06.11.2021 - 12:13 | Son Güncellenme:
AA
AÜ Yunus Emre Yerleşkesi'nde 1982 yılında kurulan BİBAM'a Eskişehir ve ilçelerinin yanı sıra İstanbul, Kütahya, Bilecik, Afyonkarahisar, Bursa ve Kayseri gibi ilden getirilen tıbbi ve aromatik bitkiler çeşitli işlemlerden geçiriliyor.
Bitkilerin yağları ve esansının çıkarıldığı merkezde, söz konusu ürünlerin analizleri de yapılıp raporlanarak ilgililere iletiliyor.
Bu işlemler için gerekli 10 farklı laboratuvara sahip BİBAM, bitkinin özünde istenmeyen ya da limitleri aşan değerlere sahip bazı maddelere yönelik iyileştirmeler ve saflaştırma çalışmaları da gerçekleştiriyor.
Merkez, firmaların üretim basamaklarında karşılaştıkları problemlerin çözümünün yanı sıra üretimde kullanılacak sistemlerin dizaynı hakkında da fikirlerini sunuyor.
Üniversitelerdeki araştırmacılarının, kamu kuruluşlarının ve özel sektörün Ar-Ge ile analiz ihtiyaçlarına yönelik çözümler üreten BİBAM'da, son dönemde propolis ve bunu içeren ürünlere yönelik çalışmalar da yapılıyor.
Merkezin Müdürü Prof. Dr. Temel Özek, AA muhabirine, tesiste Birleşmiş Milletler (BM) adına ilgililere de tıbbi ve aromatik bitkiler üzerine eğitimler verdiklerini söyledi.
Tıbbi ve aromatik bitkileri istenilen biçimde değerlendirdiklerini belirten Özek, şöyle konuştu:
"Aromatik bitki anlamında Türkiye oldukça zengin ki bütün Avrupa kıtasına eş değer miktarda bitki çeşitliliğine sahibiz. Ülkemizde de özellikle son dönemde aromatik bitkiler ön planda. Merkezimizde bitkilerden uçucu yağlarını elde ediyoruz. Son dönemde özellikle lavanta ön planda. Lavanta başta olmak üzere defne, ada çayı, kekik, nane, biberiye gibi benzer aromatik özelliği sahip bitkilerden uçucu yağ elde etme işi son dönemde arttı. Bunun yanı sıra propolis ve propolis içeren ürünlere yönelik çalışmalarımız var. Türkiye'nin birçok kentinden bize talepler geliyor. Eskişehir ve ilçelerinin yanı sıra çevre il ve ilçeler ile İstanbul'dan Kayseri'ye kadar çok geniş bir alanda bize ulaştırılan tıbbi ve aromatik bitkiler var."
"İyileştirmeler ve saflaştırmalar yapabiliyoruz"
Özek, bitkilerin sezonunda hasat edilir edilmez ya da belli kurutma şartlarında saklandıktan sonra da kendilerine getirebildiğini aktardı.
Laboratuvar ölçekli çalışmalarla ürünün analizlerini yaptıklarını dile getiren Özek, şöyle devam etti:
"Elde ettiğimiz yağların kalite kontrol analizlerini de gerçekleştiriyoruz. Kullanılmak istenilen nitelikte olup olmadıkları değerlendirilip raporlandırılıyor. Ürünün niteliğine göre firmalar ya kendi talepleri doğrultusunda ya da ihracat ve ithalat çalışmalarında değerlendirme yapıyor. Bitkinin özünde istenmeyen ya da limitleri aşan değerlere sahip bazı maddelere yönelik iyileştirmeler ve saflaştırmalar yapabiliyoruz. Kozmetik ve parfümeri sanayisi başta olmak üzere gıda ve sağlık sektöründe kullanılmak üzere ürünler elde edebiliyoruz. Talep doğrultusunda önce Ar-Ge çalışmaları gerçekleştiriliyor, daha sonra istenilen değerlere uygun ve büyük kapasiteli üretim çalışmaları da gerçekleştiriliyor."
Temel Özek, Ar-Ge niteliğinde bir merkez olmaları nedeniyle piyasadan gelen taleplere ya da oluşturulan projelere danışmanlık hizmetleri de verdiklerini, bazı firmaların piyasaya yeni ürün çıkartabilme noktasında kendilerine talepler getirdiğini belirtti.
Merkezde hücre kültür laboratuvarının da bulunduğunu kaydeden Özek, "Bu kapsamda belli bir olgunluğa ulaşmış ürünlerin hücre üzerinde etkiye sahip olup olmadığını değerlendirmek anlamında hücre kültür çalışmaları yapabiliyoruz. 10 farklı laboratuvara sahip bir merkeziz. Daha büyük kapasiteli çalışmaları gerçekleştirdiğimiz pilot alanımız da var." dedi.