26.04.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, olağanüstü hâl KHK’larına karşı dava açılamayacağı kuralının, “hukuk devletini, tüm kurum ve kurallarıyla tesis etmede yetersiz” olduğunu, ancak bu değişinceye kadar mevcut anayasal sınırların herkesi bağladığını söyledi. TBMM’den geçen OHAL KHK’larının esas incelemesinin yapıldığını kaydeden Arslan, OHAL tutuklamaları konusunda yakın zamanda ilke kararı verileceğini kaydetti. Arslan’ın sözleri, mühürsüz pusulaları geçerli kabul eden Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararına karşı Anayasa Mahkemesi’ne gitmeyi düşünen CHP’ye de bir mesaj olarak yorumlandı.
Anayasa Mahkemesi’nin 55. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Yüce Divan Salonu’nda tören düzenlendi. Törende konuşan Arslan, 2016’daki kuruluş yıl dönümünün ardından Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişimi ve 16 Nisan halkoylaması gibi iki önemli olay yaşadığını hatırlattı. Darbe teşebbüsünün başarılı olamadığını ve Türk demokrasisinin önemli bir sınavı başarıyla geçtiğini belirten Arslan, yüzde 85’i aşan bir katılımla gerçekleşen referandumun da demokrasi açısından başlı başına bir kazanım olduğunu belirterek “Bu vesileyle halkoylamasının ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi.
‘Devletin görevi’
Anayasaya göre Türkiye’nin kuvvetler ayrılığına ve insan haklarına dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu hatırlatan Arslan, adaletin önemi ve işlevi konusunda Aristo, Nizamülmülk ve Sultan II. Abdülhamid’in sözlerine yer verdi. Demokrasilerde devlete düşen görevin, temel hak ve özgürlükleri korumak ve geliştirmek, bunların etkili şekilde kullanılmasını sağlayacak tedbirleri almak, bu özgürlüklerin en geniş şekilde kullanılabileceği güvenli bir ortamı sağlamak olduğuna vurgu yapan Arslan, “Güvenliğin olmadığı bir ortamda bireylerin yaşama hakkından ifade özgürlüğüne kadar temel hak ve özgürlüklerini etkili şekilde kullanabilmeleri zorlaşacak ya da imkansız hale gelecektir. Bu nedenle güvenlik ve özgürlük birbirini tamamlayan değerlerdir” dedi.
Özgürlük ve güvenlik arasındaki hassas ilişkinin olağanüstü yönetim usullerinin yürürlükte olduğu dönemlerde önem kazandığını kaydeden Arslan, bu yöntemlerin amacının anayasal düzeni korumak ve savunmak olması gerektiğini, tehlike bertaraf edildikten sonra olağan döneme yeniden dönüşün sağlanması gerektiğinin altını çizdi.
‘Sınır dışına çıkamayız’
Olağanüstü dönemlerde anayasa mahkemelerine önemli görevler düştüğünü, mahkemenin bu görevi yerine getirirken olağanüstü yönetimin anayasal çerçevesi içinde hareket etmek durumunda olduğunu kaydeden Arslan, şunları söyledi: “Anayasal demokrasilerde yetki haritasını çizen kurucu iktidar, başka bir ifadeyle anayasa koyucudur. Yetki haritası ise anayasadır. Elbette çizilen sınırların hukuk devletini tüm kurum ve kurallarıyla tesis etmede yetersiz olduğu söylenebilir. Ancak değişinceye kadar mevcut anayasal sınırlar hepimizi bağlamaktadır. Dolayısıyla bir anlamda bu sınırların koruyuculuğunu yapmakla görevli olan Anayasa Mahkemesi’nden anayasal sınırların dışına çıkması beklenemez.
CHP’ye mesaj mı?
