‘Sorunu kendimiz çözebilmeliyiz’

MEHTAP GÖKDEMİR Ankara - Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, CHP heyetinin Erbil ziyaretini Milliyet’e anlattı. Barzani ile yaptıkları görüşmeye gelen eleştirilere de Salıcı, “Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün yetkililerinin görüştüğü bir kişi. Biz bir parti ziyareti yaptık. Yani bir devlet ziyareti değil, biz bir devlet heyeti değiliz. Devlet heyetinde görüşme yapan ülkelerin bayrakları olur. Ama parti ziyaretinde kendi bayrağınızı götürmezsiniz” dedi.

Salıcı, ziyaretin amacını da şöyle anlattı: “Bölgesel işbirliğine ihtiyaç var, bütün görüştüğümüz muhataplarımıza biz açık bir şekilde Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı’ndan, CHP’nin böyle bir görüşü olduğundan, bunun da yeni bir görüş olmadığından bahsettik. Olumlu tepkilerle karşılaştık. Sonuçta dört ana ülke var bölgede. Bu ülkelerin sorunları var. Bir kere terörden hepsi muzdarip. Bunların tamamıyla ilgili bugünden yarına olmaz ama bir çalışma başlatmak gerekiyor. Bizim bölgede kendi sorunlarımızı kendimizin çözebileceğine dair bölge ülkelerin inisiyatif almasını sağlayacak bir anlayışa ihtiyacımız var.”

‘Kendi işlerine baksınlar’

Erbil’e çalışma ziyaretinde bulunan CHP heyetinin başındaki isim Oğuz Kaan Salıcı ile CHP Genel Merkezi’nde sohbet ettik. Salıcı, Erbil ziyaretiyle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

KAYIT TUTTUK: Doğu Masası’nın devamı değil... Bizim artık hangi konuda neyi söyleyeceğimizi iktidar belirlemiyor. Arkadaşlar kendi işlerine baksınlar. Gündem bile belirleyemeyen bir iktidar ile karşı karşıyayız. Bu, Doğu Masası işi değil.

Bütün o görüşmelerin tamamında biz kayıt tuttuk. Tutanak altına aldık. Erbil Başkonsolosluğumuz bize devlet adabına yakışır bir şekilde güvenlikle ilgili, lojistikle ilgili katkı sundu. Kimlerle görüştüklerimizi biliyorlar. Bağdat Büyükelçiliği aynı şekilde biliyor. Irak’ın Ankara Büyükelçiliği biliyor. Dışişleri Bakanlığı biliyor.

GİZLİ DEĞİL: Böyle bir görüşmenin gizli bir şeyi olmaz. Birincisi bu. İkincisi, herkesle görüştük. Bölgesel yönetimdeki pozisyonu olan kişilerle de görüştük. Önümüzdeki ay seçimler var Irak’ta. Biz gitmeden bir gün önce Kerkük’te bir IŞİD saldırısı oldu. Bir güvenlik sorunu tartışmasının olduğu bir zamanda gittik. Niyetimiz Kerkük Valisi’yle de görüşmekti ama bu saldırıdan dolayı Kerkük Valisini Bağdat’a çağırdıkları için biz Kerkük’ten ayrılana kadar Kerkük’te değildi. Yoksa onunla da görüşecektik. Erbil Valisi’yle görüştük.

KİMSEYİ AYIRMADIK: Biz gittiğimiz yerde hem siyasi parti düzleminde hem parlamento düzleminde hem de bölgesel            yönetimin farklı kademeleriyle görüşmeler yaptık. Kimseyi de ayırmadan yaptık. Seçimden sonra bir hükümet kurulacak Irak’ta. Seçimden sonra hükümet kurulduğunda muhataplar belli olacak. O zaman eğer ihtiyaç olursa Bağdat’a da gidilebilir. Tabii ihtiyaç olursa derken ihtiyaç olur belki ama karşılıklı görüşmeler sonucunda bu belli olur. Dolayısıyla oradaki süreci daha doğru analiz etmek için şu anda gitmek daha uygun, daha doğruydu.

