Marmara bölgesi dün Kocaeli merkezli artçı şokla sarsıldı, 420 kişi de yaralandı
Marmara Bölgesi'nde 17 Ağustos'taki 7.4 büyüklüğündeki depremin ardından en büyük artçı şok dün meydana geldi. Saat 14.55'teki depremin merkez üssü İzmit ve büyüklüğü 5.8 olarak ölçüldü. Büyük paniğe yol açan depremde bazı ağır hasarlı binalar yıkıldı. İlk belirlemelere göre, Gölcük'te 3, Kocaeli'de 4 kişi enkaz altında kalıp can verirken, pencereden atlayan bir genç kız da yaşamını yitirdi. Adapazarı'nda da bir kişi kalp krizi geçirerek öldü. Çoğu balkon ve pencereden atlayarak canlarını kurtarmak isteyenler olmak üzere, yaklaşık 420 kişi yaralandı.
* İZMİT: Vatandaşlar çığlık çığlığa binalardan dışarıya kaçarken, yollarda araç konvoyları oluştu. 10'u Bekirpaşa'da olmak üzere ağır hasarlı 26 bina yıkıldı. İlk bilgilere göre Esma Uman, Macide Zuhal, Kadriye Yoldadurmaz ve Rüstem Dikici enkaz altında kalarak öldü. Kocaeli Valiliği binası da bu depremden etkilendi. Binada 17 Ağustos'ta oluşan çatlakların derinleştiği görüldü.
* GÖLCÜK: Çiftlik Mahallesi Filizkent Sitesi'nde ve İhsaniye beldesinde toplam 7 bina çöktü. 60 kişi yaralanırken, enkaz altından 3 kişinin cesedi çıkarıldı. Enkaz altında kesin olmamakla birlikte 15 - 20 kişinin olduğu sanılıyor. Önceki depremde bir bölümü denize çöken hasarlı binadan eşya kurtarmak isteyen grup depreme yakalandı. Hasarlı bina denize yıkılırken, gruptan iki kişi vatandaşlarca kurtarıldı. Diğer kişileri kurtarmak için Fransız kurtarma ekibi çalışma başlattı.
* ADAPAZARI: Deprem bu ilimizde de şiddetli biçimde hissedildi. 75 kişi yaralanırken, Şeker Mahallesi'nde ve İtfaiye Caddesi'nde önceki depremde hasar gören iki bina çöktü.
* YALOVA: Deprem sırasında çadırkentler tamamen boşaldı. Vatandaşlar gözyaşları arasında, sabah okula gönderdikleri çocuklarının akıbetini öğrenmek için yollara düştü. Çoğu binalardan atlayanlar olmak üzere 20 kişi yaralanırken, 11 yaralı Bursa'daki hastanelere sevkedildi. Valilik, adliye ve diğer kamu ve kuruluşlarında çalışan personel depremle birlikte büyük panik içinde sokağa çıktı ve binalara girmedi. Yalova'da uzun süre su ve elektrik kesintisi oldu.
Deprem sırasında Yalova'da bulunan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, artçı depremlerinin moral bozukluğu yarattığını belirterek, "Orta hasarlı ve büyük hasarlı binalara vatandaşlar kesinlikle girmesin" dedi.
* ÇINARCIK: 17 Ağustos'ta büyük hasar gören yedi katlı Boğaziçi Apartmanı, dünkü depremde yerle bir oldu.
* BURSA: Türkiye Jokey Kulübü'nün Bursa'daki at yarışlarında ikinci koşunun hazırlığı yapılırken meydana gelen depremde atların aşırı huzursuzlandığı görüldü.
Rehavetin yıkıcı şiddeti
Ahmet Tulgar KocaeliArtçı sarsıntıların en büyüğü olan dünkü deprem Kocaeli ve Gölcük'te çok sayıda hasarlı binanın yıkılmasına yol açtı.
Depremden bir saat sonra Kocaeli
Devlet Hastanesi'nin bahçesi, ağırlıklı olarak bacak kırılmasıyla gelen yaralılarla dolmuştu. Birçok kent sakini sarsıntı sırasında binaların camlarından atlamıştı. Ölümlerin nedeni ise çoğunlukla binalardan parça düşmesi sonucu yaşanan kafa travmasıydı.
Bu büyüklükteki bir depremde bu denli çok ölüm ve yaralanma olmasının nedeninin, deprem bölgesinde birkaç gündür yaşanan rehavet olduğu görülüyordu. Rehavetin şiddeti 5.8'lik artçı şokun çok üzerindeydi. Deprem sırasında birçok kişi girilmesi yasak olan hasarlı evlerinden eşya topluyordu.
