Doğru yalıtım ürünleriyle %70 enerji tasarrufu

Polisan Kansai Boya Yalıtım Sistemleri ve Teknik Operasyon Müdürü Yüksek Mimar Tuncel Altınel, dış cephe yalıtım sisteminin aslında enerji maliyetlerini aşağı çekmek ve sürdürülebilirliğe katkı sunmak içinde son derece önemli olduğunu kaydetti. Dış cephe ısı yalıtımı ile binalarda %35-50 arasında enerji tasarrufu sağlanabileceğine işaret eden Tuncel Altınel, “Binaların çatı ve bodrum tavanlarının da yalıtıma dahil edilmesi ile tasarruf oranı %70’lere kadar çıkabilir. Yalıtımda kullanılan levhaların kalınlıklarının artırılması tasarrufu daha da artırabilir. Türkiye’deki evlerin tamamının ısı yalıtım yapılması durumunda yıllık 8-10 milyar dolar tasarruf elde etmek mümkün” dedi. Polisan Kansai Boya olarak yalıtım pazarından %20 pay aldıklarına da değinen Tuncel Altınel, “Exelans enerji yalıtım sistemleri ile evlerin sıcaklığını muhafaza ediyoruz. Taşyünü paket sistem, Karbonlu EPS paket sistem, EPS paket sistem ve XPS paket sistemleri ile evlerin sıcaklığını sağlarken, ihracat faaliyetlerimizle de Türkiye ekonomisine yükselen bir değer kazandırıyoruz. 2021 yılı ekim ayı itibarıyla ile 5 milyon TL’lik yalıtım ürününü dünyaya ulaştırmayı başardık. 2022’de büyüme trendinin katlanarak devam edeceğini öngörüyoruz” ifadelerinde bulundu. Altınel ayrıca evlerde ısı kaybının önüne geçilebilmesi için binaların dış cephesinde önerilen kalınlıkta levhalar kullanılarak ısı yalıtımı yapılması gerektiğini belirtti.

İpek Baycan Architects’ten Yeni Nesil Klinik Tasarımları

WAF 2021 Awards “Health: Future Projects” kategorisinin jüri üyeleri arasında yer alan İpek Baycan Architects Kurucusu Mimar İpek Baycan Magriso, kliniklerde iç mekan tasarımının yükselen değerini ve güncel yaklaşımları analiz etti. Klinik mekanlarına yeni bir soluk getirmek konusunda oldukça güçlü bir eğilimin olduğunu belirten Magriso, klinik iç mekanlarını tasarlarken kamusal bir çekicilik sunan, hem çekinilerek gelinen bir mekan olma niteliğini kıran hem de kucaklayıcı bir mekan sağlayan tasarımların öne çıktığını vurguluyor. Aslında bu, bir yandan steril olması gereken ortamın getirilerini korurken öte yandan sıcak bir hissiyatı mümkün kılmayı sağlayan ince bir çizgi. Güncel bir tasarım anlayışına ve sürprizlere en açık sektörlerden birinin klinik tasarımları olduğunu ifade eden Magriso, hekimlerin kendi imzalarını mekanla özdeşleştirir nitelikte iç mekan tasarımı beklentilerinin olduğunu, bu doğrultuda klinikte yapılan işlemleri ve hekimlerin motivasyonlarını çok iyi anlamak ve terzi dikim işi bir tasarım ortaya koymak gerektiğini düşünüyor. Klinik tasarımlarında kullanıcıların mekana geldiklerinde kendi beklentileri kapsamında doğru yerde olduklarını hissetmelerinin çok önemli olduğuna inanan İpek Baycan Architects ekibi, ziyaretçilere ve hastalara alacakları hizmetin kalitesini hissettiren ancak onları korkutmayacak zariflikte mekanlar üretiyor. Son 9 senedir klinik mekanları üzerine çalışmalar geliştiren mimar, ekibiyle beraber zaman içerisinde şekillenen farklı beklenti ve eğilimlerin yanı sıra, bu sektörde tasarım kriterlerini bizzat oluşturur hale geldiklerine de dikkat çekiyor.

