08.06.2018 - 05:49 | Son Güncellenme:
AA
Bakan Soylu, Bayrampaşa'daki programları kapsamında Karadeniz Gençlik Birliği'nde (KARGEB) gençlerle buluştu.
Türkiye'nin dünyanın en kıymetli arazisine sahip olduğunu belirten Soylu, doğudan nitelik, batıdan ise genç nüfus sebebiyle nicelik olarak üstün olduğunu söyledi. Soylu, doğu ile batı arasındaki tek güvenilir köprünün Türkiye olduğuna vurgu yaptı.
Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafya üzerinde çeşitli oyunlar oynandığına dikkati çeken Soylu, "Bu coğrafyanın üzerinde çok oyunlar oynanır. Eğer karakterinizde Osmanlı ve Selçuklu varsa tekrar aynı karaktere döndürülmemeniz için çok oyunlar oynanır. Eğer elinizde Orta Doğu veya Hazar, iki tane enerji çanağıyla ilgili sürekli gelişme potansiyeli taşıyan bir enerji atmosferinin içerisindeyseniz bu ülkenin üzerine çok oyunlar oynanır. Ve bu ülkenin ederini düşürmeye çalışırlar yani kıymetini düşürmeye çalışırlar. Bugün yapılan budur, başka hiçbir şey değil." dedi.
Türkiye üzerinde hesap yapan ülkelerin varlığını işaret eden Soylu, şöyle devam etti:
"Hala herkesin bir Akdeniz hesabı vardır, hala herkesin bir Karadeniz hesabı vardır ve hala herkesin bir İstanbul hesabı vardır. Bu hesap bitmez. Bizim bu hesaba sahip olabilmemiz ve galip gelebilmemiz için yapmamız gereken çok açık ve nettir, güçlü olmak zorundayız.
Terörizmde PKK'yı, PYD'yi ve FETÖ'yü kendi kucağında büyüten ülkeler yok mu, hala sahip çıkan ülkeler yok mu? Hani terörizme karşı dünyanın bir araya gelebileceği bir değerlendirme sürekli ortaya konulurdu. Demek ki bunların hiçbiri doğru değil."
Bakan Soylu, Avrupa Birliği projesinin özgürlük ve açılış projesi olarak başladığını ancak gelinen noktada kısıtlama ve endişe projesine dönüştüğünü dile getirerek, şunları kaydetti:
"Avrupa Birliği projesi aslında bir özgürlük ve açılım projesi olarak başladı. Şimdi ise geldiği noktada bir kısıtlama projesine, bir endişe projesine dönüşmüştür. Londra'nın, Hamburg'un ve Paris'in sokaklarında ağır makineli tüfeklerle özel harekat polisleri gezmektedir. Ürküyorlar ve korkuyorlar. Neden? Sebepleri de kendisidir çünkü. Dünyadaki bu gelir adaletsizliği, gelir eşitsizliğinin kaynağı... Biz son 300 yıldır dünyanın egemeni değiliz. Dünyanın egemeni batıdır ve Avrupa'dır. İlk kez batıdan bu egemenlik şimdi doğuya doğru kaymaya çalışıyor. Esas kavga da budur zaten, dünyanın merkezinin nereye kayacağı kavgasıdır. Dünyanın merkezi Avrupa'ydı, son 300-400 yıldır, Rönesans'tan itibaren, denizlerin keşfinden itibaren."
