08.04.2022 - 07:13 | Son Güncellenme:
Gonca Kocabaş / Milliyet.com.trTam zamanlı bir çalışan olarak, sayılı yıllık izinlerinde yeni ülkeler görmek her zaman çok kolay olmayabiliyor. "Ama iyi bir planlama ile bu seyahatler kaliteli hale gelebilir" diyor Emre Ünlü. Rotasını planlarken doğa ile iç içe olabileceği yollar belirliyor. Dağlık bölgeler, göller ve dağ geçitleri olmazsa olmazları arasında yer alıyor.
'HER TURDA ORTALAMA 5 BİN KİLOMETRE YOL YAPIYORUM'
Rota planlamasını Google haritalar üzerinden yapıp, daha sonra bu haritayı Google Earth’e aktarıyor ve aynı yollardan tekrar geçmemek için tüm sürüş rotasını seyahat öncesi izliyor. Gittiği yerlerde araç kiralayarak geziyor ve toplu taşıma ile gelinemeyecek köylerdeki müzeleri ve farklı yerleri böylelikle daha rahat keşfettiğini dile getiriyor.
Her turunda da ortalama 5000 km yol yaptığını söylüyor ve ekliyor, “Bu turları tren ya da otobüsle yapmaya kalksanız emin olun araç kiralamaktan çok daha pahalıya gelecektir. Eğer tren ya da otobüsle seyahat ederseniz şehir dışında kalan asıl görülmesi gereken köyleri, tarihi yerleri, müzeleri ve gölleri de göremeyeceksiniz. Müzeler dedim çünkü Avrupa’da köylerde birçok müze var.”
Seyahate çıkarken yanımıza aldığımız eşyalarımız da bir o kadar önemli olduğuna değinen Ünlü, yanına aldığı kıyafet ve ekipmanlarını şöyle anlatıyor:
“Yanıma aslında sadece fotoğraf ve video çekimi için gerekli ekipmanları, az sayıda kıyafet, sırt çantası ve mutlaka 2 çift spor ayakkabı ve sarı yağmurluğumu alıyorum. Sarı yağmurluk fotoğraflarda kontrast yarattığı için farklı bir bakış açısı katıyor. Birçok doğa fotoğrafçısı da bunu tercih ediyor.”
'TEK OLDUĞUMDA DAHA RAHAT HİSSEDİYORUM'
“Gezme zehri bünyeye bir kere zerk olduktan sonra durmak çok kolay gibi görünmüyor” diyen solo gezgin, seyahat etmenin insanın kendisine yapacağı en büyük yatırım olduğunu düşünüyor.
Gezdikçe dünyanın büyüklüğünün ve farklılığının daha iyi anlaşıldığının altını çizen Ünlü, “Her ülke, her şehir, her insan farklılık demek, yenilik demek, yeni bir bakış açısı demek, anlatacağınız yeni hikayeler demek. Diğer kültürleri keşfetmek, orada yaşayan insanların deneyimlerini paylaşmak paha biçilemez. Bana göre her ülke her şehir yeni bir kitap gibi. Bu yüzden hep bir sonraki okuyacağım kitabı ve orada hangi karakter olacağımı düşünüyorum” dedi.
Solo gezmenin artılarını ve eksilerini sorduğumuz Emre Ünlü, “Aslında tek başına seyahat etmeyi bu kadar güzel kılan şey hem özgür hem de kendi kendinizle kalıyor olmanız” diyor. Tek olduğunda daha rahat hissediyor, o an yapmak istediği şeye karar verip fikrini ya da rotasını değiştirebiliyor.
'BEN BURADA HAYATIMIN SONUNA KADAR YAŞARIM'
Gittiği yerlerde yeni insanlarla tanışarak, farklı kültürler tanıyıp, farklı hikayeler dinlemekten keyif alan Ünlü, tek seyahat etmenin en büyük artısının özgürlük olduğunu vurguluyor. “Kimsenin sürekli fotoğrafını çekmek ve onlarla birlikte fotoğraf çektirmek zorunda kalmadan gezdiğiniz yerlerin ruhunu daha iyi yaşarsınız” diyor.
