24.06.2014 - 15:15 | Son Güncellenme:
Oradaki insanlarımıza yardım etmeliyiz. Silah değil. Uluslararası kuruluşları harekete geçirmeliyiz. Türkmenleri korumak için gerekirse kuzeyde Kürt yönetimiyle görüşülmeli ve onların da desteğiyle koruma sağlanmalıdır. Bölgeyi korumamız lazım. Bölgede huzursuzluk hepimizi için huzursuzluktur. Düne kadar söyledik ’Bölgeye silah göndermeyin’ diye. Yüzlerce TIR gitti silah dolu. Önümüzdeki günlerde silahı nasıl gönderiyorlar bütün ayrıntılarını belgeleriyle kamuoyuyla paylaşacağız" diye konuştu.
"SORUNU ÇÖZMEK İSTEMEYEN ADALET VE KALKINMA PARTİSİ"
Diyarbakır’a yaptığı ziyarete değinen Kılıçdaroğlu, "Bizim bugüne kadar yaptıklarımız bölgede AKP şöyle anlatıyor: ’Biz sorunu çözeceğiz ama şu CHP var ya CHP engel oluyor.’ Onlara yaptığımız bütün çalışmaları anlattım. ’Demokrasi bir bütündür’ dedim. ’Doğuda da batıda da demokrasi olacak’ dedim. Beraber konuşup anlattık. Ve onlar şunu gördüler: ’Sorunu çözmek istemeyen Adalet ve Kalkınma Partisi." dedi.
"ADALETSİZLİĞE YOL AÇANLARIN HESAP VERMESİ GEREKİYOR"
Anayasa Mahkemesi’nin Balyoz Davası kararına Kılıçdaroğlu, "Birinci önemli nokta. Karar oy birliği ile alındı. İkincisi ’Ankara’da hakimler var’ dedirtti. Üçüncüsü AİHM’e gitmeden bu ülkenin yargıçları Türkiye’nin en temel sorunlarından birine çözüm getirdi. Anayasa Mahkemesi hakimlerine şükranlarımı sunuyorum. Dava konusunda yıllar yılı çok şey söylendi ’Haksızlık yapılıyor’ dedik. ’Deliller sahtedir’ dedik. Biz bunları dedik onlar bize ’Siz de Ergenekoncu siz de darbecisiniz’ dediler. Oysa ki darbelerden en çok zararı biz gördük. 325 kişi yargılanıyordu. Ama gerçek şu ki 275 kişi darbe planı denilen toplantılara hiç katılmamıştı. Mahkumiyete gerekçe olan dijital verilerin hangi bilgisayarda üretildiğini kimse bilmiyor. Ama şu kesin ki bütün dijital veriler TSK bilgisayarında üretilmemiş. Gölcük’te bir hard disk bulundu. Oysa ki 6 yıl sonra üretiliyor. Daha dünyada yokken delil diye dava dosyasına giriyor. Savunma haklarını sınırladılar. En sert tepkiyi biz gösterdik. ’Toplama kampı’ dedik Silivri’ye bize dönüp yine ’Siz darbecisiniz’ dediler. İnsanlar dışarı çıktılar bir sevinç dalgası kapladı topumu ama bunun arkasındaki hüznü görmemiz lazım. İnsanlar öldü, intihar etti ve hasta oldu. Biz bunu unutacak mıyız ? Mahkeme bu kararı verdi diye geriye dönüp vicdanımızı sorgulamayacak mıyız ? Adalet gelecekse adaletsizliğe yol açanların hesap vermesi gerekiyor" diye konuştu.
"HAYATIMDA BU KADAR YALAN SÖYLEYEN İKİNCİ BİR ADAMLA KARŞILAŞMADIM"
Kılıçdaroğlu, "15 Temmuz 2008’de Recep Tayyip Erdoğan Ergenekon ve Balyozla ilgili diyor ki, ’Bir anlamda savcılık ise eve ben bu davaların savcısıyım’ diyor. Senin ne işin var savcılıkta. Sen yargıya müdahale ediyorsun. Yıl 2011, "İkide bir ana muhalefet lideri benim bazı davaların savcısı olduğumu söylüyor ben bunu hiçbir yerde kullanmadım.’ Vallahi zaytungçular duymasın. Emin olun hayatımda bu kadar yalan söyleyen ikinci bir adamla karşılaşmadım ben. Sadece o konuşmadı. Bülent Arınç ’Türkiye bağırsaklarını temizliyor. Allah o savcılardan razı olsun ki hiçbir tehdide boyun eğmeden incelemelerini yaptılar. Mahkeme de kararını verdi. Hükümet de siyasi olarak bunu arkasında durdu’ diyor" dedi.
