'Türkiye bizim için stratejik ülkelerden!'

Huawei Türkiye Tüketici Elektroniği Grubu Ülke Müdürü Allen Yao ile koronavirüs pandemisi sürerken değişen trendleri, tüketim alışkanlıklarını ve şirket olarak Türkiye’ye dair planlarını konuştuk.

Pandemi dijitalleşmeyi ve uzaktan erişimin önemini artırdı. Huawei pandemiden nasıl etkilendi? Süreci nasıl yönettiniz?

Öncelikle çalışma düzenimizde küçük değişiklikler oldu. Huawei olarak daha önce evden çalışmayı deneyimlememiştik. Bu sürecin ardından gerekli önlemleri sağlayarak yavaş yavaş ofise dönmeye başladık. Çalışma alanında mesafeyi korumak adına bu konuda gerekli tüm tedbirleri yüksek bir hassasiyetle ele alarak süreci çalışanların sağlığına öncelik vererek yönetiyoruz.

Bir başka boyut olarak insanlar evden çalışmaya başladığı üzere tablet ve laptop satışlarımızda önemli bir artış olduğunu söyleyebiliriz. Bu konuda büyük bir talep var. Bunun yanı sıra giyilebilir cihazlara verilen önem de arttı. İnsanlar sporlarını dahi evden yapıyor ve sağlık kontrollerine daha çok önem veriyorlar.

Trump yönetiminin baskılarından dolayı Google ile sorunlar yaşadınız. Buna karşılık geliştirilen Huawei ekosisteminin ve HarmonyOS’in avantajları nelerdir?

HarmonyOS çalışmalarımız bu süreçten çok daha önce başlamıştı. HMS ile birlikte de ekosistemimiz oluşmaya başladı ve AppGallery ile dünyanın üçüncü en büyük uygulama mağazasını kurduk. AppGallery’de 2.3 milyon uygulama geliştiricimiz var ve 420 milyondan fazla da aktif aylık kullanıcımız mevcut. Bu rakamlar artmaya ve ekosistem gelişmeye devam ediyor.

HarmonyOS’yi diğer işletim sistemlerinden ayıran üç nokta bulunuyor: Birincisi, tüm ürünlerle bağlantılı tam bir ekosistem şeklinde çalışması. İkincisi, tek bir süper cihazdan tüm cihazların yönetilmesi ve son olarak ekranlar arasında kolaylıkla geçiş ve yansıma sağlanabilmesi. Örnek olarak telefon ekranınızı diğer tüm ekranlara yansıtabiliyor olmanızı verebiliriz. Cihazlar arasındaki bu etkileşimin temelinde ise HarmonyOS teknolojisi yer alıyor.

Türkiye’ye gelmeden önce farklı ülkelerde tecrübeleriniz oldu. Huawei’nin Türkiye’de hızlıca yükselen bir grafiği var. Bu bağlamda Türkiye pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz, farkları neler?

Dokuz yıl İngiltere ve Belçika’da görev yaptım. Orada insanlar telefonlarını genellikle operatörlerden alarak iki yıllık bir anlaşma yapıyorlar. İki yıl sonra da ürünü yenilemeyi pek tercih etmiyorlar.  Türkiye’de ise satışlar daha çok zincir mağazalar aracılığıyla yapılsa da operatörlerin de gücü tartışılmaz. Avrupa’daki insanlar çok fiyat odaklı değiller ancak Türkiye’de fiyat daha öne çıkan bir parametre oluyor. Avrupa’daki insanlar fiyat performans araştırmasına çok önem veriyor ve satın almadan önce çok detaylı inceliyor. Türkiye’de ise markalara daha duygusal bir yaklaşım söz konusu. İnsanlar sevdiği bir markaya daha bağlı hissederek, ürünü o markadan almayı tercih ediyor. Türkiye’de de Huawei olarak tercih edilmekten ve sevilmekten mutluluk duyuyoruz.

Türkiye’de ağırlıklı olarak cep telefonu pazarında tanınsanız dahi aslında birçok farklı ürününüz var. Bu konuda nasıl bir strateji izliyorsunuz. Mağaza sayısını arttırmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye bizim için stratejik ülkelerden biri, global olarak baktığımızda da ilk 10 ülke arasında yer alıyor.• Pazarlama alanında ikinci yarıyıl itibariyle yatırımlarımızı daha da arttırdık. Örneğin televizyonda Matepad 11 reklamlarının gösterimine başladık. Bu hafta itibariyke okulda dönüş kampanyası dahilinde MateBook Serisi için de ciddi bir pazarlama bütçesi ayırdık. Önümüzdeki dönemlerde farklı ürün kategorilerimiz için de benzer iletişim çalışmaları gerçekleştireceğiz.

Aynı zamanda burdan müjdesini de vermek isterim, son çeyrekte yeni bir akıllı cep telefonumuz daha tüketicilerimizle buluşacak. Onun dışında yeni bir akıllı saatimiz daha sene sonuna kalmadan piyasada olacak. Bu şekilde 360 derece iletişime devam edeceğiz.

İzmir MaviBahçe ve İstanbul İstinyePark deneyim mağazalarımız daha görünür olmasına rağmen servis mağazalarımızla birlikte gerçekte daha fazla satış noktamızın olduğunu söyleyebiliriz. Yeni mağazalar açmak için planlarımız da mevcut. Ayrıca deneyim mağazaları geleneksel mağaza profilinden farklı. Deneyim mağazalarımızda ürünlerin, özel alanlarda tüm detaylarıyla deneyimlenmesini mümkün kılıyoruz. Aynı zamanda teknoloji ürünleri satan diğer zincir mağazalarda da Huawei özelinde alanlar oluşturulması ve deneyimleme imkanlarının artırılması için yatırımlar yapıyoruz.

