Topkapı Sarayı'ndan Çalınan paha biçilmez Kelam - ı Kadim'in bulunduğu bölüme 'masraf olmasın' diye alarm taktırılmamış
Topkapı Sarayı'ndan 908 yıllık Kelam - ı Kadim'in çalınmasıyla ilgili İran uyruklu bir kişi yakalandı. Hırsızlığın yapıldığı bölüme, planlanan yeni teşhir düzenlemesinden önce yeni bir masraf olmasın diye alarm takılmadığı ortaya çıktı. Parmak izi bulgularını inceleyen polis güvenlik kamerası kayıtlarına el koydu.
Topkapı Sarayı tarihindeki ilk hırsızlık için İstanbul'un çeşitli semtlerinde operasyonlara başlayan polis, adı açıklanmayan İran uyruklu bir kişiyi gözaltına aldı. Şüpheli şahsın üzerinden değişik birçok adres çıktığı ve çelişkili ifadeler verdiği öğrenildi. Hırsızlıkla ilgili olarak saray personeli, sarayın dış cephesini temizleyen özel firmanın çalıştırdığı kişiler ve restoran gibi işletmelerde çalışanların da soruşturulduğu bildirildi. İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir dün Topkapı Sarayı'nda Müdire Filiz Çağman'dan bilgi aldı.
Poşetteki parmak izi
Bu arada dedektiflerin olay yerinde yaptıkları araştırmada bulunan ve hırsızların kullandığı sanılan naylon poşette parmak izi saptandı. Parmak izinin bir kopyası, Emniyet Genel Müdürlüğü Otomatik Parmakizi Okuma Sistemi (AFIS) Merkezi'ndeki parmak izleriyle karşılaştırma yapılmak üzere dün kuryeyle Ankara'ya gönderildi. Daha önce saptanan ve üç kişiye ait olduğu sanılan parmak izi bulgularından ise henüz somut bir sonuç alınamadığı kaydedildi.
Paha biçilemeyen el yazması eserin yurtdışına çıkarılmasının önlenmesi için tüm gümrük kapıları ve sınır kapılarına uyarı yapıldı, olay İnterpol'e de bildirildi. Bu arada tarihi eserin çalındığı bölümde bulunan manyetik alarmın binaya elektrik sağlayan trafo sisteminde yürütülen çalışma nedeniyle etkisiz kaldığı öne sürüldü.
Alarm yok itirafı
Güvenlik kameralarıyla alınan görüntülerin yetersiz ışık nedeniyle çok kötü olduğu belirtilirken, yetkililer güvenlikle ilgili yaklaşık 160 milyarlık bir sistemin yeni devreye girdiğini, ancak eserin çalındığı bölümde alarm sisteminin bulunmadığını söylediler. Gerekçe olarak da, sarayda yeni bir teşhir sistemi kurulacağını, bu nedenle yeni bir harcama yapılmasının gerekmediği görüşününün ağır bastığını öne sürdüler.
Hazine bölümünün güvenlik sisteminin yenilenmesinin de 2003 yılında bitirileceği öğrenildi. Bir mücevher firmasının sponsorluğunda hazine bölümünde güvenlik sistemini de kapsayacak yenileme ve bakım çalışmasının anlaşmasının imzalandığı, 2000 yılından itibaren üç yıl sürecek bu çalışma için sponsor firmanın proje hazırlattığı kaydedildi.
Öte yandan güvenlik yetkilileri, 80 bin metrekarelik bir alana yayılan sarayda 80 güvenlik kamerası bulunduğunu belirtti.
El yazması eserin, aynı bölümdeki daha değerli yapıtlara dokunulmamasına karşın çalınması "elindeki koleksiyonu tamamlamaya çalışan fanatik bir koleksiyoncunun organizasyonu" olasılığını da gündeme getirdi. Eserin İran Selçuklularınca yazılmış olmasının bu ülke kaynaklı isimlere de yönelinmesine neden oldu.
Talay'dan savunma
Kültür Bakanı İstemihan Talay, organize bir hırsızlık şebekesiyle karşı karşıya kalma ihtimalinin yüksek olduğunu söyledi. Topkapı Sarayı'nın teknolojinin son imkanlarının kullanılarak korunduğunu savunan Talay, bir süre önce 17 yeni güvenlik görevlisi alındığını bildirdi. Talay, yönetici kadrosuna da güvendiğini belirtti.
Çiller ödenek vermedi
Kültür eski Bakanı Fikri Sağlar, Topkapı Sarayı'nın daha uygun korunması için projeler hazırladıklarını, bir kısmını yaptıklarını, gerekli ödeneği dönemin Başbakanı Tansu Çiller'in vermemesi nedeniyle sistemi tamamlayamadıklarını söyledi.
Tartışılan saray
Topkapı Sarayı yıllardır gündemden düşmedi. 1991 yılında sarayın müdürü Sabahattin Türkoğlu ve iki arkadaşı dilek ve tuvalet paralarını zimmetlerine geçirdikleri için yargılandı.
1997'de ise tam bir skandal ortaya çıktı. Sarayın alarmının bozulduğu ve bir yıl boyunca çalışmadığı, sadece dış kapının alarmının işlevini yürüttüğü belirlendi.
Saray, üç yıl önce de bazı eserlerin sahteleriyle değiştirildiği iddialarıyla gündeme geldi. Ancak bu iddialar doğrulanamadı. İddialar saraydaki görevinden uzaklaştırılan Dr. Filiz Çağman, daha sonra aklanınca müdürlüğe getirildi.
Sarayda tarihi eserlerin çürüdüğü ve küf bağladığı da Kültür eski Bakanı Agah Oktay Güner'in bir ziyareti sırasında ortaya çıktı.
