Seneye değişiyor

28 Temmuz 1999


Anadolu Ajanası, yani devletin sözcüsü durumundaki haber ajansı, dün geçtiği haberde, gelecek yıl üniversite giriş sınavında önemli değişikliklerin olacağını duyurdu. Televizyonlar da gün boyu bu haberi verdi...
Haberi işiten veli ve öğrenciler de ulaşabildikleri başka bir kurum olmadığı için her zaman olduğu gibi yine bizi aradılar. Kimi içini döktü. Kimi de haksızlığa isyan etti. Sınav tarihini bile doğru düzgün tespit edemeyen bir YÖK'ün nasıl oluyor da gençlerin kaderiyle böylesine fütursuzca oynadığını sordular...
Daha sağlıklı bir tercih sıralaması için madem ki yerleştirme puanı'nın açıklanması gerekliliğine inanıyorlar. Gelecek yıl da bu yönde bir uygulama yapılacak. O halde bu yılki öğrencilerin günahı ne? Üç beş okulun sonuçları gelmedi diye yüz binlerce öğrenciye hayali tercih yaptırmak ne kadar doğru? ÖSYM isterse yerleştirme puan sonuçlarını hafta sonuna kadar internet üzerinden tüm Türkiye'ye duyurabilir. Duyurmalıdır da!..
Duyurmalı ki, yapılan haksızlıkların boyutları iş işten geçmeden ortaya çıksın. Ortalık karıştırdıktan sonra özür dilemek moda oldu. Merkezi yerleştirme yapıldıktan sonraki pişmanlık ve gelecek

Yazının Devamı

Kim dur diyecek!

27 Temmuz 1999


Üniversiteye girişte orta öğretim başarı puanından kaynaklanan haksızlıkların giderilmesi için henüz her şey bitmiş değil. Tercih formlarının verileceği son tarih olan 2 Ağustos'a kadar yanlışa dur denilebilir.
Haksızlığın giderilmesi için yüzlerce öğrenci mahkemeye başvurdu. Adli tatil nedeniyle bunların sonuçlanması aylarca sürebilir. Bu arada yerleştirme işlemi biteceği için, öğrenciler davayı kazansa da değişen bir şey olmaz. Ayrıca gelecek yıl haksızlık yaratan pek çok konuda geri adım atılacağını da biliyoruz. O halde yanlışta ısrar niye? Hatadan dönmek de bir erdemdir. YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı, milyonlarca veli ve genç adına bu erdemliliği göstermelidir...
Defalarca yazdık. Milli Eğitim Bakanı'na, müsteşarına, YÖK ve ÖSYM başkanlarına konunun önemini ve yapılan yanlışlıkları defalarca anlattık. Ama her sefererinde bir kulaklarından girdi, diğer kulaklarından çıktı. Bazen "ilgileneceğiz" bazen de "kamu yararı söz konusu, bu kadarcık mağduriyet olabilir" dediler. Ama genelde söylenen "haklısınız" oldu. O halde gereğini yerine getirin yönündeki ısrarlarımız ise her defasında ertelendi. Aslında ertelenen bizim sorularımızın cevabı

Yazının Devamı

Haksızlığa prim

26 Temmuz 1999


ÖSYM, bundan 25 yıl önce rahmetli Altan Günalp tarafından kuruldu. Üniversiyeteye giriş, daha önce hem daha karmaşık, hem de suiistimallere açıktı. ÖSYM ile birlikte tüm söylentiler kesildi. Belki adilane değildi ama kesinlikle objektif ve güvenilirdi. Ne bir torpil, ne de bir öğrenciyi diğerinin önüne geçiren haksızlık söz konusuydu...
Yıllarca bu böyle devam etti. Ne zamanki YÖK bu işlere burnunu sokmaya başladı, kargaşa da beraberinde geldi. Sorular çalındı. Bir gecede tüm kurallar altüst edildi. Çalışana değil tembele, uyanığa prim verildi.
Bu arada ÖSYM'nin üzerindeki sınav yükü de artıkça artı. Sorunsuz sınav isteyen onun kapısını çaldı. En son Devlet Memurluğu Sınavı da ağır yük altında dizleri titreyen bu kurumun üzerine verildi.
Eskiden ÖSYM bir değişikliğe gittiğinde en az üç yıllık bir ön çalışma yapardı. Kılı kırk yorar, bir tek öğrencinin dahi haksızlığa uğramaması için her türlü alternatifi düşünürdü. Oysa şimdi bir dayatma şeklinde kendisine uygulattırılan yeni sistemden o da memnun değil. Sakıncalarını o da görüyor. Ama ağzını açamıyor. Çünkü öyle isteniyor...
24 Ağustos'ta açıklanacak yerleştirme

Yazının Devamı

Hangi üniversiteler?