"(S-400 füzeleri) Bu bizim milli talebimizdir, bunun siyasal bir farklılığı olamaz"
Avrupa'nın dinamizm ve üretebilme kabiliyetinden giderek yoksunlaştığını ifade eden Bakan Soylu, şöyle konuştu:
"Eğer siz Avrupa'dan 10 yaş gençseniz ve Avrupa dinamizmiyle beraber üretebilme kabiliyetinden giderek yoksunlaşıyorsa o bir şey arar, diğer ülkelerde kendine köle arar. Ucuz maliyette üretecek işçi arar. Tarih yeniden bir kölelik tarihine dönmeye başlar. Eğer siz buna kafa kaldırıyorsanız size kan gütmeye başlar. Kavga budur, kavga başka bir şey değil. Hele bir de sadece kendinizi değil başka ülkeleri de uyandırıyorsanız daha tehlikeli bir hal alırsınız. Bunu başarabilirler mi? Ben başarabilecekleri kanaatinde değilim, çünkü yetenekleri yok ve güçleri de yok aslında. Başka şeyleri yapabilecekleri güçleri muhakkak vardır ama bunu sağlayabilecek güç için hem ekonomik güç ama bir taraftan da siyasal güç olması gerekir. En basit kuraldır, bir ülkenin en yüksek güce ulaşabilmesi için ilk önce siyasal gücü, askeri gücü, ekonomik gücü olması lazım. Bunların bir arada olduğu ülkelerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bu kadar açık ve nettir. Onun için bizim ekonomik açıdan da çok güçlü olmamız lazım, askeri açıdan da çok güçlü olmamız lazım."
Soylu, S-400 konusuna değinerek, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin bir S-400 meselesi vardır. Rusya'dan alacağımız savunma füzeleri. Mesela, Türkiye bunu niye ister? Türkiye bunu bir level daha yükselmek için ister. Dışarıdan kendisine gelebilecek bir tehlikeyi bertaraf etmek, aslında oyunda bir iki basamak daha üste çıkmak için ister. Bu bizim milli talebimizdir, bunun siyasal bir farklılığı olamaz. Şu anda sınırlarımıza dışarıdan atılabilecek bir füzeyi böyle karşılayabilecek bir defansımız ve güvenlik barikatımız söz konusu değildir. Bunu istemeyen ne demek ister? Türkiye tehlikeye açık olsun ister. Bu Türkiye'nin şu anda en önemli meselelerinden bir tanesidir. Eğer bunu sağlarsanız tam bağımsızlığınızı sağlamış olursunuz ve özgürlüğünüzü sağlamış olursunuz."
"Derdimiz hem sahada hem de masada kazanmak"
Batı'nın iyi tiyatro senaryosu yazdığını ve oynadığını, sonrasında da iletişim kampanyalarıyla bunu iyi yönettiğini kaydeden Soylu, şunları söyledi:
"Son dönemlerde bunda epey başarısız oldu. Sanki bir dönem başarılı olmuş gibi gözüktü ama buna ciddi bir tasfiye geldi. Şimdi böyle bakın, biz 3. Boğaz Köprüsü'nü niçin yaptık? Biz 3. havalimanını niçin yaptık? Biz bölünmüş yolları niçin yaptık? Biz güneyden kuzeye, kuzeyden güneye büyük yol akslarını niçin gerçekleştirdik? Biz Çin'e kadar uzanacak bir demiryolu hattını niçin oluşturduk? Biz büyük limanları niçin yapmak istiyoruz? Bütün bunları yaparken genç nüfusumuzu daha eğitimli hale getirebilmek için ana okulları niçin oluşturduk? Niçin 81 ilde üniversite yaptık? Niçin bilişime ağırlık verdik? Niçin Mavi Akım'dan Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattına kadar büyük adımlar attık? Derdimiz neydi? Derdimiz Türkiye'nin bu arazisini en kıymetli hale getirebilecek ve artık sahada kazanıp masada kaybeden bir Türkiye olmamak. Hem sahada hem de masada kazanmak. Bu ne getirir biliyor musunuz? Mutluluk getirir. Neden mutluluk getirir? Sadece kazandığınız için değil, artık kendi kazandığınızdan başkalarına haraç vermediğiniz için. Dünyada öyle ya da böyle bir haraç ekonomisi ve haraç siyaseti vardır. Yapmamız gereken ilk önce kendi hattımızı iyi donatmaktır ve biz bugün kendi hattımız iyi donatıyoruz."
