F.Bahçe’siz lige hazır mısınız?..
İnanılmaz, çalışılmamış, hayal bile edilmemiş, olumsuz anlamda dokunmayacağı tek kişi bile olmayan çılgın bir durum kapıda, kimse kılını kıpırdatmıyor!..
Oysa… Fenerbahçe Genel Kurul üyeleri, şayet Ali Koç’un Aziz Yıldırım’a fark attığındaki gibi hızlı ve topluca karar değiştirmezse, gelecek sezon Fenerbahçe’siz bir Süper Lig’e herkesin hazır olması gerekiyor.
Federasyonuyla, yayıncı kuruluşuyla, hakemleriyle, rakipleriyle, medyasıyla ve dahi tribünleriyle herkesin…
Bu da benim, künyesi bende saklı telefon veya birebir görüşmelerle yapılmış amatör anketim!
Bir tane Genel Kurul veya Divan üyesi görmedim-duymadım ki, kar-zarar hesabına girişip takımın ligden çekilmesine “acaba” desin.
Tam tersine, futbolda “devrim ateşinin” yakılacağını iddia edenler mi istersiniz, meseleyi 3 Temmuz süreci ile özdeşleştirenler mi, “kuyumuzu kazanlar deplasmana belediye otobüsüyle gidecek” diye gün sayanlar mı? Hangi Fenerbahçeli ile konuşsanız “çoluk çocuk hazırlanıyoruz yönetimin kararını desteklemek için” cümlesini duyarsınız.
Durum çok ciddi.
Öyle meseleyi Trabzonspor maçında sahaya seyirci girmesi özeline çekmeye çalışmasın kimse. Adli bir vakaya isyan değil bu, adalete isyan!
Fenerbahçelinin algısı, “kulübün uzun soluklu yeni bir kumpasa muhatap olması ve sistematik olarak yıpratılıp şampiyonluktan uzaklaştırılması” değil sadece… Gerçeğin böyle olduğundan da çözümün her şeyi göze almakta geçtiğinden de eminler.
Geçmişler hakemi, TFF’yi…
Riyad’da “ulusal değerleri koruma şerefini” rakibiyle paylaşan Fenerbahçe’nin, eleştirilere tek başına muhatap olması, sadece sahada değil her boyutta “üvey evlat” muamelesi görmesi, somut kanıt onlar için.
Yani… Bir Trabzonspor başkanının kurabileceği en güçlü empatiyle “kendi suçumuzu da söyleyeceğiz” diyerek olaya görülmemiş bir adaletle yaklaşan Ertuğrul Doğan’ın demeçleri de yetmez bu rüzgarı tersine çevirmeye, Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’in gecikmiş itidal çağrıları da… TFF’nin Süper Kupa maçının ertelenme jesti de…
Hatta “bileniyorlar” bir yandan!
Çünkü ellerini ovuşturanlar da boş durmuyor. Düşmandan bile esirgenmeyen “geçmiş olsun” temennisini bile dört gün düşündükten sonra söyleyebilen TFF’nin kışkırtan sessizliği, Fenerbahçeli’nin azmini ve cesaretini dik tutan unsurlardan biri… Trabzonlu siyasetçinin ateşe benzin döker gibi Fenerbahçe ve Beşiktaş için “şikeci” ithamı diğeri. Devletin olanı biteni sadece izlemesi “oyunuza kuvvet” teşviği geliyor Fenerbahçeliye.
Bıraksalar, belki “bilinmez bir toplum mühendisliği sarmalında mıyız” diye her şeyi gözden geçirecek Fenerbahçe Genel Kurul üyeleri. Belki, ligden çekilmenin bilançosundaki aktif-pasifleri bir kez daha teraziye koyacaklar. Lakin kimin işine yarayacaksa Fenerbahçe’nin Süper Lig’e veda etmesi; bırakın harekete geçmeyi vaat bile esirgeniyor onlardan.
O zaman… “inceldiği yerden kopsun” noktasına gelmek daha kolay.
Hele “TFF isterse Fenerbahçe’ye Avrupa’dan men gelebilir” türünden aba altından sopa göstermeler, vız gelip tırıs gidiyor Fenerbahçelilere.
Hatta tahrik ediyor açık söyleyeyim.
Daha da ötesi var…
Bugüne kadar Genel Kurul çağrılarını üyelere mesajla hatırlatan Fenerbahçe Yönetimi, bu sefer tek tek telefonla arayarak meselenin ne kadar hayati olduğunu hatırlatmış benim konuştuğum her oy sahibine.
Geri dönüş imkansız görünüyor.
Tercih, artık kişiler-kurullar boyutundan çıkmış binlerce Fenerbahçelinin oyuna zimmetlenmiş; bu saatten sonra o kadar zor ki çevirmek “Şu Çılgın Fenerbahçeliler”i kararlarından.
Benden söylemesi… Fenerbahçe’siz bir Süper Lig’e hazır olun, hesaplarınızı ona göre yapın ve oy sahibi, Fenerbahçeli, hatta futbolsever bile olmasanız bedel ödemeye hazırlanın.
Federasyonuyla, yayıncı kuruluşuyla, hakemleriyle, rakipleriyle, medyasıyla ve dahi tribünleriyle herkes…
Simitçi, kahveci, gazozcu da dahil!