23 Temmuz 1999


Tercih aşamasında bize en çok yöneltilen sorulardan biri de "Hangi üniversiteyi ve hangi mesleği seçelim?" şeklinde. İlk on bine girenler de bu durumda, 250 bininci sırada olan da...
Karar vermede zorlanmaları çok doğal. Çünkü yaşamlarının bundan sonraki bölümü, hazırlayacakları tercih listesine bağlı. Hayattaki en önemli iki karardan ilki eş seçimiyse, ikincisi meslek seçimi derler. Hatta kimilerine göre meslek seçimi, eş seçiminden daha da önemli. O halde yapılacak olan öncelikle meslek seçimi, ardından da bu konuda eldeki puana en uygun fakülteyi seçmek. En iyi fakülteyi demiyorum, çünkü istemekle olmuyor. Puanın da yetmesi gerekiyor.
Meslek seçimi konusunda öncelik yine ilgi, yetenek ve sevgi doğrultusunda olmalıdır. Bir ömür boyu yaşam tarzı olarak seçilen mesleğin her şeyden önce sevilmesi gerekiyor. Eğer bu konuda hala kararsızsanız, en azından sağlık, mühendislik, ekonomi, sosyal bilimler, öğretmenlik, fen bilimleri, sanat, hukuk, medya gibi sektörel bir alana yönelmekte yarar var. Bu arada şu soruları da sürekli kendinize sorun: Devlette mi, yoksa özelde mi çalışacağım? Maaşlı bir iş mi, yoksa kendi işim mi? Büro mu yoksa açık hava

Yazının Devamı

Yüzdelik sıra

22 Temmuz 1999


Son günlerde adeta üniversite tercihlerine kilitlenmiş durumdayız. Kafamızda hep o var. Çünkü milyonlarca genci yakından ilgilendiriyor. Onlar için ÖSS, tercih ve yüzdelik dilimler, şu anda dünyanın en önemli konusu. Bu yüzden bir süre daha bu konulara yoğunlaşacağız. İlk bakışta sadece sınava giren gençleri ilgilendiriyor gibi gözükse de bence hepimizi çok yakından alakadar ediyor. Sistemdeki çarpıklıkları böylesine çarpıcı gözler önüne seren bir başka gösterge bulmak gerçekten zor...
Yüzdelik dilim, herhangi bir puan türünde, öğrencilerin hangi yüzdelik grupta olduğunu gösteriyor. Her ne kadar değişik yüzdelik dilimler olsa da bizim tercih aşamasında dikkate almamız gereken: ilgili puan türünde 120 barajını aşanlar arasında yapılan yüzdelik sıralamadır.
Örneğin bu yılki ÖSS'de Sayısal'da 254 bin, Sözel'de 508 bin, Eşit Ağırlık'ta 351 bin, Yabancı Dil'de de 12 bin öğrenci 120 barajını aştı. Dolayısıyla her puan türüne göre yüzdelik dilime giren öğrenci sayısı da değişiyor. Sayısal'da ilk 2540'a giren ilk yüzdelik dilimi oluştururken, Sözel'de bu sayı neredeyse iki katına yani 5080'e çıkıyor. Öte yandan Yabancı Dil'de de 120'ye kadar

Yazının Devamı

Acilen aranıyor!