"Ben bu seçimin gençlerin seçimi olduğunu düşünüyorum"
24 Haziran'ın gençlerin seçimi olduğuna inandığına vurgu yapan Soylu, şunları kaydetti:
"Ben bu seçimin gençlerin seçimi olduğunu düşünüyorum. Çünkü, geçmiş dönemlerde yaşananların gelecek nesillerde yaşanmaması adına bir karar verecekler. İkincisi, kendi yönetecekleri bir sisteme ve ortama kendileri karar verecekler. Karar gençlerindir. Ya darbelerin olduğu Türkiye, ya gecelik yüzde 8 bin 500 faizlerin olduğu Türkiye, ya bir günde 5 bin kişinin bankalardan çıkarıldığı Türkiye, ya da çatışma ortamına hemen itilebilecek bir Türkiye tablosu. Veyahut da bütün dünyayı imrendirecek ve kıskandıracak, huzurun olduğu, büyümenin olduğu, büyük projelerin olduğu, terörle mücadelenin devam ettiği, uyuşturucu ile mücadelenin devam ettiği, bir devletin diz çökmediği bir Türkiye. Karar gençlerin kararıdır."
Soylu, ülkelerin kolay kolay lider bulamayacağını, Avrupa'nın bu konuda son dönemlerde talihsiz olduğunu dile getirerek, "Ülkeler kolay kolay lider bulamazlar. Adam eksikliği ve adam yoksunluğu konusunda Avrupa bugün çok talihsizdir. Oysa biz çok talihliyiz. Okyanus ötesinden parmak sallandığı zaman ertesi sabah yönettiği makama gitmek istemeyen makamlar olmuştur. Bugün tam tersi Türkiye büyük bir öz güven yükseltmiştir. Bu öz güven devam ediyor. Bizi ekonomiyle kültürel baskılarla darbelerle terbiye etmek istediler, başaramadılar. Bugün kendi geleneklerimizle göreneklerimizle ayaktayız." değerlendirmesinde bulundu.
'O apoletleri sök, Selahattin Demirtaş'a takıver'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bir tarafta Selahattin Demirtaş'a sevgi kelebeği olanlar öteki tarafta terör örgütlerini tasfiye edenlere cellat olmaya çalışıyorlar. Şunu söyleyeyim; Muharrem İnce, ötekilerini de al beraber Metin Temel Paşa'nın apoletlerini sök, 'Sen niye Afrin'i aldın da orada fitne yuvasını tasfiye ettin' diye onun apoletlerini sök ama senin şerefine yakışan nedir biliyor musun? Onu Selahattin Demirtaş'ın omuzuna takıver. Senin şerefine o yakışır." dedi.
Bakan Soylu, Bayrampaşa ilçesindeki seçim çalışmaları kapsamında Yıldırım Mahallesi'nde halka hitap etti.
Soylu, AK Parti'nin iktidarda olmaması durumunda yaşanacak sıkıntılara değinerek, "Bu coğrafyada AK Parti iktidarı giderse, Recep Tayyip Erdoğan giderse kimse Suriye'deki haksızlığa meydan okuyamaz. Suriye'de, Afrin'de, okyanus ötesinden gelen talimatlarla kurulacak fitnelere kimse, 'Siz bizim burnumuzun dibinde terör örgütüne devlet kurduramazsınız' diye baş kaldıramaz." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin terör örgütleriyle mücadele etmesini istemeyenlerin varlığına dikkati çeken Soylu, "PKK ile FETÖ ileDEAŞ ile mücadele etmeyelim istiyorlar. İstiyorlar ki işimizi yarım bırakalım. İstiyorlar ki bu ülkede DHKP-C ile mücadele etmeyelim. Kemir kemir kemirsinler, kahvelere gitsinler, orada millete kafa tutsunlar, meydan okusunlar, Türkiye Cumhuriyeti Devletine meydan okusunlar, vatandaşın da kafasında şu soru oluşsun; bu devlet nerede? Güvendiğiniz için vergisini ve karşılığını verdiğiniz devlet sadece 780 bin kilometrekarede değil, dünyanın her yerinde, kim bize karşı bir meydan okuma yapıyorsa onun karşısındadır ve milletimizin emrindedir." dedi.
