar, diploması olanlara göre daha mutluymuş.
Şaşırdık mı, kesinlikle hayır!
Neden?
Her çocuğumuz, her diploma için o kadar çok mücadele veriyor ki karşılığını alamadığında da derin bir mutsuzluk hissine kapılıyor.
Araştırma da bu durumu resmiyete dökmüş! Hepsi o!..
Peki, mutsuz oluruz diye okumaktan, yazmaktan vaz mı geçeceğiz?
Asla.
Yapılması gereken, emeğin karşılığını fazlasıyla vermektir. Yoksa, mutlu ama üretemeyen bir ülke olmanın ötesine geçemeyiz ve o göreceli mutluluk da kalıcı olmaz!..
Neden şaşırtmadı!
TÜİK’e göre, bir okul bitirmeyenlerde mutluluk oranı yüzde 59’ken, bunu sırasıyla yüzde 53.9 ile yükseköğretim, yüzde 52,6 ile ortaokul, yüzde 52.3 ile ilkokul, yüzde 51.3 ile lise ve dengi okul mezunları takip etmiş!
Onca eziyet + onca fedakârlık + onca masraf = Mutsuzluk
Sizce de bu işte bir terslik yok mu?..
Olaya bilimsel açıdan baktığınızda, ortada bir sorun olduğu kesin.
Ama bu sorun, matematiksel değil, sosyoekonomik!
Yani bir anlamda, insan gücü planlamasındaki zafiyetimizi ortaya koyuyor.
Bu konuyu defalarca dile getirdik.
Sorun nüfusumuzda ya da diplomada değil.
Doğru bir yönlendirme ve doğru bir istihdam politikası uygulansa, kesinlikle her şey çok daha farklı olurdu.
Örneğin pek çoğumuz, öğrenim gördüğümüz alanda değil de çok farklı alanlarda çalışıyor, hatta çok başarılı da oluyor ama mutsuz!
Neden?
Çünkü hayalini kurduğu mesleği yerine getiremiyor. Ki, bunların en başında da öğretmenler geliyor!..
Neden üzgünler?
Dün bu konuda, sosyal medyada bir mesaj attım, yüzlerce geri dönüş oldu.
Hemen herkesin hikâyesi farklıydı.
İşte en çarpıcı olanlardan birkaçı:
- İmkânsızlıklar nedeniyle okuyamayanlar dışındakilerin dünya telaşı çok yok. Çünkü vasıflı olup iş bulamayanlar, emeğinin karşılığını alamadığı ya da alamayacağı düşüncesiyle mutsuz. Okumayan, iş bulduğuna şükrediyor. Benim hakkım bu diyor, şikâyet etmiyor. İşin bir başka trajikomik tarafı da okuyan asgari ücrete talim ediyor, okumayan zengin oluyor. Okuyan, okumayana kölelik ediyor. Offf, yazarken bile sinirim bozuldu.
- Evet, ben de onlardanım. Mutsuzum, çok mutsuzum. Üniversite mezunu olup işsiz olmak yetiyor da artıyor.
- Eğitimli bireyin, işinde hak ettiği maddi karşılığı alamaması bir yana, saygınlık ve değer görmemesi de mutsuzluk nedeni oluyor.
- İşsiz olduğum için mutsuzum. İşsiz olunca insani değer göremediğimiz için mutsuzum. Yeterince donanımı olmadan torpille işe girenleri gördüğüm için mutsuzum.
- Diplomasızların boşa giden emekleri yok o yüzden mutlular!..
Diplomalı mutlu mu?
Diplomasızlar mutlu da, diplomalılar mutlu mu?
Bir lokma ve bir hırka, kültürümüzün bir parçası.
Karnımız tok, sırtımız pek, sağlığımız da yerinde olduğu sürece mutlu olmak yeter de artar diyenimiz çok fazla.
Mandıra Filozofu filminde bu çok vurucu bir şekilde hicvedilmişti.
Peki, doğru olan ne?
Mutluluk endeksinde tek kriter diploma mı?
Elbette ki değil!
O kadar çok etken var ki birimiz için mutsuzluk kaynağı olan bir durum, bir başkası için mutluluk gerekçesi olabilir.
Köylerdekiler kentlere akın ederken, kentlerdekilerin köylere kaçmalarının nedeni biraz da bu değil mi?..
Özetin özeti: Mutluluğu çok uzaklarda ve onda, bunda, şunda aramayın. Diplomaya gelince, zaman zaman ne kadar mutsuz etse de okumaktan asla vazgeçmeyin!..