Titanic’ten ince nağmeler!
Artık sahadakileri teknik, taktik, performans terazisine koymanın, Titanic batarken keman çalmayı sürdüren Wallace Hartley’i “acaba doğru notaya mı basıyordu” diye sorgulamaktan bir farkı yoktur.
Yöneticiler filikada küreklere yapışmış “amiyane” kavganın hakkını veriyor. Futbolu buz dağına bindirmiş kaptandan “glu glu” sesi bile duyulmuyor. Kurullar, hakemler çoktan batmış.
“Can pazarı” yaşanıyor futbolda. Şaka değil… Futbolcular maça “top” değil “obüs” ile çıkacak neredeyse!
Futbol bunun neresinde? Samandıra’daki sabah toplantısında “cezalımsı” olan Oosterwolde ile kaleci İrfan Can akşam takımdaysa, varın siz hesaplayın futboldaki tepeden tırnağa karambolü.
Fenerbahçe’nin Kadıköy maçlarındaki son dönem paniklerini hesaplarsanız uzun haftaların en iyi başlangıcını yaptığı maçta -en azından ilk yarının skoru- oyunuyla hiç de orantılı olmadı.
Bir devrede on gol pozisyonuna girip iki şutu direkten dönen Fenerbahçe öne geçtikten sonra kaleci İrfan Can’ın “özgüveni” aşıp “ukalalık” sınırlarına giren fahiş hatası ve Balotelli’ye asist yapması ile şoke oldu. İkinci yarı aynı Balotelli’nin müthiş serbest vuruşunu doksandan çıkarmasaydı bir daha kaleyi kolay kolay göremezdi İrfan
Gol atınca rakip umutlandı ve umudu 70. dakikada kaleci Vedat’ı önde gören Tadic’in tüm yarı sahayı albatros gibi uçarak aşırdığı eşine zor rastlanır golle bile kırılmadı.
İlk yarıya dönersek, Adana Demirspor, çok iyi oynamasa da beraberliğin morali ile Fenerbahçe’nin üzerine gelirken arkada bıraktığı büyük boşlukları Fredİsmail yokluğunda Zajc- Krunic orta sahasıyla yeterince kullanamadığı gibi, son vuruşlarda isabet oranı da yerlerdeydi.
Adana Demirspor ikinci yarıya sakatlanan kalecisi Mahammadiliyev’i çıkarıp, ayağı ondan da kötü olan Vedat’ı alarak başladı ki, İrfan Can’ın hazırlayıp gole konsantre Dzeko’nun attığı usta işi gol, o kötü ayaktan taca giden top ve atik top toplayıcı çocuk sayesinde oluştu. Yahu top toplayıcı çocuk futbolu çözmüş, hakemlerimiz çözemiyor!
Gol atmak için çıldıran ikinci Fenerbahçeli ise Szymanski idi. Her topu denedi. Çok istedi. Ama üçüncü gol pek de oyunda gözükmeyen Tadic’dendi. Ustalığın yapıştığı futbolcuyu bırakmama gibi bir huyu var ne mutlu ki.
Maçın bitmesine on dakika kala skor 3-2 olmuşken İrfan Can’ın yerine giren Serdar Dursun’un golü bile Adana Demirspor’a pes ettirmedi ki, sadece kazanana değil, bravo konuk takıma da…
Sonuçta futbol Titanic gibi derinlere gömülmeden birkaç güzel nağme duyduysak ne mutlu bizlere.