"Yabancı itimat ediyor, bizim ana muhalefet partisinin genel başkanı itibar etmiyor"
Soylu, Saadet Partisi'nin cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu'na yönelik ise "Tayyip Erdoğan'ın kıskançlığından mezara giderken bile üzerinde kıskançlık olan bir adam olarak yazılacak." ifadesini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na da tepki gösteren Soylu, "Bu devletin kabiliyetini, karakterini anlamayanlar elbette şunu söylerler her zaman; Türkiye güvenli bir ülke değil. Bu ülkenin ana muhalefet lideri, 'Türkiye güvenli değildir, Türkiye'ye kimse gelmesin' dedi. Üç ay geçti daha üzerinden. Onun inadına 2016'da 26 milyon, 2017'de 33 milyon turist geldi, bu yıl da 40 milyon turist gelecek. Yabancı itimat ediyor, bizim ana muhalefet partisinin genel başkanı itibar etmiyor." diye konuştu.
Soylu, 24 Haziran seçimlerinin önemli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"24 Haziran bu memleket için önemli bir tarihtir. Sadece cumhurbaşkanımızın seçileceği, sadece milletvekillerinin seçileceği bir tarih değildir. Yıllarca kara kaplı defterlere her birimizin ismini yazdıkları, altına kimliğimizi, düşüncemizi, inancımızı, anamızın atamızın babamızın ne yaptığı, günü gelince masanın ortasına koyacakları, kardeşi kardeşe düşürdükleri, ekonomisini faize teslim ettikleri bir tarihin bir tarafa itilip, medeniyetimizle inancımızla kardeşliğimizle değerlerimizle zenginliğimizle şu andaki fırsatlarımız ve avantajlarımızla hedeflerimizle birlikte yepyeni ve aydınlık bir kapının güzel bir şekilde açılmasının en önemli tarihidir. Bunu hep beraber gerçekleştirmek zorundayız."
Türkiye'nin iki darbe arasına sıkışıp yaşamaktan bıktığını vurgulayan Soylu, "İki darbe arasına sıkışıp yaşamaktan bıkmış bir Türkiye var bugün. 60 darbesiyle 80 darbesi, 80 darbesiyle 28 Şubat, 28 Şubat ile 27 Nisan, 27 Nisan ile 15 Temmuz. Türkiyemizi teslim alacaklardı F16'larla, tanklarla helikopterlerle. Bu millet çıplak elleriyle vermedi." dedi.
"O apoletleri Selahattin Demirtaş'ın omuzuna takıver"
CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin Korgeneral İsmail Metin Temel'e yönelik, "senin apoletlerini sökeceğim" açıklamasına değinen Soylu, şunları kaydetti:
"Adam apolet sökmeye başladı. Ya sen ömründe bir tahtadan bir çivi mi söktün ya? Hadi çakmayı boşver, öyle bir kabiliyeti yok da bir çivi mi söktün? Niçin söylüyor bunu biliyor musunuz? Apoletleri niçin sökmek istediğini bilir misiniz? Diyor ki, 'Senin apoletlerini sökeceğim'. Derdi bence iftar değil, alkış değil, orada bulunması değil. Derdi ne biliyor musunuz? Sen nasıl okyanus ötesinden talimat almadan Afrin'e girersin, sen nasıl orada PKK'yı PYD'yi temizlersin? Sen bu işi komuta edersin. Bir tarafta Selahattin Demirtaş'a sevgi kelebeği olanlar öteki tarafta terör örgütlerini tasfiye edenlere cellat olmaya çalışıyorlar. Şunu söyleyeyim; Muharrem İnce, ötekilerini de al beraber Metin Temel Paşa'nın apoletlerini sök, 'sen niye Afrin'i aldın da orada fitne yuvasını tasfiye ettin' diye onun apoletlerini sök ama senin şerefine yakışan nedir biliyor musun? Onun Selahattin Demirtaş'ın omuzuna takıver. Senin şerefine o yakışır."
Soylu, konuşmasının ardından selamladığı vatandaşlara karanfil dağıttı.
'Şimdi sahada da masada da kazanıyoruz'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Eskiden sahada kazanıyor, masada kaybediyorduk. Şimdi sahada da kazanıyor, masada da kazanıyoruz. Biz terörle mücadeleyi yarım bırakmayacağımız kadar uyuşturucuyla da mücadeleyi yarım bırakmayacağız. Çok büyük mesafeler aldık." dedi.
