Haberin başlığı aynen şöyle:
Çürük raporuna rağmen 6 yıl eğitim yapılmış!
İstanbul’da da öyle olmadı mı? 5.8’lik depremden sonra, onca okul boşaltılmadı mı?
Bursa’da, Manisa’da, Elazığ’da ya da diğer kentlerde durum farklı mı?
Olası büyük İstanbul depremi gerçekleşseydi ve okullar açık olsaydı, binlerce öğrencimiz enkaz altında kalacaktı!
Peki, boşaltılmayan ya da çürük raporu verilmesine rağmen hâlâ eğitime devam eden kaç okulumuz, hastanemiz, evimiz var?
Yaşam bu kadar ucuz olmamalı!
Birileri bizi dikkate almıyorsa, bizim, kendimizi ve çocuklarımızı dikkate almamız gerekmez mi?
Aklımızın başına gelmesi için ille de büyük acılar mı yaşamamız gerekiyor?
Yitirilen onca canın, heba olan onca malın vebalini hangimiz taşıyabiliriz ki?
Ne olur artık kendimize çeki düzen verelim!..
Bu kadarı olmaz!
Gelin, bu kadarına da pes dedirten haberi, hep birlikte okuyalım:
Bilecik’te riskli okullar bir bir boşaltılırken, bu okulların sayısı 2’ye çıktı.
Geçtiğimiz gün riskli binalar arasında yer alan Bilecik’in Pazaryeri ilçesinde Atatürk Ortaokulu boşaltılırken, bugün de Söğüt ilçesinde bir okul depreme dayanıksız diye boşaltıldı. Söğüt ilçesinde eğitim hayatını sürdüren ve 2000 yılı öncesi yapılan 256 öğrencinin eğitim gördüğü Ertuğrulgazi Ortaokulu depreme dayanıksız diye boşaltılırken, öğrenciler eğitim ve öğretimlerine bugün ilçedeki başka bir okul olan 700. Yıl Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde devam etti.
2014 yılında binadan numune alınarak riskli okullar arasına giren okuldaki anasınıfı öğrencileri ise Anadolu İmam-Hatip Lisesi’nde eğitimlerine devam edecek.
Bu duruma tepki gösteren veliler, Milli Eğitim Bilecik İl Müdürlüğüne “6 yıl önce alınan numunelerin sonuçları bugün mü?” çıktı diye sorarak, “Ertuğrulgazi Ortaokulu binası için çürük raporu verildiği tarihte, il ve diğer ilçelerde birçok okula da çürük ya da güçlendirilmesi gerekli raporu verildi. Çürük raporu verilen okulda niçin 6 yıldır eğitim yapıldı” dediler.
Bilecik’te durum böyle de diğer kentlerde farklı mı?..
Okullar açıldı ama
Yeni öğretim yılında 3. yarıyıl başladı ama öğrencilerin tatil modundan çıkıp derslere katılması sanki biraz zaman alacak.
Bu arada, deprem nedeniyle hâlâ okula başlayamayan ya da farklı okullara nakledilen öğrenciler var. Umarız bir an önce, onların da sorunları çözülür. Özellikle de lise ve üniversite giriş sınavlarına hazırlanan öğrencilere yönelik olarak daha esnek kararlar alınır!
8 ve 12. sınıf öğrencileri içerisinde, okul nakilleri nedeniyle tüm planları altüst olan öğrenciler var.
Tüm düzenlerini, daha önceki okullarına göre kurmuşlardı. Şimdi bir anda her şey altüst oldu. Moraller sıfır.
“Yapacak başka bir şey yok, bu duruma uymak zorundasınız” dayatması, bu konuda yapılacak en son şey olmalı.
Çözüm üretilmeli yoksa pek çoğu açık lisenin yolunu tutacak ama sanki o konuda da süre bitti deniliyor.
Sınav ve deprem stresi altındaki öğrencilere karşı çok daha esnek olmakta yarar var. Çünkü onlar zaten yeterince tedirginler!
Öğrenciler kaygılı olunca da veliler perişan oluyor ki, onları bu duruma düşürmeye de hiç kimsenin hakkı olmamalı!..
Özetin özeti: Acılar insanı terbiye eder derler ama akıl ve bilim yoluyla da, derin acılar yaşamadan, disipline olmak, doğru olanı bulmak mümkün!..