Dünya varmış!..
Yahu ne güzelmiş komplo ile başlamayıp fitneyle bitmeyen, hakeminden zerre kadar şüphe edilmeyen, üçüncü tarafların tuzla koşarak zaferde dedikodu yenilgide nanik yapamadığı, ne yere ne rakibe yatmanın akla bile gelmediği, sahada oynanıp biten, sonucu emek ve yetenek belirleyen, ödülü iddiası kadar büyük, kıran kırana bir maç görmek.
Ne güzelmiş tur atlamak… Hedefi büyütmek, karşılığında futbol cadılarının lanetli fallarına muhatap olmamak ne güzelmiş.
Bizi geçin… Asıl Fenerbahçe’nin gözünde tütüyor olmalıydı bu koşullar. Yenilse bile!
İyi ki, Süper Lig kaosundan teneffüse çıkabildi Fenerbahçe, iyi ki, Avrupalı rakip, Avrupalı hakemle futbolun asil mücadelesinden derin nefesler alabildi… İyi ki, Konferans Ligi vardı ve çeyrek final gördü de yeni hava değişimlerine vize alabildi.
Süper Lig’in haline bakınca, çok ihtiyacı olacak böylesine skordan bağımsız “sınırları sahanın çizgilerini aşmayan futbolla, rakiplerle, hakemlerle” rahatlatıcı molalarda tazelenmelere.
Saint Gilloise’a gelince… Kadıköy’e beş eksikle adeta omurgası sakatlanmış gibi geldi ve bu kez önde basarak başlamadı. Cüretkar hücum geçişleri, çok adamla hücum ve topu kaptırdığında şok presti oyunu. Tabi eforlu ve akıcı oyunu aynen devamdı.
Fenerbahçe ilk devre tam da istediği gibi rölantide zamanı eritti, lakin zorlandı. Çünkü top tutamadı. Takım boyu uzadı. Kontra yapıp rakibi yoramadı. Yarı alanı korumaya çalışan Fenerbahçe’de Ferdi, Osayi savunma ağırlıklı oynamak zorunda kalınca önlerindeki Kent ve İrfan Kahveci kanatları üretken olamadı.
Tadic, Dzeko, Livakovic, hatta Mert Hakan’ı Trabzonspor deplasmanı için dinlenmeye çeken, Fred-İsmail-Szymanski orta sahası ile oyunu
dengelemeye çalışan İsmail Kartal’ın ilk yarıyı golsüz bitirme planı başarılı oldu sonuçta. Fred eski formundan uzak olsa bile.
İkinci yarı aynen devam… Gol yemediği sürece her şeyin yolunda olduğunu düşünen ve direnmek dışında sahaya ekstra koymayan bir Fenerbahçe vardı sahada. Takımın yıldızları sadece savunmadakilerdi.
İsmail Kartal Trabzon maçının kadrosunu korumaya çalışırken Gilloise’ın golü geldi ve en azından ileride istasyon olacak Dzeko ile oyuna katkısız Kent yerine Mert Hakan oyuna girdi. Hemen değişti oyunun ağırlığı. Konuk takımdan ev sahibine geçti. Ne yazık ki, oyunu bitiremedi Mert Hakan. Sakatlandı. 0-1’den kötüdür Mert Hakan’ın şu ara sakatlığı.
Artık Fenerbahçe’nin hedefi bir golle de olsa karizmayı korumaktı ama kafalar Trabzondaydı. Maçı kaybetti. Olsun, turu Belçika’da almıştı zaten. Şimdi, bırakın tabelayı. Fenerbahçe’ye, rakibine, hakemlere berrak 180 dakika için teşekkür edelim önce. En azından futbol adına.