Bayrampaşa'daki Karadenizliler Derneği'nde seçim çalışmaları kapsamında vatandaşlarla sahurda bir araya gelen Soylu, çok önemli bir sürecin arefesinde olduklarını ve dananın kuyruğunun kopacağını söyledi.
Soylu, "Bugün konuşanlara bir şey sormak lazım. Bu ülkede vergi gelirlerinin yüzde 85'i faize gidiyordu. Bugün size ifade etmeliyim ki vergi gelirlerinin yüzde 85'i yatırıma doğru gidiyor. Böyle bir tablo var. İş tam tersine döndü. Yani yatırımın daha da arttığı bir nokta var." diye konuştu.
''İlk beş ayda 9 bin 500 uyuşturucu satıcısı kodese girdi''
Bütün terör örgütleriyle, hiçbir ülkenin mücadele edemeyeceği bir mücadele verdiklerini aktaran Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Dün 5 tane teröristi etkisiz hale getirdiler Ağrı'da bizimkiler. Sabah iki tane Siirt'te, öğleden sonra iki tane Diyarbakır'da etkisiz hale getirdiler. Geçmişte yapanın yanına kar kalıyordu, şimdi kim ne yaparsa yapsın, ne zaman yaparsa yapsın yapanın yanına kar kalmıyor. Eskiden sahada kazanıyor, masada kaybediyorduk. Şimdi sahada da kazanıyor, masada da kazanıyoruz. Biz terörle mücadeleyi yarım bırakmayacağımız kadar uyuşturucuyla da mücadeleyi yarım bırakmayacağız. Çok büyük mesafeler aldık. Yılbaşından bugüne kadar 9 bin 500 uyuşturucu satıcısı kodese girdi."
Turizmde de Türkiye'nin her tarafında otel odalarının dolu olduğunu ifade eden Soylu, "Oysa biz 2016'da 15 Temmuz'da bir darbe yaşadık. Kılıçdaroğlu'na söylesen bu ülkeye kimsenin girmemesi lazım. Diyor ki, 'Türkiye güvensiz bir ülkedir. Yatırım yapılacak ve turist gelinebilecek bir ülke değildir.' Şimdi şunu ifade etmek istiyorum. 26 milyon turist bize 2016'da geldi. 33 milyon turist bize 2017'de geldi. Allah nasip ederse şimdi 40 milyon turist gelecek. Türkiye büyüyor, büyümeye devam ediyor." şeklinde konuştu.
Daha sonra Bayrampaşa Giresunlular Derneği sahur programına katılan Soylu, Türkiye'nin çaresiz bir ülke durumuna düşürülmek istendiğini söyledi.
''İki darbe arasına sıkışmış bir hayattan sıkıldım''
Bu ülkenin bir insanı olarak artık iki darbe arasına sıkışmış bir hayattan sıkıldığını belirten Soylu, şunları kaydetti:
"Bu yönetilemez bir şeydir. 1960 darbesiyle 1971 muhtırası arasına sıkışmış bir Türkiye vardı. 1971 muhtırası ile 1980 darbesi arasına sıkışmış bir Türkiye vardı. 1980 darbesiyle 28 Şubat arasına sıkışmış bir Türkiye vardı. 28 Şubat ile 27 Nisan e-bildirisi arasına sıkışmış bir Türkiye vardı. 27 Nisan ile 15 Temmuz arasına sıkışmış bir Türkiye vardı. Biz bu Türkiye'yi istediğimiz noktaya götürmekte zorlanırız. 20. yüzyılın başına bir bakın. Güzel Cumhuriyetimizi kurduk ardından karşı karşıya kaldığımız olayları hep beraber bir değerlendirelim. Şeyh Said meselesi, Dersim meselesi, İskilipli Atıf ve Takrir-i Sükün… Bir de 21. yüzyılın başında karşı karşıya kaldığımız olaylara bir bakın. Birbirleriyle benzeşiyorlardır."