2000'e yön verecek liderler bir aradaydı. Demirel zirveyi masaya tokmak vurarak açtı
Yüzyılın son büyük toplantısı olan AGİT Zirvesi'nin, açılışında ilginç anlar yaşandı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, zirveye katılan liderleri saat 08.00'den itibaren salonun girişinde karşıladı.
* Alfabetik sırayla salona alınması planlanan liderler, Çırağan Sarayı'na geliş sıralarına göre içeri girdi. Demirel, tek tek ellerini sıktığı liderlerle ayaküstü kısa sohbetler de yaptı.
* Cumhurbaşkanlığı fotoğrafçılarını; foto muhabirleri ve kameramanları engellememeleri için uyaran Demirel, gazetecilerle konuşarak uygun açıyı sordu ve konumlanmalarını sağladı.
* Karşılama sırasında foto muhabiri ve kameramanlara düzgün görüntü alabilmeleri için bir platform oluşturuldu. Bu arada, sonradan gelen bir foto muhabirinin diğerlerini engelleyecek şekilde konumlanması foto muhabirlerinin tepkisini çekti. Bunun üzerine Demirel, liderlerin toplandığı salonu işaret edip, gülerek, "Bu kadar insan barış içinde çalışıyor. Yapmayın çocuklar. Bunları hallettik, sizleri halledemedik" dedi.
* Bir gazetecinin, salona giren liderleri tanıyamadıklarını belirtmesi üzerine, Dışişleri Bakanlığı Protokol Dairesi Genel Müdürü Büyükelçi İlhan Yiğitbaşıoğlu gelen liderleri isimleriyle takdim etti. Yiğitbaşıoğlu, bütün liderleri sıfatları ile takdim ederken, Kıbrıs Rum Yönetimi liderini "Sayın Klerides" şeklinde tanıttı, ancak Rum Dışişleri Bakanı Yannis Kasulides'ten "Kıbrıs Dışişleri Bakanı" diye söz etti.
* Demirel'in Kazakistan, Azerbaycan, Kırgısiztan ve Özbekistan liderlerini çok samimi şekilde karşıladığı gözlendi.
* Salona 24. sırada Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis, 26. sırada İtalya Başbakanı Massimo D'Alema, 83. sırada Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac girdi. Dışişleri Bakanı İsmail Cem, Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu ile birlikte geldi.
* ABD Başkanı 102. sırada salona giriş yaptı. Demirel, iki kez sırtını sıvazlayan Clinton ile uzunca bir süre ayaküstü sohbet etti. Clinton, çevresinde kalabalık bir heyetle zirve başlamadan önce salonda dolaşırken bütün liderlerin kendisiyle tokalaşmaya çalışması dikkat çekti.
* Rusya Federasyonu Başkanı Boris Yeltsin, 46. sırada salona girdi. Demirel ile ayaküstü sohbet eden Yeltsin, gazetecileri de selamladı.
* Clinton'dan hemen önce bir başka kapıdan salondan ayrılan Yeltsin yeniden giriş kapısına yöneldi. Ancak yetkililerin uyarısı üzerine yolunu değiştirerek bekleme salonuna tekrar girdi.
* Balo salonuna girişi sırasında Kazak, Ukraynalı ve Rus delegelerin ayağa kalkması üzerine Yeltsin eliyle "oturun" işareti yaptı.
* Bekleme salonundan balo salonuna en son ABD Başkanı Clinton, Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis ve Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu geldi. Aradaki bekleme salonunda yaklaşık beş dakika baş başa görüşen üçlü daha sonra birlikte balo salonuna girdi.
* Saat 09.00'da başlaması planlanan toplantı, karşılama nedeniyle 09.20'de, Demirel'in masaya tokmak vurmasıyla açıldı.
* Demirel'in açış konuşması beş dakika sürdü.
Kadınlar nerede?
