02.11.2021 - 10:41 | Son Güncellenme:
Nursima ÖZONUR/ ANKARA (DHA)-
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 2023 seçimleri için 'Adım Adım 2023: İl İl Anadolu' temasıyla herkese ulaşacaklarını belirterek, "Bugünden itibaren yeni görevlendirmeleri yapıyorum, CHP'nin gizli gündemini, ağır kusurlu siyasetini halkımıza doğrudan aktarmak ve ifşa etmek amacıyla arkadaşlarımızı Anadolu'ya gönderiyorum" dedi.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, cumhuriyetin 100'üncü yıl dönümü için geri sayımın başladığını ve bu amaçla Milliyetçi Hareket Partisi'nin bütün imkanlarını seferber ederek Anadolu'da vatandaşlarla buluşma çabası içinde olduğunu belirterek, "Halkımızla özlem gideriyoruz, onları dinliyoruz, gelecek hedeflerimizi paylaşıyoruz, politikalarımızı anlatıyoruz, kafalarda biriken soru işaretlerine cevaplar vermeye çalışıyoruz. Türkiye'nin her köşesindeki kanaat önderlerine, sivil toplum kuruluşlarına, muhtarlarımıza, esnaflarımıza, iş adamlarımıza, çiftçilerimize elimizi uzatıp gönlümüzü açıyoruz. 'Adım Adım 2023: İl İl Anadolu' temasıyla herkese ulaşacağız, her kapıyı çalacağız, ayak basmadık yer bırakmayacağız. Çarşıda, pazarda, bağda, bostanda, camide, cemevinde, dilde, dilekte, duada, Türkiye'nin geleceğinde birlikte olmak, birliğimizi güçlendirmek maksadıyla 2023'e kadar hiç durmayacağız. Bir başka çalışmamız da bugünden itibaren şudur; tarihine sırt çevirmiş, kökünden uzaklaşmış, işgal edilmiş Cumhuriyet Halk Partisi'nin gerçek yüzünü her zeminde, her yöremizde anlatacağız. Bilhassa 24 Haziran seçimlerinde CHP'nin en fazla oy aldığı 131 seçim bölgesinde; HDP'yle ittifakını, terörle mücadeleye karşı gelişini, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'le bağını koparışını tek tek milletimizle, CHP'ye oy veren milli insanlarımızla paylaşacağız. Bugünden itibaren yeni görevlendirmeleri yapıyorum, CHP'nin gizli gündemini, ağır kusurlu siyasetini halkımıza doğrudan aktarmak ve ifşa etmek amacıyla arkadaşlarımızı Anadolu'ya gönderiyorum. Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümünü tesadüflere bırakamayız" diye konuştu.
'TÜRKİYE İNSAN HAKLARINA ONLARDAN ÇOK DAHA FAZLA SAYGILI'
Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Joe Biden'ın G20 zirvesindeki görüşmesini hazmedemeyen odaklar olduğunu ve onların söz konusu görüşmeyle ilgili Beyaz Saray açıklamasını baz alarak değerlendirmede bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Biden'in, savunma ortaklığı ve Türkiye'nin NATO müttefikliğinin altını çizdiği, S-400 satın alınmasına ilişkin ABD'nin endişelerini not ettiği, güçlü demokratik kurumların önemini, insan haklarına saygıyı, barış ve refah için hukukun üstünlüğünü vurguladığı Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamada ifade edilmiştir. Bunlar ABD'nin görüşüdür, şu anki yönetiminin Türkiye'ye muhabbet beslemediği de açıktır. Biz hiç kimsenin övgüsüyle, taltifiyle, talimatıyla, tahkimatıyla olmadık, bugünlere gelmedik. ABD yönetimi bilmiyorsa söyleyeyim, Türkiye insan haklarına onlardan çok daha fazla saygılıdır, yargı bağımsızlığımıza müdahale için Kavala bildirisi hazırlayan bu ülkenin sahip olmadığı kadar hukukun üstünlüğü bu ülkede hakimdir, havidir. S-400 konusu ise egemenlik sınırlarımız içindedir, hiç kimsenin bu konuda Türkiye'ye ayar verip istikamet çizme densizliği cevapsız bırakılmayacaktır. Türkiye'nin ABD'nin terör örgütleriyle yakın ilişki ve bağlantısı hakkında üzüntü ve kaygılarını paylaşmasının ne hikmetse üzeri örtülmek istenmektedir. ABD'nin fiili ortak veya kara gücü olarak seçtiği terör örgütleri bumerang gibidir, günü geldiğinde tutan elleri de yaralayacaktır. Biden'den çok Biden'cı kesilenler; Türkiye'ye yuvalanmış Washington lobisidir, emperyalizmin lekeli yüzleridir, iki taraflı çalışan ajanlardır. Kaldı ki, Sayın Erdoğan ile Biden'ın görüşüp görüşmeyeceğinin günlerce çetelesini tutanların, Sayın Cumhurbaşkanı'nın beyanatlarından ziyade ABD'nin açıklamalarına kulak kabartanların işin özünde kimlerin hesabına çalıştıkları fazla söze yer bırakmadan deşifre olmuştur. Birleşmiş Milletler Zirvesi'nde sonra kaynatılan dedikodu kazanı şimdi zilletin başına kaynar su olarak dökülmüş, alayını birden yakıp kavurmuştur. Bu çevreler, 18 Ekim bildirisinin tarafı olan büyükelçilerin geri adımlarını tevil maksadıyla, yok Türkçesi böyleydi, yok İngilizcesi şu anlama geliyordu diyerek kendi kendilerini yiyip bitirmişlerdir. Geçin bunları geçin, Türkiye'nin geri adımı, milli tezlerinden ödünler vermesi, tökezlemesi, tarihi mücadelede geriye düşmesi demektir. Bu da Allah'ın izniyle olmayacak, görülmeyecek ham bir hayalden ibarettir."