Emre Ünlü'yü en çok etkileyen ülke, başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz güzellikte korunmuş doğası, gölleri, dağları ve insanları ile İsviçre olmuş. İsviçre’yi tanımlarken “Sanki Bon Ross’un fırçasından çıkmış gibi” diyen Ünlü, bu güzel ülke için, “ben burada hayatımın sonuna kadar yaşarım” diyor.
12 GÜNDE 12 BAŞKENT
En unutulmaz seyahatinin ’12 günde 12 başkent’ turu olduğunu dile getiren Ünlü, “Münih’ten başlayıp Prag, Berlin, Kopenhag, Oslo, Stockholm, Helsinki, Talin, Riga, Vilnius, Varşova, Bratislava, Viyana ve oradan da başladığım noktaya yani Münih’e geri döndüğüm tur benim için çok güzeldi. Ben doğayı çok seven biri olduğum için 19 günlük Fransa’dan başlayıp İtalya’ya kadar uzanan sadece Alp’leri gezdiğim tur da benim için unutulmazlar arasında yer alır” dedi.
Solo gezgin Emre Ünlü gittiği yerlerde, otelleri ya da Couchsurfing isimli, yerel insanların evlerini gezginlere açtığı yerlerde konaklamayı tercih ediyor. Couchsurfing, dünyada olduğu kadar Türkiye’de de yaygın olarak kullanılıyor. Profilinize gelen olumlu kullanıcı yorumları sayesinde güvenirliliğiniz artıyor. Hem yeni insanlar tanımış oluyorsunuz hem de konaklamaya ücret ödememiş oluyorsunuz.
Emre Ünlü İlk kez yurtdışı seyahati yapacaklara da tavsiyelerde bulundu. Öncelikle gidilecek ülkeler hakkında titiz bir araştırma yapılmasının önemli olduğunu vurguladı ve, “Yerel yiyeceklerden, kültürlere kadar her şey detaylıca araştırılmalı” dedi.
‘İSVİÇRE POLİSİNE YAKIT DOLDURTMUŞLUĞUM VAR’
Solo gezgin, gidilecek yerleri önceden araştırmak, gidilecek ülkedeki insanlarla iletişim kurmak, uzun süreli seyahatlerde ulaşım sorununu en aza indirmek ve zaman kaybetmemek için araba kiralamanın önemine değinirken, ilk kez yurtdışı seyahatine çıkacaklar için tavsiyelerine şu şekilde devam etti:
“Hafta sonları Avrupa’da özellikle Pazar günleri her yer kapalı oluyor şehir merkezinden uzaklaşacaksanız mutlaka yanınıza yiyecek içecek alın. Benzin istasyonlarından yakıtı kendiniz alıyorsunuz, istasyonda biri gelip yakıt koyacak diye beklemeyin. Ben bekledim. İnsanlar size seve seve yardımcı olacaklardır. İsviçre polisine yakıt doldurtmuşluğum var. Turizm ofislerine mail atın ve bölgeler hakkında daha detaylı bilgi alın, turistler için özel indirim kartlarını sorun.
İSVİÇRE HÜKÜMETİNDEN ALDIĞI MEKTUPLA ÜLKEYİ ÜCRETSİZ GEZDİ
İsviçre seyahati öncesi tüm gezi planını hazırlayarak İsviçre turizm ofisi ile iletişime geçen ve bölge direktörü ile görüşen Emre Ünlü, başından geçenleri şöyle anlattı:
“Her ülkenin online turizm bilgilendirme platformları bulunuyor ve ülkelerini ziyaret edecek turistler için, bilgilendirme niteliğinde kapsamlı içerikler sağlıyorlar. Ben de İsviçre için olan ‘myswitzerland.com’ üzerinden bu talebimi ileterek, İsviçre’ye gerçekleştirmek istediğim seyahatten bahsettim. Detaylı bir şekilde, gezeceğim tüm rotaları kendileri ile paylaştım ve bana buraları seyahat etme konusunda nasıl yardımcı olabileceklerini sordum. Konuya sıcak bakarak olumlu dönüş yaptıkları e-mail ile Almanca yazılmış bir mektup gönderdiler. Mektupta ‘Emre Ünlü, İsviçre seyahati boyunca bizim himayemiz altındadır. Kendisine her türlü konuda yardımcı olunmasını ve gerekli tüm desteğin yapılmasını rica ediyoruz’ yazıyordu. Ben de o mektupla, görmek istediğim yerleri, rahatlıkla gezdim.