Online mağazanız çok dikkat çekiyor ve hızlıca büyüyor. Zaman zaman özel indirimler ve ön siparişler gibi avantajlar sunuyorsunuz. Online mağazanıza ilgi nasıl, en çok hangi ürünlere talep oluyor?

Online mağaza konusunda üç önemli nokta var. Birincisi bizim pazarlama yüzümüz olarak, ürün detaylarının rahatlıkla incelenmesine olanak sağlayan bir platform olması. Tüketici için ürünleri incelemek ve kıyaslamak daha kolay bir hal alıyor. İkinci kısım olarak tüketici yorumlarını daha rahat takip ediyoruz ve geri dönüşlere erişimimiz artıyor. Üçüncü olarak da orada 1+8+N dediğimiz ekosistemi tanımlıyoruz. “1” cep telefonunu simgeliyor, “8” bağlanabileceğimiz diğer cihazları temsil ederken “N” ise ekosistemi simgeliyor. Online mağazamızda bu ekosistemi bütünlükle sergileme şansı buluyoruz.

Tüm bunların yanında ekosistem ürünlerinin 5 ayrı senaryosunu da online mağaza üzerinden gösterebiliyoruz. Örneğin sağlık ve mobil ofis konularında tüm ürünler birbirine uyumlu çalışarak kullanıcıya bütünleşik hizmetler sunuyor.

Online mağazada yaptığımız kampanyalarda ise başka kanallardan ürünlerimizi sunan iş ortaklarımızla dengeli bir fiyat politikası belirlemek zorundayız. Çünkü çok geniş bir ürün satış ağımız var ve tek satış kanalımız online mağaza değil.

Huawei olarak 19 yıldan fazladır Türkiye’de faaliyet gösteriyorsunuz ve pandemi döneminde de istihdam sağlamaya, yatırım yapmaya devam ettiniz. Şirket olarak orta ve uzun vadeli Türkiye hedefleriniz nelerdir.

Şirketin gelirlerinin önemli bir bölümü de AR-GE yatırımlarına harcanıyor. Huawei Türkiye Ar-Ge Merkezi, şirketin dünya genelinde kurduğu toplam 21 Ar-Ge Merkezi içinde Çin’in dışındaki 2. büyük teknoloji üssü olma özelliğini taşıyor. Merkezin şu an 750 çalışanı var ve bugüne kadar 1.500’den fazla mühendis ve araştırmacı, Huawei Türkiye Ar-Ge Merkezi’nde çalıştı. Bununla birlikte bu sene yüzde 10’luk bir işgücü büyümesi planlıyoruz.

Huawei Türkiye Ar-Ge Merkezi’ne yapılan toplam yatırım ise 520 milyon TL. Ümraniye’deki merkezimizde Türk mühendislerin ürettiği teknolojiler Güney Amerika’dan Avrupa’ya Ortadoğu’dan Asya’ya birçok yerde kullanılıyor. Tüm bu yatırımları sürdürerek ekonomiye ve tüketiciye olan faydayı arttırmayı hedefliyoruz.

Türkiye’deki tüketicilere vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

İlk olarak Türkiye, Huawei için stratejik ülkelerden bir tanesi. Biz de tüketicilere onların hayatını kolaylaştıracak ürünler sunmaya devam edeceğiz. Yatırımları arttırarak devam ettirmek birinci önceliğimiz olacak.

İkinci olarak da 1+8+N ve mobil ekosistemi güçlendirmek bizim için çok önemli. Örneğin akıllı saatlerde Türkiye’de neredeyse yüzde 30’a varan bir pazara ulaştık. Sadece telefon kategorisinde değil, diğer ürün kategorilerinde de Huawei ekosisteminin tüm faydalarını tüketiciye ulaştırmak istiyoruz. HMS ve HarmonyOS üzerine yatırımlarımız devam ederken tüm ürün kategorilerinde sürekli bir gelişme sağlamayı ve hizmetlerimizi artırmayı hedefliyoruz. 

15 AR-GE MERKEZİ BULUNUYOR

Huawei ürün ve servisleri, 170’ten fazla ülkede, dünya nüfusunun 3’te 1’ine hizmet ediyor. Almanya, İsveç, ABD, Fransa, İtalya, Rusya, Hindistan ve Çin de dahil olmak üzere 15 Ar-Ge merkezi bulunan şirket, 2019 yılında dünya genelinde ve Türkiye’de yapılan akıllı telefon gönderimleri ile ikinci sırada yer almıştı. Huawei’nin üç iş grubundan biri olan Tüketici Elektroniği Grubu portföyünde cep telefonları, PC ve tabletler, giyilebilir teknolojiler ve bulut servisleri bulunuyor.

HarmonyOS YENİ BİR SAYFA AÇIYOR

Akıllı cihazlar için yeni nesil bir işletim sistemi olan HarmonyOS, farklı türdeki cihazların bağlanması ve iş birliği yapması için ortak bir dil sağlayarak kullanıcılara daha rahat, sorunsuz ve güvenli bir deneyim sunuyor. Sistem yazılımını ayrıştırıp esnek bir şekilde dağıtmak ve daha önce bağımsız olan cihazları uyumlu ve bütünsel bir Süper Cihazda birleştirmek için dağıtık teknolojiyi kullanıyor.