Seçim, seçim diyorduk işte geldi.
Siyasiler söyleyeceğini söyledi, yorumcular fikirlerini paylaştı.
Son noktayı bugün siz koyacaksınız.
Seçimin bir şölen havasında geçmesi, ülkemiz ve ulusumuz için en hayırlı olanın gerçekleşmesi en büyük dileğimiz.
En yakınlarımız da olsa seçmeni özgür iradesiyle, vicdanıyla baş başa bırakmak gerekir.
Demokrasinin güzelliği de burada.
Kampanyalar yapılır, sözler söylenir, sonrası özgür iradeye kalır...
Siyasetçiler, yaptıklarını, yapacaklarını anlattılar, bize düşen görev de sandığa gitmek, oyumuzu vermek ve çıkan sonucu alkışlamaktır.
Bu yüzden, “Benim bir oyum neyi değiştirir ki” demeden mutlaka ve mutlaka sandığa gidin ve oyunuzu kullanın.
Kullanın ki ileride eleştirmeye ya da alkışlamaya hakkınız olsun.
Demokrasi bir seyir oyunu değil, en büyük ortak paydamızdır.
Rahmetli Demirel, “Sandık varsa gerisi teferruattır” derdi.
Bazı ülkelere bakınca ne kadar doğru olduğunu bir kez daha görüyoruz.
Demokrasiyi güçlendirmek, sandığa gitmekle başlar.
Bu yüzden, bu sabah, ilk işimiz, bu kutsal görevi yerine getirmek olmalıdır.
Kime, niye, hangi gerekçeyle oy vereceğiniz ya da vermeyeceğiniz, elbette sadece sizi ilgilendirir. Bir başkasının bu konuda şu saatten sonra telkinde bulunması, hiç doğru olmaz.
Demokrasimiz, her seçimden olduğu gibi bu seçimden de güçlenerek çıkacaktır.
Sonuçlar, ülkemiz ve ulusumuz için şimdiden hayırlı, uğurlu olsun.
Şunu da sakın unutmayalım:
Bugünkü seçim ne ilk ne de son seçimimiz olacak.
Her seçim gibi, elbette bu seçim de çok önemli. Tıpkı öğrencilerin girdiği her sınav gibi. Biri biter, diğeri gelir. Önemli olan da zaten bu değil mi?..
Neden sandığa gitmelisiniz?
Sandığa gitmek için saymakla bitmeyecek kadar çok nedenimiz var.
- Bu canım ülkeyi canı gönülden seviyorsanız,
- Geleceğe daha güvenle bakmak istiyorsanız,
- Hak, hukuk, adalet diyorsanız,
- Akıldan, bilimden, liyakatten ve daha iyi bir eğitimden yanaysanız,
- Demokrasi sevdasından asla vazgeçmememiz gerektiğine inanıyorsanız,
- İyi bir yurttaş sorumluluğu duyuyorsanız,
- Huzurumuzu kaçırmalarına asla izin vermemeliyiz görüşündeyseniz,
- Sen, ben yok, biz varız sözlerine canı gönülden inanıyorsanız,
- Yarın için çok daha farklı bir Türkiye hayali kuruyorsanız,
- Saygının, hoşgörünün, paylaşmanın yerini bencillik almasın diyenlerdenseniz,
- Eşitçe, hakça, adil bir düzen arayışındaysanız,
- Beni en iyi, bu, şu ya da o parti temsil ediyor kararını verdiyseniz,
- Çocuklarımıza daha güçlü bir Türkiye bırakmalıyız inancındaysanız,
- Ekonomide, tarımda, endüstride daha fazlasını yapabileceğimize el kaldıranlardansanız,
- Her şeyi başkalarından beklemek yerine taşın altına elinizi koymaya hazırsanız,
- Demokrasilerde en büyük gücün halk olduğunun lafta kalmasını istemiyorsanız,
- Sandığa atılan her oyun demokrasimizi biraz daha güçlendireceği fikrini benimsiyorsanız,
- Sandığa gitmemenin en büyük demokrasi ayıbı olduğunu zaten biliyorsanız,
- Seçmenin özgür iradesine hiçbir ambargonun konulamayacağını görsünler artık fikrindeyseniz,
- Ülke olarak çok daha fazlasını hak ediyoruz, daha büyük projeler arayışındaysanız,
- Ben konuşana değil, yapana bakarım, gördüğüme inanırım konumunu her daim koruyanlardansanız,
- Tüketen değil, üreten bir Türkiye düşünüyorsanız,
- Çantada keklik olmadığınızı artık dünya âlem duysun, uyuyanlar uyansın mesajını vermek istiyorsanız,
- Kararsızlığın en kötü karar olduğunu çoktan fark ettiyseniz,
- Şiddetin, terörün, ayrışmanın panzehrinin demokrasi olduğunu şiar edindiyseniz,
- Çağdaş dünyadan kopmaktan, geride kalmaktan korkuyorsanız,
- Maddi ve manevi değerlerimizin daha fazla istismar edilmesine isyan ediyorsanız,
- Ortak değerlerimizin yeniden kazanılmasından yanaysanız,
- Kısacası, yarın bugünkünden daha güçlü, daha huzurlu, daha mutlu, daha adil, daha demokratik, daha kenetlenmiş bir Türkiye istiyorsanız, haydi o zaman sandığa!!!
Özetin özeti: Halkımızın sağduyusuna her zaman güvendik, güvenmeye de devam ediyoruz. O ne yapacağını bilir.