Ünlü, herkesin hayallerini süsleyen trenle Alp seyahati, İsviçre Alp’lerinin en yüksek noktalarına teleferik ve trenle olan ulaşımlar, İsviçre göllerindeki tekne gezileri gibi birçok noktada ulaşımımı ücretsiz bir şekilde sağlamış.
'SEYAHAT YAZILARINDA DİL AKICI VE SADE OLMALIDIR'
Aynı zamanda gittiği yerler hakkında deneyimlerini ve fotoğraflarını ‘cokguzelyerler’ isimli internet sitesinde paylaşan Emre Ünlü, iyi bir seyahat yazısı yazmak isteyenlere de önerilerde bulundu. “Seyahat yazılarında dil sade ve akıcı olmalıdır. Amaç turizm adına gidilen yerleri tanıtmaktır. En önemli niteliği ise yapılan betimlemelerdir. Yediğiniz yemeğin tadını, gördüğünüz manzaraların büyüsünü, bir sonraki yere giderken yaşadığınız o heyecanı, tarihi, kültürü tüm detayları okuyan kişilere de aynı heyecanla aynı duygularla geçirmelisiniz.”
Seyahat yazıları yazarken, yazının içine fotoğraf eklemenin öneminden de bahseden Ünlü, gezilerinde yanında taşıdığı ekipmanlara da örnekler verdi.
DSLR bir fotoğraf makinesinin gerekliliğinden söz ederek, kullanılan lensin rolünün de unutulmaması gerektiğinin altını çizdi.
Günümüzde drone ile yapılan çekimler de büyük ilgi görüyor. Droneları anlatırken, görüntülerin kalitesinden ve güzelliğinden söz ediyor Ünlü. “Son dönemde dronelar boyut olarak oldukça küçüldü, artık her yere kolaylıkla taşınabiliyor” diyor.
Sosyal medyadan da aşina olduğumuz drone fotoğrafları bize aslında buz dağının ardına geçerek görünmeyen bir kısmı da gösteriyor. Drone ile çekilen fotoğraflar ve videolar insanlar tarafından büyük bir ilgi görüyor. Görsel şölen niteliğinde oldukça başarılı işler çıkarılabilir dronelar da son zamanlarda gezilerimizin ayrılmaz bir parçası haline geldi.
'PANDEMİ SEBEBİYLE NORVEÇ PLANIMI İPTAL EDİP MALDİVLER'E GELDİM'
Emre Ünlü’ye drone çekimleri için biçilmiş kaftan olan Maldivler seyahatini sorduk. Ünlü, pandemi sebebiyle Norveç fiyordları turunu iptal ederek, rotasını güvenli seyahat edilebilen ve vize istemeyen Maldivler’e çevirmiş. Maldivler, Hint Okyanusu’nda yaklaşık 1.200 adadan oluşan bir adalar ülkesi. Bu adaların 281’in de yaşam mevut. 281 adanın 195’in de yerel halk yaşıyor, kalan 86 ada ise otel ada olarak kullanılıyor.
Maldivler’in egzotik ortamı, muhteşem su altı dünyası, 12 ay boyunca ortalama 30 derecelik hava sıcaklıkları, ülkeye gelen turistleri fazlasıyla cezbediyor.
'MALDİVLER SADECE BİR BALAYI TATİL NOKTASI DEĞİL, TEK BAŞINA DA GEZİLİR'
Maldivler’in herkesin aklında yer edinmiş bir balayı tatil noktası olarak bilindiğini fakat buranın tek başına da gezilebileceğini dile getiren solo gezgin, “Denizi ve su altı dünyasını seviyorsanız mutlaka görmelisiniz” dedi ve ekledi:
“Maldivler’in en etkileyici yönleri; Turkuaz suların üzerine kurulmuş su üstü villaları, beyaz resif kumları, turkuaz renkli denizi ve adaları yeşil bir örtüyle kaplayan palmiye ağaçları. Benim buradaki en büyük deneyimlerimden biri köpekbalıkları ve Stingraylerle yüzmek oldu. Maldivler’in gerçekten akvaryum gibi bir su altı dünyası var. Binlerce farklı çeşitte balık ve hepsi de rengarenk. Şnorkelle başınızı suya soktuğunuz anda karşınıza bambaşka bir dünyanın kapıları açılıyor.”