Üniversiteye giriş sınavlarına saatler kaldı.
Adayların üzerindeki sınav baskısına bir de korona korkusu eklenince moraller altüst oldu. Onların bu kaygısı, ailelerini tedirgin etmeye devam ediyor. Peki, ne yapmak gerekiyor?..
Sınav öncesi benzer kaygılar her zaman vardı. Bu yıl daha etkin hale gelmesi biraz da korona yüzünden.
Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanı Koca’nın açıklamalarına bakıldığında, haksız da sayılmazlar. Çünkü, pandemi riski dün ne ise bugün de o! Yani dikkatli hem de çok dikkatli olmak gerekiyor!..
Peki, başka neler yapmak gerekiyor? İşte onlardan bazıları:
Ders çalışmayı artık tümüyle kesin.
Mümkün olduğunca sınav ve korona konularında konuşmayın.
Nezle, grip gibi basit hastalıklar da olsa yakalanmamaya özen gösterin.
Mümkün olduğunca dışarıda yemek yemeyin, midenizi bozmayın!
Sınavdan bir saat önce sınav merkezinde olmakta yarar var. Çünkü kuyruklar uzayabilir!
Eyvah geride kalacağım diye panik olmayın, çünkü diğer adayların da sizden farkı yok! Onlar da aynı telaşın içerisinde!
Konuları yetiştiremedim diye tasalanmayın, ne kadar çalışırsanız çalışın hep eksik vardır!
Siz bu sınava şampiyon olmak için değil, istediğiniz fakültede okumak için giriyorsunuz. Bunu sakın unutmayın!
200’ü aşkın üniversite ve 800 bin civarında kontenjan var. İlle de üniversiteli olmak istiyorsanız, mutlaka olursunuz ama seçici olun!
İkinci ya da üçüncü kez giriyorsanız, bu artık son olsun deyip, elinizden geleni yapın, gerisi gelecektir!
Sınavda, aksıran, hapşıran olduğunda dikkatinizi dağıtmayın, sınava devam edin, kaybolan zamanı kimse telafi etmez!
Sayısal veriler?
Tedirginliğinizi azaltmak için geçen yılın verilerine göz atmakta yarar var. Gelin önce onlara bir göz atalım, sonra da öneride bulunalım:
TYT Ortalamaları:
Matematik 40 soruda 5.6,
Fen 20’de 2.2,
Sosyal 20’de 4.6,
Türkçe 40’ta 14,6.
AYT ortalamaları:
Matematik 40’ta 4.7,
Fizik 14’te 1,
Kimya 13’te 0.9,
Biyoloji 13’te 1.2,
Edebiyat 24’te 4.9.
Görüldüğü gibi Türkiye ortalamalarının üzerine çıkmak o kadar da zor değil.
Önce ortalamanın üzerine çıkın sonra da çıkartabileceğiniz kadar net çıkartın. Her doğru soru, sizi on binlerce adayın önüne geçirecektir!
Yeter ki, fazla yanlış yapıp doğruları da götürmeyin. Emin olmadığınız sorulara cevap vermeyin!
İki seçeneğe indirmeden, hadi şu olsun demeyin! Cevaplarınız az olsun ama net olsun!
Velilere öneriler!
Velilerimiz, MSÜ giriş sınavı ve LGS’de, çok titiz davranmadılar.
Bu yüzden de çok eleştiri aldılar. İkinci, üçüncü dalga gelirse, günah keçisi, önlemleri almayanlar değil, onlar olacaktır!
Eğer çocuklarınızın geleceğini gerçekten ciddiye alıyorsanız ne olur, açıklanan tüm kuralları harfiyen yerine getirin.
Sınava giren ve sakin olması gereken çocuklarınızın akılları sizde kalmamalı. Zaten yeterince stresliler. Bir de benim yüzümden, onlar virüs kapacak diye endişelenmemeliler...
Maskesiz sokağa çıkmayın ve sosyal mesafe kurallarına uyun. Uymayanları tatlı dille uyarın...
Her zamankinden biraz daha erken yola çıkın hatta bugün vaktiniz varsa gidip sınav merkezini görün!..
Sınav merkezlerine başka yerden gelecek olanlar, bugünden itibaren orada olurlarsa, yarınki telaşa, yeni bir telaş eklememiş olurlar!...
Tüm bu süreçte sadece kural koyucu konumunda olan ÖSYM’nin, sınavın insani boyutlarını unutup yine o katı kurallarını hatırlatması anlaşılır gibi değil!
Geçerli kimliği olmayan, geç gelen sınava giremez, sınav esnasında tuvalete gidemez!..
Herkes can derdindeyken hâlâ kopyaya takılıp kalmak inanılır gibi değil!
Özetin özeti: Zor bir süreçti ama mutlu sona çok az kaldı. Herkes için her şeyin en hayırlısı olsun.