Sarayda politik tartışmalar da hiç gündemden inmedi. Saraya partizanca atamalar yapıldığı iddia edildi. FP'li Kültür Bakanı İsmail Kahraman tayin terörü estirmek ve partizanca atamalarla suçlandı.
Agah Oktay Güner döneminde bir dini grubun sarayı ele geçirme programı uyguladığı, özel mektupların açıldığı, bakanın da yanlış bilgilendirildiği iddialar arasında yer aldı.
Topkapı Sarayı
Fatih Sultan Mehmet tarafından kurulan Topkapı Sarayı'nda paha biçilmez eserler yer alıyor. "Topkapı Hançeri" ile "Kaşıkçı Elması" Topkapı'nın şaheserleri arasında. Şah İsmail'in tahtı, mukaddes emanetler, kılıçlar, Çin ve Japon seramik sanatlarının örnekleri, padişahların tahtları, Osmanlı hükümdarlarının sembolü askı ve sorguçlar, tören elbiseleri, sarayda kullanılan kumaşlar,
altın işlemeli
Kur'an'ı Kerim'ler minyatürler gibi binlerce eser müzede sergileniyor.
682 milyarlık önlem Topkapı'yı koruyamadı
Bilge Egemenİstanbul Rölöve ve Anıtlar Müdürü Serdar Tuğrul, 11. yüzyıla ait el yazması Kelam - ı Kadim'in (Kur'an'ı Kerim) çalındığı Topkapı Sarayı'nın hırsızlığa karşı çok iyi donatıldığını söyledi.
Milliyet'in sorularını yanıtlayan Tuğrul, sarayın "80 hareketli koruma" ile 24 saat korunduğunu söyledi. Tuğrul'a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:
- Topkapı Sarayı nasıl korunuyor?
Tuğrul: Topkapı pekçok sistemle korunuyor. Bir CCTV sistemi var. Yani kapalı devre sistemi. Ayrıca hırsız alarm, X - ray ve yangın ihbar sistemleri var. 1984 yılında bu sistemler oluşturuldu ve özellikle son iki yılda yenilendi.
Yüzde yüze yakın faal teknolojiye uyarlandı.
- Pratikte bu sistemler ne işe yarar?
Tuğrul: Kapalı devre sistemiyle ziyarete açık mekanları, bahçe de dahil olmak üzere 24 saat boyunca 80 hareketli kamera izler ve kayıt yapar. Kontrol merkez odası, müdür ve müdür yardımcısı odası ve müdür lojmanından bu kameraların verdiği görüntüler izlenir. Hırsız alarm sisteminin dört çeşidi var. Mikro - dalga hareketli dedektörler salonda güvenlik sağlıyor.
- Örneklersek...
Tuğrul: Mesela gece kapıyı kilitleyip çıktınız. İçerde bir insan ya da bir gölge var. Kontrol merkezindeki alarm sistemi hemen devreye giriyor. Bir de pasif infraret dediğimiz vitrin içi güvenliği sağlayan bir dedektör var. Vitrine müdahale olursa onun da alarmı devreye giriyor. Camın kırılmasına karşı ayrı bir dedektör var. Kapı kontakları sayesindeyse, seksiyon vitrinlerinin ve salon kapılarının korunması sağlanıyor. X - ray sistemiyle de içeriye patlayıcı ya da silah sokulamıyor. Sarayda duman çıktığı takdirde yangın ihbar sistemi, otomatik yangın söndürme sistemi devreye giriyor. Son olarak da tüm sarayı kapsayan bir anons sistemi var.
- Bu kadar güvenliğe rağmen Kuran'ın çalınması mucize gibi görünüyor. Kuran'ın bulunduğu bölümde tüm bu sistemler var mı?
Tuğrul: Kuran minyatür seksiyonunda bulunuyordu. Burada kapalı devre sistemi var. Hırsız alarm sistemi yok.
- Neden yok?
Tuğrul: İki yıldır Kültür Bakanlığı'ndan çok iyi ödenek veriliyor. Bu sistemler zaten bu sayede çok gelişti. Ancak henüz tüm sistemler sarayın tamamını kapsamıyor. Bir de bakım - onarım yapıldığı dönemler oluyor. Çalışmalar sürüyor.
- Minyatür seksiyonunda onarım mı yapılıyordu?
Tuğrul: Yok, öyle bir şey yok.
- Kapalı devre kayıt sisteminin kayıtları incelendi mi?
Tuğrul: Kasetleri emniyete verdik, inceleniyor.
- Sarayın güvenliği için ödenekten ne kadar para harcandı?
Tuğrul: Bu yıl itibarıyla, günümüze kadar Topkapı Sarayı için 682 milyar lira harcandı. Yılsonuna kadar bir trilyonu bulacak. Güvenlik için geçen yıl harcanan para bu yıl 160 milyar liraya tekabül ediyor.
- Topkapı Sarayı'nın ve içindeki eserlerin sigortası var mı?
Tuğrul: Sarayın kendisi bir eser. Taşınmaz Kültür Varlığı olarak geçiyor. Sigorta sistemi gerçekleştirilemiyor. Ama güvence altında.
- Peki nasıl hırsızlık oluyor? İçerden yardım olabilir mi?
Tuğrul: Hakikaten enteresan. Ancak konumum itibarıyla kanaat getiremem. Bir de şu var. Art niyetli bir insan gözünü kararttıysa bunca önleme rağmen herşey olabilir. Özdemir Sabancı cinayeti buna bir örnek. Tüm güvenlik önlemlerine rağmen iş merkezine girebildiler. İntihar komandoları denen bir şey var.