21 Temmuz 1999


Türkiye Cumhuriyeti'nin eğitim ve gençlik sorunlarıyla ilgilenecek çok acilen bir yetkili aranıyor. Her ne kadar Cumhurbaşkanı, Başbakan, Milli Eğitim Bakanı, gençlikten sorumlu Devlet Bakanı, YÖK Başkanı, ÖSYM Başkanı gibi çok önemli yetkililer bulunsa da, herhalde çok daha önemli işleri olduğundan eğitime, gençliğe, velilere ayıracak zamanları yok. Bu nedenle çok önemli(!) işlerinden zaman ayırıp eğitim ve gençlik sorunları gibi angarya(!) konulara da zaman ayıracak bir yetkili aranıyor. Bulanların, görenlerin, var olduğuna inananların insaniyet namına bizi de haberdar etmelerini rica ediyoruz. Etsinler ki, bu müjdeyi bir an önce çaresizlik içinde kıvranan milyonlarca öğrenci, veli ve öğretmene iletelim.
Veli, öğrenci ve öğretmenlerin bu konudaki istekleri bu kadarla bitmiyor! Bu angarya(!) göreve talip olacak yetkiliden bazı mütavazı istekleri de var:
* Görevi, makamı her neyse, bu işe soyunan yetkili, en az oy istemeye geldiği kadar sempatik olmalı.
* Arandığı zaman bulunabilmeli. Ya da iletilen mesajları, zahmet olacak ama okumalı.
* Ortaya bir sorun çıktığında sadece yetkilileri değil, vatandaşı da dinlemeli.

Yazının Devamı

Tercih karmaşası

20 Temmuz 1999


ÖSYM dün nihayet liselerin ÖSS ortalamasını açıkladı. Ancak öğrenciler rahatlayacağına kafaları daha da karıştı. Çünkü onlar için gereken Ağırlıklı Orta Öğretim Başarı Puanı (AOÖBP) yine bilinmiyor. Hesaplamaya kalktıklarında ise karşılarına yine bin türlü engel çıkıyor. ÖSYM inat etmeyip vereceklerini bölük pörçük değil de son haliyle açıklasaydı, kafalar bu kadar karışmayacaktı.
Bir puanda binlerce kişinin yer değiştirdiği bir sıralamada öğrencilerin tedirginliği boşuna değil. Hele hele dün açıklanan ÖSS ortalamaları incelendiğinde panik daha da arttı. Devlet okullarından yüzlerce öğrenci mezun olurken, özellikle tarikat okullarından çok az öğrencinin ÖSS'ye girdiği dikkati çekiyor. Toplama öğrencilerle şipşak okullar kurulup sınav sisteminin zaaflarından en iyi şekilde yararlanmışlar. Başarısız bir tek öğrencinin bile okul ortalamasını düşürdüğü bir sistemde, sadece başarılı öğrencilerin transferle seçilip toplandığı okullar en büyük haksızlık kaynağı oluyorlar.
İstanbul Lisesi mezunu bir grup öğrenci, ellerinde dosyalarla dün kapımızı çaldı. Hararetle nasıl haksızlığa uğradıklarını anlattılar. ÖSS'de aynı puanı almalarına, liseden aynı

Yazının Devamı

Tercihe dikkat!

19 Temmuz 1999


Yüz binlerce ailede şu günlerde konuşulan en güncel konu, üniversite tercihleri. Hangi üniversite, hangi fakülte, en önemlisi de hangi meslek? Oturulan ilde mi olsun, yoksa başka bir kentte mi? Özeller mi ya da aynı parayı gözden çıkardıktan sonra yurtdışı mı? Yurtlara başvuranların yarısı açıkta kaldığına göre, ya barınma sorunu ne olacak? Burslar hala 15 milyon lira. Oysa üniversite harçlarına yüzde 60 zam geldi, en ucuzu 100 milyon lira. Bu para nasıl ödenecek?..
Tercih sıralaması yapılırken benzeri konuşmalar uzayıp gidiyor. Bu arada zaman da giderek azalıyor. Bunun için kafanızı daha fazla karıştırmadan şu "tercih belası"ndan bir an önce kurtulmak gerekiyor. Eğer siz de kararlıysanız, gelin ilk adımı bugün atalım: Tercih sıralamasında önemli olanın herhangi bir fakülteye girmekten çok, severek okuyacağınız, severek yapacağınız bir mesleği kazandıracak bir yükseköğretim kurumuna yerleşmek olduğunu hatırlattıktan sonra altın kurallara geçelim:
* ÖSS sınav sonuç belgesiyle gelen tercih kılavuzunda öğrenim görebileceğiniz fakülteleri hiçbir kısıtlama koymadan bir bir belirleyin.
* Kazandığınızda, bir kez daha sınava girmeyi

Yazının Devamı