�

Banyo Tasarımında Özgün Bir Seri: Roca Inspira

Roca, her zevke hitap eden ürünleriyle estetik ve göz alıcı banyolar için armatür, lavabo, klozet ve duş sistemleri konusunda çözüm önerileri sunuyor. Yeni teknolojileri tasarımlarına entegre ederek ürettiği Inspira serisi ile kusursuz estetik ve kişisel tasarım olanaklarını bir araya getiriyor. Vitrifiye ve mobilya koleksiyonunu içeren seri zarafet, hafiflik, dayanıklılık, kolay entegre edilme özelliğiyle konforu en üst noktaya taşıyor. Tasarruflu, ergonomik, dayanıklı ve olağanüstü hafiflikte kompakt malzemelerle hayata geliştirilen Inspira serisi, her türlü ihtiyaca yönelik çözümler sunan zengin ürün yelpazesiyle her banyoyu baştan yaratıyor. Seride öne çıkan Fineceramic® materyali yepyeni hissettiren bir mekan ve karakter sahibi tasarım detayları sunuyor. Inspira serisinde yer alan lavabolar sadece görüntüleriyle değil, sahip oldukları özelliklerle de dikkatleri üzerine çekiyor. Fineceramic®’in yumuşak iç yüzey detayları, 5 mm kalınlığında ince duvarlı tasarıma sahip lavaboları oldukça hafif. Seramiğin ağırlığını yüzde 40 oranında azaltan, diğer taraftan dayanımı ise yüzde 30 arttırılmış bu lavabolar tasarımın inceliklerini teknoloji ile birlikte banyolara taşıyor. Ürünlerini geliştirirken her zaman en yüksek mükemmellik seviyesini hedefleyen Roca, aşınmaya karşı yüksek direnç sağlıyor. Hafif olmakla birlikte geleneksel ürünlere göre daha dayanıklı olan tasarım, kir birikebilecek alanlar olmadan temizlenmesi kolay, yumuşak ve homojen iç yüzeyler oluşturmamıza fırsat veriyor. Roca’nın klozet ve klozet kapaklarında ise anti bakteriyel bir malzeme olan Supralit® malzemesi öne çıkıyor. Özel malzemesini Inspira serisine de entegre eden Roca, bu sayede banyoda hijyen arayanların en büyük yardımcısı oluyor. Yüzeyde oluşabilecek mikropları ve bakterileri ortadan kaldıran malzeme sayesinde maksimum hijyen sunarken, eşsiz formülasyonu ile kimyasal maddeler ve ultraviyole ışık karşısında zaman içinde orijinal rengini koruyor. Öte yandan klozet kapaklarına yumuşak kapanma özelliği ile kolay temizliğe imkan veren kenar ve kanalları azaltılmış hatları ekleyen Roca kapakların ömrünü de uzatıyor.

“2022’de Natürellik Ön Planda Olacak”

Beril Khalaf Interiors Kurucusu İç Mimar Beril Khalaf, 2022 yılında tasarım alanında konuşulacak yenilikleri ve iç mekanlarda karşımıza çıkacak dekorasyon trendlerini aktardı. Genel olarak evlerde 2021 yılında da yansımalarını görmeye başladığımız ve bir noktada hayatımıza girmiş olan doğala yakın nötr ve natürel renklerin hakim olduğu tasarımların göz önüne çıkacağını belirten Beril Khalaf, işlevsel mobilyaları ve basit yaşam prensiplerini benimseyebileceğimiz minimal tasarımların popüler hale geleceğini aktardı. Doğanın iç mekanlarda hüküm sürmeye devam edeceğini ve doğanın sunduğu natürel renkleri ev dekorasyonlarında daha sık göreceğimizi vurgulayan İç Mimar Beril Khalaf, natürel renklere işlenmemiş, doğal ve sürdürülebilir malzemelerin eşlik edeceğini belirtiyor ve ekliyor: “Traverten, oniks, granit gibi malzemelere konut ya da ticari projelerde çokça rastlayacağımızı düşünüyorum. Natürel renklere bozuk formlar ve organik bitişlere sahip mobilyalar eşlik edecek. Geçirmiş olduğumuz dönemin şartlarına ayak uydurabilmek adına evlerde çokça vakit geçirdiğimiz, evlerimizi kimi zaman ofis kimi zaman da bir atölye olarak kullandığımız için, özellikle yaşam alanlarında, boşlukların ve hareket alanlarının da bulunduğu, aynı alanın birden fazla fonksiyona sahip olduğu tasarım fikirlerine 2022 yılında fazlaca yer vereceğimizi düşünüyorum. Eskimeyen ve her tasarım dilinde farklı bir formuna rastladığımız ahşap, bu yıl da duvar panelleri olarak karşımıza çıkacak. Zeminde kullandığımız doğal taş karolar, mermerden yapılmış tezgahlar keten ve pamuklu kumaşlar 2022’de de trend olmaya devam edecek.”