'CHP, HDP'YLE BİRLİKTE TEZKEREYE HAYIR, PKK'YA EVET DEMİŞTİR'
Devlet Bahçeli, geçtiğimiz hafta Meclis Genel Kurulu'nda oylanan Irak ve Suriye tezkeresine CHP ve HDP'nin ret oyu verdiğini anımsatarak, şunları söyledi:
"CHP, HDP ile ele ele tutuşarak, sınır ötesine asker gönderilmesine, terörle mücadelenin devamına, ihanetin tepelenmesine 'hayır' demiştir. Bilfarz, Irak ve Suriye tezkeresi CHP ve HDP'nin istediği gibi reddedilmiş olsaydı, sınır ötesinde terör örgütleriyle mücadele eden Türk askeri geri çekilecek, güney sınırlarımız boydan boya terörizmin kontrolüne girecekti. CHP, tarihin yanlış yerinde durmakla kalmamış, Türkiye'nin de karşısında resmen ve belgeli şekilde konuşlanmıştır. Geldiğimiz bu aşamada, CHP ile HDP, İP'in teşvikiyle tek bünyede birleşmiş, PKK'nın siyasetteki kolonları haline gelmişlerdir. Sorarım sizlere, bu olup bitenler zillet değil midir? Bu rezil ittifak düşmanın ileri karakolu olarak görülmeyecek midir? CHP, HDP'yle birlikte tezkereye hayır, PKK'ya evet demiştir. Türkiye'ye hayır, Türk ve İslam düşmanlarına evet demiştir. Şehitlere, gazilere, milli haysiyete hayır, teröristlere evet demiştir. Milli birlik ve dayanışma ruhuna hayır, bölücülüğe ve bölünmeye evet demiştir. Türk askerine hayır, Türkiye karşıtlarına evet demiştir. CHP yönetimi, tarihi çizgisine, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e ve Milli Mücadele'ye hayır, hıyanete ve husumete evet demiştir. Ey Kılıçdaroğlu artık geri dönüş yolların tümden kapanmıştır, geçmiş olsun sana, kendini de yaktın, partini de ateşe attın."
'KÜRDİSTAN FİTNESİNE BEDENLERİMİZLE DİRENİR, BOZKURT GİBİ KARŞI DURURUZ'
Bahçeli, Osman Baydemir'in Paris'te yaptığı bir açıklamada 'Siirt Kürdistan'dır. İşgalciler bilmelidir ki, şu an üzerinde misafir oldukları yeri ya Kürdistan olarak kabul edecekler ya da gelecekte Kürdistan'a komşu olacaklar' ifadelerini kullandığını hatırlatarak, şöyle dedi:
"Osman Baydemir isimli terörist, gelsin de bu sözleri Türkiye'de söylesin, uzaktan konuşması kolay, yüreği varsa karşımıza çıksın da Siirt Kürdistan'dır desin. Görüyorsunuz, Anayasa Mahkemesi kimlerin yanında duruyor, kimlerin kılıcını hak ihlali kisvesi altında utanmadan, sıkılmadan sallıyor. Yazıklar olsun, Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları dahilinde Kürdistan diye bir yer yoktur, asla da olmayacaktır, gerekirse şehit oluruz, gerekirse şahit oluruz, ama üniter milli devletimizi asla parçalatmayız, asla böldürmeyiz, Kürdistan fitnesine bedenlerimizle direnir, Bozkurt gibi karşı dururuz. Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye Cumhuriyeti adı ile temsil edilen siyasi, beşeri, fiziki, kültürel ve ekonomik coğrafyayı; Türk milli kimliğinde vücut bulmuş milletimizi bir ve bütün olarak korumaya yemin etmiş siyasi bir anlayışın temsilcisidir. Çağdaş bir devlet olabilme, müreffeh ve medeni bir millet haline gelebilme, bireysel hak ve hukuka insaniyetin ulaştığı evrensel ölçülerde sahip olabilme hedefi elbette önceliklerimizdir. Ancak partimiz bu hedeflerin üstünde bir kavrayışla, milli değerlerin ve milli bekanın korunmasını vazgeçilmez varlık sebebi, hatta kutlu bir vatan görevi olarak ele almaktadır. CHP Genel Başkanı ve arkadaşlarının sonu gelmeyen kimlik arayışları ve bölücüleri meşru gören gafletleri; terör örgütünün ümit ve cesaret kaynağının kimler olduğunu belgeleyen somut veriler olarak karşımızdadır. Tezkere oylaması bu husustaki en çarpıcı delildir. Milletleşme sürecini durdurarak, geriye döndürerek, sekteye uğratarak gelişmiş, kalkınmış, demokratikleşmiş, hatta ayakta kalmış bir ülkeye henüz rast gelinmemiştir. Türklük tarih içerisinde çok ağır bedeller ödenerek kazanılmış milli kimliktir. Buradan zillet ittifakını uyarmayı milli bir görev addediyorum. Girdiğiniz yol tehlikelerle doludur. Ulaşılacak sonuç Anayasamızın değişemeyecek maddelerini değiştirmeye yönelik girişim olup vatana ihanetle eşdeğerdir. CHP-İP-HDP ve diğer zillet yedeklerinin Sevr sevdalısı olarak karşımıza geçmesine Türk milleti tahammül etmeyecek, zillete tamam demeyecek, Allah'ın izniyle sahnelenen oyunu bozacaktır."