SiyasetSavaş'ta Evren de var

Savaş'ta Evren de var

20.02.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Savaş'ta Evren de var

Savaşta Evren de var

Milliyet, Kutlu Savaş'ın Susurluk raporundan kamuoyuna açıklanmayan Çatlı bölümünü ele geçirdi. Bu bölümde eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in adı da yer alıyor

SUSURLUK kazasının devletteki çarpık organizasyonları aydınlatmaya başlayan farı, sonunda 12 Eylül harekatının lideri, eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren'e dek uzadı.
Milliyet, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş'ın hazırladığı Susurluk Raporu'nun açıklanmayan "Abdullah Çatlı" başlıklı 77, 78, 79 ve 80. sayfalarını da ele geçirdi. Raporda, dönemin Devlet Başkanı Kenan Evren'in ismi üzerinde durularak eski MİT Müsteşarı Hiram Abas'ın önce cumhurbaşkanlığı bünyesinde yürütülen ve Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı ile bazı ülkücülerin de yer aldığı bir organizasyon oluşturduğu belirtildi.
Raporda, "Ermeni terörüne karşı 12 Eylül'den sonra arayışların başladığı tarihte Abas; Çatlı, Kırcı ve bir kısım ülkücüyü organize etmiştir. Bu çalışmalar o tarihte cumhurbaşkanlığı bünyesinde yürütülmüştü. Fakat muhtemel ve menfi gelişme olması ihtimaline binaen çalışmalar MİT'e devredilmiştir" ifadeleri yer alırken, sayfaya düşülen dipnotta da, "O tarihlerde Kenan Evren Devlet Başkanı, Milli Güvenlik Konseyi ve Genelkurmay Başkanı sıfatıyla görev yapıyordu" denildi.
Rapora göre; MİT, Çatlı'yla 22 Ekim 1983'te Paris'te temasa geçti. MİT, Çatlı'yla olan irtibatını ise 24 Ekim 1984'te sona erdirdi. Çatlı; 1984 - 1990 arasında Fransa - İsviçre hapishanelerinde yattı. Türkiye'ye dönüşünde ise emniyetin "adamı" oldu.
Raporda, "Çatlı hakkında Susurluk kazasından sonra pek çok iddia ortaya atılmış, bir kesim kendisini şehit addeder, göklere çıkarırken bir diğer kesim kaçakçı ve çete mensubu olarak takdim etmiştir" denildikten sonra MİT'in Çatlı'ya ilişkin yazısına yer verildi. MİT yazısında Çatlı'nın karıştığı eylemler sıralandıktan sonra "24 Ekim 1984'te Paris'te uyuşturucu ticareti nedeniyle yakalanarak tutuklanmasından dolayı tarafımızla irtibatı kesilmiştir" ifadeleri yer aldı.
Kutlu Savaş, Susurluk Raporu'nun "Abdullah Çatlı" başlıklı bölümünde şu ifadelere yer verdi:
"MİT'in Çatlı'yı nasıl keşfettiği şüphesiz ilgi çekici bir konudur. Bu husus Sayın başbakanın başkanlığında yapılan toplantıda dile getirilmişse de bu konuda arşiv kaydının bulunmadığı ifade edilmiştir. (Kayıt olmayabilir, fakat bilgi vardır) ısrarı da netice vermeyince (Çatlı'nın 1980'li yılların başında o tarihte MİT mensubu olmayan Abas tarafından Kırcı ve bazı ülkücüleri organize ederek cumhurbaşkanlığının izniyle Ermeni terörüne karşı yurtdışına sevk ettiği, daha sonra grubun MİT'e devredildiği) iddiasını tekzip edip etmedikleri sorulunca MİT Müsteşar Yardımcısı Sayın Alpay, (Tekzip etmediklerini) ifade etmiştir.
...
(Yoksa Çatlı'nın Fransa'da bulunduğu orada temasa geçildiği, kendisine hiçbir ücret ödenmediği iddiası kabul edilebilir bir senaryo değildir. Kaldı ki Çatlı ve arkadaşlarının hayati tehlike arzeden bu görevi ücretsiz kabul etmeleri bu grubun kamuoyunun kabullerinden farklı kişilikleri olduğunu da ispata vesiledir.)

ASALA eylemleri MİT'e devrolduktan sonra Çatlı, 1984 Ekim'inde ziyarete gönderildiği bir adresteki 250 gramlık eroin poşetiyle ve garip bir şekilde yakalanıp, 1984 - 1990 arasında Fransa - İsviçre hapishanelerinde yatmıştır.
Hapishaneden nasıl kaçtığı veya kaçırıldığı aslında fazla önemli olmaktan çıkmaktadır. Hapishanelerde ölmemesi, direnmesi kanaatimizce daha önemli bir husustur. Kaçtıktan sonra Avrupa'da kendisine yardım edecek pek çok kişi ve grup bulabilirdi ve bulmuştur da. Türkiye'ye döndükten sonra sığınacak bir yere ihtiyacı vardı. Bu yer, önce İstanbul Emniyeti daha sonra 1993'te kesin olarak Emniyet Genel Müdürlüğü olmuştur. Emniyet Genel Müdürlüğü kendisini planladıkları yurtdışı eylemler için güvenilir bir silah olarak korumaya almıştır.
Bizim üzerinde durduğumuz husus, devletin sergilediği acımasız tablodur. Eğer, Çatlı sıkıyönetim mahkemelerinin ve Ankara sıkıyönetim komutanlığının tanıdığı hüviyetiyle idamla yargılanacak bir katil idiyse niçin bu hizmete gönderilmiştir? Gönderildiği hizmet bir ülke sorunu idiyse niçin 3 - 4 seneye mahkum edilip cezasını çekip normal bir insan olarak hayata döndürülüp legalize edilmedi? Yurda döndükten sonra saygın bir teşkilat olan Emniyet Genel Müdürlüğü niçin kendisini bu şekilde istihdam etti? Pasaport, silah vesaire niçin temin edildi? Bu suallerin basit bir cevabı vardır: Herkes Çatlı'yı el altında bulundurulacak, gerektiğinde kullanılacak bir silah olarak görmek arzusundaydı."



KEŞFETYENİ
Dünyanın en güzel kadını seçildi! 'Gençken zaten herkes güzel olur'
Dünyanın en güzel kadını seçildi! 'Gençken zaten herkes güzel olur'

Cadde | 28.04.2025 - 07:01

62 yaşında Demi Moore, ‘Dünyanın En Güzel Kadını’ seçildi.

Yazarlar