Kocaeli - Gölcük arasındaki Döngel beldesinde 5 katlı hasarlı bir binanın 4'üncü katında evlerinin avizelerini sökmeye çalışan Ercan Bulut (21) tümüyle çöken binanın enkazı altında kalmıştı. Bulut, Hakkari'de askerlik görevini yapıyordu ve ailesine yardım için izinli olarak evine dönmüştü.
Bulut'u kurtarma çalışmaları sırasında deprem bölgelerinde uç veren rehavetin başka etkileri de görüldü. Defalarca yapılan uyarılara rağmen enkazda uzun süre kepçeyle çalışıldı. Vinç ancak 3.5 saat sonra olay yerine geldi. Akut ekibi de vinçle aynı anda enkazda çalışmaya başladı. Ancak ne onlarda ne de onlardan bir saat önce gelen bir başka sivil kurtarma ekibinde dinleme cihazı bulunuyordu.
Erken gelen kurtarma ekibinin açıklaması şaşırtıcıydı: Dinleme cihazları çalınmıştı.
Hava kararırken kurtarma çalışmasının hızı azaldı. Döngel Denizkent'te de çöken binalarda kurtarma çalışmaları, araç sıkıntısı nedeniyle zorlukla yürütülüyordu.
Kocaeli'nde çöken diğer binalar ağırlık olarak Mehmet Ali Paşa ve Köseköy'deydi.
Kurtarmada tartışma
Arama Kurtarma Derneği (AKUT) üyeleri, dün meydana gelen 5.8 şiddetindeki depremden hemen sonra Gölcük'e gitti. Atina'da geçen cuma gelen AKUT üyeleri 5.8 şiddetindeki deprem sonrası 22 binanın yerle bir olduğu Gölcük'e gitti. Yaşanılan deprem sonrası Mecidiyeköy'deki Halk Yaşam binasında biraraya gelen 15 AKUT üyesi, saat 18.30'da Yeşilköy Askeri Havaalanı'ndan orduya ait iki helikopterle Gölcük'e gitti.
Bölgeye varır varmaz Kavaklı mevkiindeki enkaz altında sürdürülen kurtarma çalışmaları katılan AKUT ekibiyle, Sivil Savunma ekipleri arasında tartışma yaşandı. AKUT üyelerinin olay yerine geldiğini gören Sivil Savunma görevlileri, AKUT'çuların medyada şov yaptıklarını öne sürerek, yardım tekliflerini kabul etmedi. Araya giren görevliler, AKUT'çuları Döngel'de yıkılan binadaki kurtarma çalışmalarına götürdü.
Yine çocukların gözleri yaş dolu
Semra Kardeşoğlu - AdapazarıAdapazarı'nın Hızırtepe Mahallesi'nde kurulan çadırkentte yakaladı, artçı deprem bizi. Acının en katmerlisini yaşayanlar, artçı acılar ve korkularla içlerinde kalan
son umut kırıntısını yitirdiler.
Chi Shop firmasının depremzedelere yardım amacıyla götürdüğü giyim paketlerini dağıtmak amacıyla Adapazarı'na giden mankenler Vahe Kılıçarslan, Nilüfer Kurt, İrem Otuz ve Mine Dinç, depremle büyük bir şok yaşadılar. İlk şokun atlatılmasından hemen sonra evlerde bulunan vatandaşlar sokağa fırladı. Her zaman olduğu gibi, en çok etkilenen çocuklardı. Sağ kalan yakınlarıyla hayata tutunmaya çalışan küçükler yaşadıkları şokla buldukları ilk kaldırıma çöktüler.
Depremin banyoda babaannesi tarafından yıkanırken yakaladığı minik kız ise tek sığınağı o yelekmiş gibi sarılmıştı. İki çocuğuyla kendini sokağa fırlatan kadın, "Hani bitti diyorlardı? Bir daha olmayacak demişlerdi!" diyordu.
Cep telefonlarına sarıldılar titreyen ellerle, numaralar zar zor çevrildi. Sevdiklerini aradılar, tek bir ses çıkmadı.
Mankenler bir saat önce bir tişörtle sevindirdikleri çocukları, bu kez kollarına almışlar, ömürboyu unutamayacakları korkuyu bir parça da olsa bastırmaya çalışıyorlardı göğüslerinde. Küçükler, "Artık dayanamıyoruz, yetmedi mi tanrım?" diye ağlarken; büyükler "Gitme vakti geldi de geçiyor. Burda yiyecek ekmeğimiz kalmamış bizim" diyorlardı.
İnsan onların korkusuna, gözyaşlarına bakarken, "Bu kadar acıyı hakedecek ne yaptık?" demekten alamıyor kendini...