AGİT'te hemen hemen tüm devlet ve hükümet başkanlarının erkek olması, sadece birkaç kadının heyete girmiş olması en çok AGİT Parlamenterler Asamblesi Başkanı Bayan Helle Degn'in dikkatini çekti. Zirvede yaptığı konuşmada kadın - erkek eşitsizliğine dikkat çeken Degn "Cinsiyet konusuna değinmekten kendimi alamıyorum. Çevrenize bakın. Bu masanın etrafında kaç tane bayan cumhurbaşkanı, başbakan ya da dışişleri bakanı görüyorsunuz" sözleriyle erkek liderlere seslendi.
Genelde kadınların, erkek hakimiyetinde bulunan bir dünyada kendilerine bir rol bulmakta zorlanabileceğini söyleyen Degn, "Lütfen dünyadaki eşitsizliği AGİT'e yansıtmayalım" diye konuştu.,
Clinton ile tek kelimelik söyleşi
Yüzyılın son zirvesinde yüzyılın en iyi korunan lideriyle, ABD Başkanı Bill Clinton'la görüşmek mümkün mü, diye sesli düşünürken gazetedeki müstehzi gülüşleri fark etmekte gecikmedik.
Gülüşlerden sıyrılıp, "Ya tutarsa" diyerek Çırağan Sarayı'nın yolunu tuttuk.
Saray ve bölgesi "yasak bölge" ilan edilmişti. İçeri girmek için tek yol olan formülü yürürlüğe koyduk. Çırağan'ın otel kısmında aldığımız randevuya gittik ve daha sonra binadan ayrılmak yerine delegelerin arasına karışarak saray bölümüne geçtik.
Bu bölümde, hem liderlerin koruma ordusu, hem de otel görevlileri, gazetecilere sıkı markaj uyguluyordu. "Bellini Salonu"na girmemiz, ancak yemeğin başlamasıyla mümkün oldu. Her tarafımız lider kaynıyordu. Şurada Clinton, burada Chirac, ötede Schröder, beride Yeltsin ve Aznar ile diğerleri.
Bellini Salonu önünde her liderin önünde özel korumaları dizilmişti.
Yemek mönüsünde karides manili salatalık tartar, etli asma yaprağı sarması, sığır fileto, kabak graten, bademli patates, vişneli ekmek tatlısı, kaymak, kahve, çay ve sultan çörekleri vardı.
Clinton, Başbakan Bülent Ecevit, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin ve Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac aynı masada oturuyordu. Yeltsin'in, çetin görüşmelere rağmen neşeli görünmesi dikkat çekiyordu.
Derken, salondan atılmadan hamlemizi yapmaya karar verdik ve Clinton'a yanaştık.
"Acaba kısa bir röportaj mümkün mü?"
Tebessümüyle bizi hayal alemine savuran Clinton, "İyi bir denemeydi, ancak şu an olmaz sonra deneyin" diyerek teselli ikramiyesi vermekle yetindi.
Derken fotoğraf makinamızı fark eden görevlilerin bizi salon dışarı çıkarmaları çok sürmedi. ABD Başkanı "Bir daha deneyin" dediğine göre mevzimizi terk etmemeliydik.
Salonun önünde beklemeye koyulduk. Clinton'ı beklerken, İsrail Başbakanı Ehud Barak, İspanya Başbakanı Jose Marie Aznar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Glafkos Klerides, Yunan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu ile söyleşiler yaptık. Aznar, "Zirvenin politik konularını boş verin, önemli olan burada olmak, herşey çok güzel" sözleriyle İstanbul'da bulunmaktan keyif aldığını söyledi.
Ve salonun kapısında Clinton göründü:
- Sayın başkan bir kez daha deniyoruz!
Gülümseyen Clinton elimizi tutunca, "Bu kez tamam" dedik, "Başkan Türkiye'deki tek söyleşisini bize verecek."
Teorik olarak öyle oldu. Ancak tek cümlelik bir söyleşiyle yetinmek zorundaydık:
"Zirve, tek kelimeyle mükemmeldi."