Zarifi Mustafa Paşa Yalısı Özgün Siluetine Kavuştu

Beysun Mert Mimarlık, Boğaziçi Anadoluhisarı’nda yer alan Zarifi Mustafa Paşa Yalısı’nın rekonstrüksiyon ve iç mimari proje tasarımı ile uygulama çalışmalarını tamamladı. Orijinali 18. yüzyıl başlarında inşa edilen yalı grubu bünyesindeki Grup Köşkü’nün zaman içinde yıkılmasının ardından 1950’li yıllarda yerine orijinal haliyle hiç alakası olmayan betonarme bir yapı inşa edilmiş. Grup Köşkü yapısının Beysun Mert Mimarlık tarafından tasarlanıp uygulanan rekonstrüksiyon ve iç mimari projeler ile orijinaline uygun olarak yeniden inşa edilmesi hem yalı grubu ile hem de Boğaziçi’ndeki 18. ve 19. yüzyıla tarihlenen sahilhane yapılarıyla doku bütünlüğünün elde edilmesini sağlamış. Zarifi Mustafa Paşa Yalısı, 17. yüzyıl sonları veya 18. yüzyıl başlarında inşa edildiğinde Haremlik, Selamlık, Grup Köşkü ve Mehtabiye Köşkü olmak üzere dört ayrı yapıdan oluşuyormuş. Mehtabiye Köşkü, Selamlık yapısına bitişik, Grup Köşkü ise ayrı olarak inşa edilmiş. Büyük bir bölümü gemi kazaları ve çeşitli nedenlerle yıkılan yalı grubu yapılarından orijinal haliyle günümüze kadar ayakta duran yalnızca Selamlık bölümü olmuş. Yalının Rumeli Hisarı’nın tam karşısında olması, Beysun Mert Mimarlık açısından, araştırma aşamasında fotoğraf bulma konusunda büyük bir avantaj sağlamış. 1840’larda fotoğraf makinesinin icadından itibaren İstanbul’a gelen gezginlerin birçoğunun Rumeli Hisarı’na giderek karşı sahilin fotoğraflarını çekmeleri, Grup Köşkü’nün birçok fotoğrafta yer almasını sağlamış. Elde edilen bu fotoğraflar üzerinden fotogrometri çalışması yaptırılmış. Müzecilik Müdürlüğü eşliğinde yapılan kazı sonucunda bulunan temel kalıntıları, yapılan ölçülendirme çalışmalarını doğrulamış. İnşa edildiği günden itibaren orijinal haliyle ayakta kalan Selamlık Binası da, restitüsyon projesinin hazırlanmasında oldukça faydalı olmuş. Özgün kullanımı konut olan yapının rekonstrüksiyonunda yine konut olarak kullanılması önerilmiş. Yapının yerinde, 1950’li yıllarda yapıldığı tahmin edilen ve orijinal haliyle hiç alakası olmayan betonarme yapı yıkılarak yalı grubunu tamamlayan rekonstrüksiyon uygulaması başlatılmış.

Oral Mimarlık’a Avrupa Gayrimenkul Ödülü

2021 Avrupa Gayrimenkul Ödülleri 2 Aralık’ta Londra’da düzenlenen törenle açıklandı. Türkiye’den Oral Mimarlık, yarışmada Nişantaşı’nda gerçekleştirdiği Değer 16 Residences ile “Türkiye En İyi Konut İç Dekorasyon Ödülü” kategorisinde “5 Yıldız” alarak Türkiye için kategorisindeki en büyük ödüle layık görüldü. Uluslararası Gayrimenkul Ödülleri, gayrimenkul ve emlak sektöründe faaliyet gösteren şirketler arasında en yüksek seviyede başarı gösterenlere verilen dünya çapında ünlü bir mükemmellik ödülü. Bu ödüller, çok çeşitli gayrimenkul disiplinlerinde uzmanlaşmış deneyimli profesyonellerden oluşan bir jüri tarafından yapılan değerlendirme sonucunda veriliyor. Oral Mimarlık tarafından tasarlanan Nişantaşı’nın özgün ve modern binası Değer 16 Residences; her bir küçük detay için gösterilen özen ve iç mekan tasarımındaki ayrıcalıklar ile farklı bir yaşam alanı ve konforu sunuyor. 8 katlı, rezidans olarak yerli ve yabancı misafirlerini ağırlamak üzere tasarlanan Değer 16, rahat, konforlu, üst düzey yaşam felsefesini destekleyecek şekilde dekore edildi.