Veliler adeta ikiye bölünmüş durumda.
Yarısı okullar niye kapalı, artık açılsın, çocukları evde tutamıyoruz, koleje ya da kursa gidenlerin çok gerisinde kaldılar diye isyan ederken, diğer yarısı, böylesi bir ortamda okulların açılmasının cinayetle eşdeğer olacağı görüşünü savunuyor. Okullar açılsa da çocuklarını asla göndermeyeceklerini söylüyorlar.
Görünen o ki okulların açılması ya da kapalı kalması noktasında da anlaşamıyoruz. Açılsın diyenlerin kadar karşı çıkanların da kendilerine göre haklı gerekçeleri var! İşte bu noktada, doğru olanı bilen ve yapacak olan MEB ve YÖK’tür!
Var oluş nedenleri de budur!
Sessiz kaldıkları ya da yeterince inisiyatif kullanamadıkları için kafalar karmakarışık!
Bu kontrolsüzlük nedeniyle bir süre sonra başka tartışmalar yaşanacak!
Örneğin: Yüz yüze eğitim alanlar ile almayanlara, LGS ve YKS’de aynı soruların sorulması ne kadar adil olacak?..
Ve asıl konu, öğrencilerin maske takması, okulların hijyenik olması, okulların açılması için yeterli mi?
Motivasyon
Okulların açılmasını isteyen öğretmen ve velilerin en önemli gerekçesi, öğrencilerin motivasyonlarının kaybolduğu ve uzaktan eğitimle bunu sağlamanın mümkün olmadığı yönünde.
Öğrenciler dağılmış bir durumda ve eğer böyle giderse, toparlanmaları çok zor olur.
Onların kayıp bir kuşak olsun istemiyorsak, gerekli önlemleri alıp, toplumsal duyarlılığı harekete geçirip, önce pandemiyi minimuma indirmek sonra da okulları açmak en doğru seçenek!..
Telafi eğitim
Twitter’da dün bir anket yaptım. Çok katılım oldu. Soru şuydu:
“Telafi eğitimin eksiklerinizi tamamladığına ve yararlı olduğuna inanıyor musunuz?”
İşte akşam saatine kadarki sonuçlar:
Kesinlikle evet yüzde 8, kesinlikle hayır yüzde 54, daha iyi olabilirdi yüzde 23, daha kötüsü olamazdı yüzde 15!
Yüzde 92 gidişattan memnun değil. Bu çok net! MEB, hâlâ bunu görmeyip, kendine methiyeler düzerek bir yere varamaz!
Gerçeklerle yüzleşirsek, daha hızlı ve daha doğru yol alabiliriz!..
Köy okulları açılamaz mı?
Yüz yüze eğitimde olduğu gibi uzaktan eğitimde de eğitim mağdurlarının en tepesinde köy okulları ve onların öğrencileri geliyor.
Öğretmenlerin durumu da farklı değil!
Çoğu köyde internet erişimi yok, bilgisayarı olan öğrenci sayısı da çok sınırlı!
En azından salgın olmayan köylerde yüz yüze eğitime başlanamaz mı?..
Köy okullarının kapanması büyük hataydı! Kalanlara sahip çıkmamak daha büyük hata!
Köyleri eğitimden yoksun bırakırsanız, orada yaşam da olmaz, üretim de gerçekleşmez.
Kentlere göç baskısı artar, tarımsal üretim durma noktasına gelir!
İşte bu yüzden pandemi krizini bir fırsata dönüştürebiliriz.
Ulaşım sorunu ve bulaşı riski fazla olmadığı için güvenli köylerde ciddi anlamda bir eğitim seferberliği başlatılırsa, eminim ki sadece bu nedenle pek çok veli köyüne geri dönecektir!
Peki, köy okullarında iyi bir eğitim mümkün mü? Pandemi riski söz konusu mu?
Karantinaya alınan çok sınırlı köy dışında, pandemi riskinin olmadığı söyleniyor. Kaldı ki çocuklar gün boyu birlikte ve iç içeler. Öğretmenleri de görev başında. Peki, o zaman neden yüz yüze eğitim yapılmıyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son açıklamasında, esnek eğitime yeşil ışık yakılmıştı, bu çerçevede yol alınabilir!..
Peki, neden açılmalılar?
Her şeyden önce, daha iyi bir eğitim için açılmalılar. Dijital altyapı ve erişim sorunu nedeniyle uzaktan eğitim onlar için çok zor. Bilgisayarı ve kendisine bu konuda yardımcı olan da yok gibi.
Hazır öğretmenleri de oradayken hep dezavantajlı oldukları bu durumu avantajlı hale getirebilirler. Bu da o kadar zor olmamalı, en azından denenmeli!.. Uzun vadede de hepsi olmasa da köy okullarının yeniden açılması ciddi anlamda gündeme getirilmeli ve gereği yapılmalıdır.
Özetin özeti: “Her yer açık, okullar neden kapalı?” sorusunu, ne olur artık, birileri samimiyetle cevaplasın! Şeffaflık, koronayla mücadelenin olmazsa olmazıdır!..