Gazeteyi arayıp "Clinton ile konuştuğumuzu, zirveyi mükemmel bulduğunu" söyledik. Dalgalanan yazıişlerinden bir anda patlayan onlarca "Ne dedi, neler söyledi" sorusunun yanıtı, bizi asık yüzlü zirve sayfalarından magazin sayfasına taşıdı:
"Anlattık ya!"
Rengarenk bir medya
Çırağan Sarayı, ne kadar "Vladivostok'tan Vancouver"a geniş bir ülkeler ve liderler yelpazesine ev sahipliği yapıyorsa, medya açısından bakıldığında da aynı çeşitlilik ve renklilik Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda gözlendi.
62 ülkeden 2 bin 500 yazılı ve görsel basın temsilcisi, antenlerini, bilgisayarlarını üç gün önceden kurdu, dün başlayan zirveyi buradan, yani "Kongre Vadisi"nden izlemeye koyuldu.
* Yabancı basın, dün sabahtan itibaren zirvenin heyecanlı oturumlarını anında uydularla ülkelerine nakletme yarışına girişti. Lütfi Kırdar'ın arka tarafında oluşturulan "Naklen yayın balkonu", üç gün süreyle BM basın merkezine döndü.
* Muhabirler, haber rekabetinin arasında, birbirleriyle film, bant, kayıt ve kalem dayanışmasını da ihmal etmedi.
* Yabancı gazeteciler, TRT'nin "havuz" sistemiyle dağıtması gereken görüntülerin orta yerine koca bir "logo" oturtmasını "skandal" olarak niteledi.
2 trilyonluk sponsor ordusu
AGİT'in, Türkiye'ye maliyeti 2 trilyon 250 milyar liraya olurken, sponsorlar da zirve için hiçbir masraftan kaçınmadı.
* Mercedes - Benz Türk: 140 otomobil, 75 minibüs ve 10 otobüsle zirveye katılan heyetleri taşıyor
* İş Bankası: Çırağan ve Lütfi Kırdar'da iki ayrı ofis açarak ve toplantı mekanlarına özel bankamatik ve changematik (
döviz bozma makinesi) kurdu. Tüm bankacılık hizmetlerini on - line olarak sundu.
* Motorola: 750 adet cep telefonu verdi.
* Ericsson: Katılımcılara cep telefonu ve teknik servis hizmeti sunuyor.
* Koçbank: Şirketin iştiraki olan Koç Menkul Değerler Anonim Şirketi, "Outlook on Turkey" adlı 30 sayfalık bir raporu konuklara dağıttı.
* Turkcell: Ücretsiz 250 hat tahsis etti. Bölgeye mobil baz istasyonları kurdu.
* KoçSistem: Zirvenin tüm elektronik iletişim ve donanım altyapısını oluşturdu. Zirvede toplam 74 PC, üç server ve 45 yazıcı kullanılıyor.
* Vakko: Clinton'ın ilk resmi yemeğindeki dekorasyonu hazırladı.
*
Borsa: Zirvenin yemek ihtiyacını Borsa Lokantaları karşılıyor. Gün boyu çay ve kahve servisi ücretsiz olarak kongre merkezi tarafından veriliyor. Türk Hükümeti de basın mensupları için kek, sandviç ve meşrubattan oluşan lunchbox hazırladı.
Tekne töreni lodos kurbanı
"Yüzyılın anlaşması" olarak ortaya atıldıktan sonra görüşmeleri yıllarca süren Bakü - Ceyhan petrol boru hattının inşasına ilişkin anlaşmanın imza töreninin yapılacağı yer iki kez değiştirildi. Önce "Halas" adlı yatta planlanan imza töreni, daha sonra TDİ'ye ait "Fahri Korütürk" adlı gemiye alındı. Ancak bu plan hava muhalefetine takıldı. Sağanak yağmur ve lodosun dinmemesi üzerine tören Çırağan Sarayı'na alındı.