BÖLGESEL İŞBİRLİĞİ: Amaç da çok açık, bir işbirliği, bölgesel işbirliğine ihtiyaç var, bütün görüştüğümüz muhataplarımıza biz açık bir şekilde Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı’ndan, CHP’nin böyle bir görüşü olduğundan, bunun da yeni bir görüş olmadığından bahsettik. Olumlu tepkilerle karşılaştık. Sonuçta bölge ülkeleri, dört ana ülke var bölgede. Bu ülkelerin sorunları var. Bir kere terörden hepsi muzdarip. Bunların tamamıyla ilgili bugünden yarına olmaz ama bir çalışma başlatmak gerekiyor. Bizim bölgede kendi sorunlarımızı kendimizin çözebileceğine dair bölge ülkelerin inisiyatif almasını sağlayacak bir anlayışa ihtiyacımız var.

HUZUR İÇİN DİPLOMASİ: Suriye’ye gittik, Mısır’a gittik, Bağdat’a gittik hatta Mısır heyetinde ben de vardım daha önce.

Biz Mısır’a gittiğimizde bizi ağır bir dille suçladı iktidar. Gelmiş olduğumuz noktada 8 sene kayıpla Mısır ile temas kurmak için özel görüşmeler yapılıyor.

HEPSİYLE GÖRÜŞTÜK: Farklı kesimlerin hepsiyle bir görüşme yapıldı. Ortak şey şu, biz neyi anlattık. Ortak şey, Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatını anlattık. CHP’nin dış politika anlayışını anlattık ve CHP’nin iktidarında bu dış politika anlayışına uygun bir sürecin yürütülmek istendiğini, yürütmek istediğimizi -tabi bunun Millet İttifakının da kararına dönüştükten sonra- ifade ettik.

PARTİ ZİYARETİ: “Niçin Barzani’yle görüştünüz” eleştirisini ciddiye almanın bir anlamı yok. Türkiye Cumhuriyetinin bütün yetkililerinin görüştüğü bir kişi. Bizim  görüşmemizde ne gibi bir sakınca var? “Görüşmenizi istemiyoruz” desinler çıkıp açık açık. İkincisi, biz bir parti ziyareti yaptık. Yani bir devlet ziyareti değil, biz bir devlet heyeti değiliz. Devlet heyetinde görüşme yapan ülkelerin bayrakları olur. Ama parti ziyaretinde kendi bayrağınızı götürmezsiniz. Misafir olmuş olduğunuz yer neresi ise, görüşmeye gittiğiniz parti neresiyse onların kendi sembolleri olur.

KILIÇDAROĞLU DA GİDER (Sayın Kılıçdaroğlu gidecek mi?): Böyle bir şeye ihtiyaç olursa muhataplarımızla da görüşülür, muhataplarımız da bu ziyaretin faydalı olacağını düşünürlerse yani şu çizmiş olduğumuz çerçevedeki amaca uygun bir şey ortaya çıkacağını düşünürsek gider tabi, niye gitmesin Sayın Genel Başkan. Bundan imtina etmez.

‘Cevap verme ihtiyacı duymadığımız şeyler’

Ben o yorumların, yorum ya da iddia, yakıştırmaların bir kısmını gördüm. Gerçekten komplo teorisi seviyesinde. Birileri talimat vermiş, biz gitmişiz, yok aslında esas niyetimiz buymuş vesaireymiş. Gittiğimizi, gittiğimiz gün öğrenen arkadaşlardan çıkan yorumlar. Kendinden menkul.

Bizim ciddiye almadığımız, cevap verme ihtiyacı duymadığımız şeyler. Nasıl okumalıyız? CHP şimdiye kadar bölgeyle ilgileniyordu, bundan sonra da ilgilenmeye devam edecek. Sonuçta biz Türkiye’de ilk yapılacak olan seçimde iktidara gelecek olan partiyiz.

Heyetin temasları

CHP heyeti, KDP Genel Başkanı ve eski Bölgesel Yönetim Başkanı Mesud Barzani, Bölgesel Yönetim Başkanı Neçirvan Barzani ve Başbakan Mesrur Barzani ile görüştü. KDP, KYB, Goran Hareketi temsilcileri ve Yezidi inanç önderleri ile görüşen heyet, Irak Türkmen Cephesi’ni ziyaret etti.