11.04.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
ANRARA Milliyet
TBMM Telekulak Komisyonu bünyesinde oluşturulan Hukuk alt Komisyonu dün, eski emniyet istihbarat yetkililerini dinledi. Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun yasadışı dinlemelerle ilgili olarak, “Hırsız evin içindense yakalanamaz. Yasadışı dinlemelerin hepsi devlet kurumları tarafından yapılıyordu, kurumlar dışında yapanlar yakalandı” diye konuştu. Uzun, 1999’da emniyetin 983 kişiyi dinlediğiyle ilgili iddiaların ortaya çıktığını, 2011’de ise bunun uzaktan müdahale ile bilgisiyara yükleme yapılarak emniyetin töhmet altında bırakıldığını öğrendiğini kaydetti.
2001’de İstanbul’da gözaltına alınan Tuncay Güney’in isim vermeden Ergenekon ile ilgili ifade verdiğini kaydeden Uzun, “Bu ifade bazı değişikliklere uğratılmış ve bir CD’ye yüklenmek suretiyle devlet kurumlarına gönderilmiştir” dedi. Uzun, kravat kamerasıyla ifadenin alındığını savunurken, “‘Emniyet’te yükleme’ denilen tabirle başka kişiler de söylenerek ifadeye dahil edilmiştir” diye konuştu.
Devlet ele geçirildi
2005-2006 yıllarında ihbar müesseselerinin devreye girdiğini kaydeden Uzun, “A şahıs hakkındaki ihbarları yazan ile ihbarı inceleyen kişi aynı üst irade tarafından görevlendirilmiş. Ve sonuçlar hasıl ediliyor. Üst iradenin istediği kişiler monte ediliyor böyle olunca devlet ele geçirilmiş oluyor” ifadelerini kullandı.
14 Haziran 2001’de ikinci kez İstihbarat Daire Başkanı olduktan sonra önüne Ergenekon adlı bir şema geldiğini belirten Uzun, bu şemanın bugünkü Ergenekon, Balyoz ve Oda TV davalarının “fos” olduğunu ortaya çıkardığını iddia etti. Uzun, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Benim gördüğüm, şemanın en üst kısmında Çetin Doğan vardı. 22-25 kişiydi. Tuğgeneral rütbesinin altında kimse yoktu. 5. Kolordu Komutanı Yıldırım Türker de vardı. Ben bu şemanın hukuki bir geçerliliği olmadığını söyleyerek bu şemaya esas teşkil eden bilginin getirilmesini istedim. Güney’in ifadesi geldi. 55 sayfaydı. Ben bunu baştan sona okudum. Şemada olan bir tane isim ifade tutanağında yoktu. Tuncay Güney’in Murat adlı asker bir kişiyle özel ilişkileri olmuş. Bu şahsın Tuncay Güney’in özel hayatıyla yasadışı dinleme yapılmış ve izleme yapılmış. Bir şantaj olarak kullanılmış.”
8 günde çözerim
Başbakan’ın ofisine böcek konulmasıyla ilgili bir soru üzerine Uzun, “Ben karaktersiz olursam yasadışı dinleme yapılır, Başbakan’ın odasına böcek konur” dedi. Kendisine görev verilmesi durumunda 8 gün içinde Başbakan’a konulan böcek, Baykal ve MHP kaset olaylarını çözeceğini söyleyen Uzun, kendisi hakkında hırsızlık suçlaması yapıldığını ve 2006’da görevden alındığını kaydetti. Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu ise yasadışı dinlemelerin çok büyük sorun olduğunu, ancak yasal dinlemelerin pek çok gelişmiş ülkede suç örgütlerini ortaya çıkarmak adına önem taşıdığını belirtti. 28 Şubat’ı hazırlayanların kendisi hakkında iddianame hazırladığını söyleyen Orakoğlu, darbeye karşı çıkan bir ekip oluşturmakla suçlandığını belirterek, “Evet böyle bir ekip oluşturdum” diye konuştu.
Eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Osman Ak döneminde kamuoyunda 8. kat çetesi olarak duyulan bir yapılanmaya ilişkin iddialar bulunduğunu söyleyen Orakoğlu, istihbarat daire başkanı olmasının ardından çok gizli bir araştırma yaptığını ve böyle bir yapılanmaya ulaşamadığını ifade etti. Orakoğlu, emniyet bünyesinde F tipi diye tabir edilen bir yapılanma olup olmadığıyla ilgili bir soru üzerine, “Benim çalıştığım dönemde cemaatten insanlar vardı. Ama bunlar emniyet yönetimini ele geçirmiş falan değildi. Cemaat yoktur diyemem. Ben sağ görüşlüyüm ona göre bir ekip kurarım ana hatları bozmadan, solcu gelir öyle kurar” diye konuştu.
Yasadışı dinlemeyi engellemek imkânsız
Komisyona bilgi veren Osman Ak da halen merkezde emniyet müdürü olarak görev yaptığını belirterek, dinleme faaliyetlerinin sınırlandırılmasının mümkün olmadı-ğını söyledi. Yasa dışı dinlemelerle mücadelede GSM ve uluslararası telefon şirketleri araştırılması gerektiğini söyleyen Ak, “Santrali bilmiyorsanız, santralin yazılımını bilmiyorsanız dileyen insan dilediği şekilde dilediği numarayı dinleyebilir” dedi. 1990’lı yıllarda Türkiye’den yurt dışındaki santrallerin adreslerini kontrol altına alarak örgüt liderlerinin ve örgütün santral numaralarını dinlediklerini söyleyen Ak, yasadışı dinleme yaptığı iddiasıyla yargılandığını ve aklandığını belirterek, “İftiradan öteye gitmeyen bir girişimdi” dedi.