Anayasa koyucunun, lafzı, anlamı ve amacı bakımından açık şekilde düzenlediği kuralları yorum yoluyla değiştirmek esasen mahkeme eliyle anayasa değişikliği yapmak anlamına gelir. Bunun da yargısal aktivizm ve meşruiyet tartışmasına yol açacağı her türlü izahtan varestedir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi’nin, ‘hak eksenli’ yaklaşımının, anayasal sınırlar içinde kalarak ve yargısal aktivizme tevessül etmeden temel hak ve hürriyetleri koruması şeklinde anlaşılması gerekir.”
Arslan’ın bu sözleri, mühürsüz pusulaları geçerli kabul eden Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararına karşı Anayasa Mahkemesi’ne gitmeyi düşünen CHP’ye de bir mesaj olarak algılandı. Anayasaya göre, YSK kararlarına karşı hiçbir mercie başvurulamıyor.
‘OHAL KHK’larında esasa geçildi’
AYM’nin OHAL KHK’larını denetleme yetkisine sahip olmadığına karar verdiğini hatırlatan Arslan, TBMM’den geçen OHAL KHK’larına karşı ise yargısal denetimin mümkün olduğunu, kanunlaşan bazı OHAL KHK’larla ilgili açılan iptal davalarında ilk incelemenin tamamlandığını ve esasa geçildiğini açıkladı.
Arslan, mahkemenin iş yükünün darbe girişiminin ardından iki kattan fazla arttığına dikkati çekti. 15 Temmuz’a kadar yapılan başvuru sayısının 12 bin 712 iken, 5,5 ayda 68 bin 44 başvuru yapıldığını anlatan Arslan, bugün itibarıyla başvuru sayısının 101 bin 557 olduğunu, bu rakamın AİHM’ye 47 ülkeden yapılan toplam başvuru sayısından fazla olduğunu, başvuruların yaklaşık yüzde 75’inin (yaklaşık 76 bin) OHAL kapsamındaki başvurular olduğunu söyledi. Arslan, OHAL döneminde bireysel başvuru incelemesinin nasıl ve hangi ilkeler dikkate alınarak yapılabileceğine dair teknik hukuki çalışmanın da tamamlanmak üzere olduğunu belirtti.
‘İlke kararı yakında’
Arslan, OHAL kapsamında gerçekleşen tutuklamalara karşı yapılan başvurularla ilgili olarak da “Tutuklama tedbirinin OHAL kapsamında inceleme usulü ve yönteminin belirleneceği öncü dosyalardan birinin raportörlük düzeyindeki teknik çalışması bitmek üzere olup yakın zamanda bu konuda ilke kararı verilecektir. Öncü dosyaların karara bağlanmasından sonra tutuklama tedbirlerine ilişkin başvuruların da makul bir süre içinde karara bağlanması hedeflenmektedir” dedi.
Buzları eriten tören
- Törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Yardımcıları Tuğrul Türkeş, Numan Kurtulmuş, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, YSK Başkanı Sadi Güven, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanı Tümgeneral Abdullah Arslan, Askeri Yargıtay Başkanı Tuğamiral Ahmet Zeki Liman, HDP Sözcüsü Osman Baydemir, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, bazı bakanlar, yüksek yargı organlarının mensupları, yabancı konuklar katıldı.
- Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek protokolde kendisine ayrılan yeri beğenmediği gerekçesiyle bir süre sonra salondan ayrıldı.
- Erdoğan, salona girişte referandum sürecinde sert biçimde eleştirdiği Kılıçdaroğlu ile tokalaştı.
- TBMM’ndeki 23 Nisan özel oturumunda yükselen tansiyon da törende son buldu. Yan yana koltuklarda oturan Yıldırım ile Kılıçdaroğlu’nun sohbet ettiği ve gülümsedikleri görüldü.
- Törende, Anayasa Mahkemesi ile ilgili tanıtım filmi izlendi. Filmde YSK tarafından referandum sonuçları kesinleşmeden, “16 Nisan 2017’deki yapılan anayasa değişikliğiyle mahkemenin üye sayısı Askeri Yargıtay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin kalkması nedeniyle 17’den 15’e düşmüştür” ifadelerinin kullanılması dikkati çekti.