11.06.2020 - 12:42 | Son Güncellenme:
İstanbul Medipol Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Berrin Kalsın, yapay zekanın gazetecilik alanında kullanıma yönelik, "Bu konuda en çok tartışılan nokta, gazetecilerin işlerinden olacağı, yani istihdam sorunu oldu. Ancak her ne kadar algoritmalar, temel habercilik pratiklerini devralsalar da haberin her zaman insani dokunuşa ihtiyacı olduğu bir gerçek." dedi.
Hayatın hemen hemen her alanına dokunan yapay zekanın en çok etkilediği alanlardan biri iş dünyası olarak öne çıkarken, üretimden pazarlamaya her sektörde şirketler, yapılarını yapay zekaya göre şekillendirmeye devam ediyor.
Yapay zekanın etkisini göstermeye başladığı meslek gruplarından biri de gazetecilik... Diğer alanların yanında henüz çok gündeme gelmese de bazı medya şirketleri, şimdiden yapay zeka ile haber yazımına başlamış durumda.
Birleşik Krallık'ta 2019'daki seçimlerde BBC'nin seçim sonuçları öne çıkan denemelerden biri olurken, BBC, Boris Johnson'un zaferi ile sonuçlanan seçim gecesi yayımlanan yaklaşık 700 haberin yapay zeka tarafından yazıldığını açıkladı.
BBC açıklamasına göre, yapay zekanın Galler'in dili Galce ve İngilizce olarak yazdığı haberler, yayımlanmadan önce bir editör tarafından kontrol edildi. Yapay zekanın yazdığı 700 haberde, hangi bölgede kimin önde olduğu ve sandıkların ne kadarının açıldığı gibi bilgilere yer verilirken, geçmiş dönemlerdeki oy oranları da karşılaştırıldı.
Yapay zekanın gazetecilik alanına girmesi ile akıllara gelen ilk sorulardan biri "yapay zekanın hangi tür gazeteciliği yapabileceği" oldu. Geçen ay Microsoft'un, Microsoft Haber ve MSN organizasyonlarındaki bazı gazeteci ve editörleri işten çıkarma kararı alması bunun daha yüksek sesle sorulmasına neden oldu.
The Verge sitesinde yer alan habere göre, söz konusu karar, Microsoft'un MSN.com, Edge internet tarayıcısı ve haber uygulamasında gösterilecek haber ve içerik seçimini yapay zeka ile yapma planına yönelik bir adım olarak ön plana çıkıyor.
İstanbul Medipol Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Berrin Kalsın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yapay zeka alanındaki gelişmelerin hemen hemen her sektörde büyük değişimlere yol açtığını ve bu değişimlerin daha da ilerleyeceğini söyledi.
Yapay zeka teknolojisinin nasıl etkileri olabileceği üzerine uzun zamandır tartışmaların sürdüğünü ifade eden Kalsın, "Bir kesim, 'bu teknolojilerin insanların yaşam şekillerini kolaylaştıracağını' söylese de diğer bir kesim 'insanlığın bu gelişmelerle çok fazla olumsuzluk yaşayacağı' kanısında." dedi.
Kalsın, gazetecilik özelinde ise tartışmaların, bu teknoloji sayesinde gazetecilerin işsiz kalma tehlikesi üzerine yoğunlaştığını belirterek, şunları kaydetti:
"Aslında birçok gazeteci, yapay zekanın çalışma koşullarına ne gibi kolaylıklar getireceğinden habersiz. Yapay zeka, temel anlamda problem çözme ve dili anlama gibi görevleri yerine getiriyor. Bu noktada haber üretiminde monotonluktan kurtulma, temel bilgileri hikayeleştirme gibi özellikleri mevcut. Dolayısıyla algoritmalar, temel işleri yaparak bir anlamda gazetecilerin özel haberlere daha fazla zaman ayırmalarına olanak sağlıyor. Örneğin, sesten metne çevirme araçları saatlerce deşifre için verilen uğraşı ortadan kaldırıyor. Bunun dışında uyarı sistemiyle haberde yanlış giden noktalar rahatlıkla yakalanabiliyor veya daha önce haberleştirilmemiş konular yine bu teknoloji sayesinde keşfedilebiliyor. Bununla birlikte bugünlerde çokça konuştuğumuz dezenformasyon veya sahte haberler tespit edilebiliyor."
Doç. Dr. Berrin Kalsın, yapay zekanın tıpkı insanlar gibi hata yapabilme olasılığının da göz önünde bulundurulması gerektiğini vurgulayarak, "Tabii bu noktada denetim unsuru yeniden devreye giriyor. Bu konuda en çok tartışılan nokta ise gazetecilerin işlerinden olacağı, yani istihdam sorunu oldu. Ancak her ne kadar algoritmalar, temel habercilik pratiklerini devralsalar da haberin her zaman insani dokunuşa ihtiyacı olduğu bir gerçek." şeklinde konuştu.
Kalsın, analiz, değerlendirme veya yorumlama gibi özelliklere özellikle araştırmacı gazetecilikte her zaman ihtiyaç duyulmasının bu korkuların aslında bir anlamda yersiz olduğunu gösterdiğini kaydetti.