"O İNSANLARIN İTİBARLARI İADE EDİLMELİ"
Kılıçdaroğlu, "17 Aralık’tan sonra birden uyandılar. ’Balyoz davasını alelacele hallettiler. Burada bir katakulli olduğu çok açık’ diyor. Sen bu davaların savcılığını üstlenmedin mi ? Vallahi inanamıyorum. Birkaç kez okudum bunu gerçekten Erdoğan mı söylemiş diye. Evet o söylemiş. Günah çıkarmaya çalışıyor. En son 22 Haziran’da İstanbul’da bir toplantıda zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışıyor: ’Onlardan teşekkür de beklemiyoruz ama bu ülkede hukuk mücadelesini kimlerin verdiğini bilsinler yeter’ diyor. Pes ya. Sen onlardan özür dileyeceksin özür. Önce sen bir özür dile adam gibi. Özür diler mi dilemez. Çünkü insan olanlar özür diler. Özür dilemek bir erdemdir. Onun için biz ona diktatör bozuntusu diyoruz. Biz bununla da yetinmiyoruz. O insanların itibarları iade edilmeli. O yüzden kanun teklifimizi hazırladık" diye konuştu.
"GERÇEKTEN DEMOKRATSAN DARBE HUKUKUNU DEĞİŞTİRECEKSİN"
Kılıçdaroğlu, "Bu karar üzerinden demokratlık çıkarıyor. ’Biz mahkum ettik’ diyor. Mahkumiyetleri tamamen göstermelik hiçbir zaman hapse girmeyecekler. Ama sen gerçekten demokratsan darbe hukukunu değiştireceksin. 12 Eylül’ün siyasi yönüyle yüzleşeceksin. Değiştiriyorsan eyvallah değiştirmiyorsan kusura bakma sen de apoletsiz Kenan Evren’sin. Sen 12 Eylül darbe hukukunun yarattığı adamsın. Ne yapması lazım çok basit. Yüzde 10 seçim barajının kaldırır mı? Kaldırmaz. YÖK’ü kaldır. Üniversitelere özerklik gelsin. kaldırır mı kaldıramaz. Siyasi partiler kanununu demokratikleştir" dedi.
"KENAN EVREN VE ARKADAŞLARININ BİLE AKLINA HAVUZ MEDYASI KURMAK GELMEMİŞTİR"
Kılıçdaroğlu, "Kenan Evren ve arkadaşlarının bile aklına havuz medyası kurmak gelmemiştir. Şeytanın aklına gelmeyen bunların aklına geliyor. Özgürlük isteyen gençleri öldüren kim? Kenan evren idam ediyordu bu sokakta öldürüyor. Kenan Evren’in anayasasında bile izin alınmadan toplantı ve gösteri yapılabilir deniyordu. Bu izin almadan gösteri yapamazsın diyor. Kenan Evren’in bile gerisinde. Senin demokratlığın su götürü kimse kusura bakmasın" dedi.
"SAYIN CEMİL ÇİÇEK SOYADINI DEĞİŞTİRSİN"
Kılıçdaroğlu, "Şimdi Cemil Çiçek’e sormak zorunda değil miyim ? Sen o koltukta nasıl oturuyorsun ? Sen parlamentonun itibarını koruman gerekirken ayaklar altına almaya hakkın var mı? Sayın Cemil Çiçek soyadını değiştirsin. ’Cemil Biat’ koysun mesela. Biz de anlayalım. Çık açık açık söyle ’Ben TBMM Başkanı değilim ben Ak Parti grubunu temsil ediyorum’ de. Eğer bunlar olmazsa yolsuzlukları örtmenin sorumlularından biri de Cemil Çiçek olacaktır. Bu ağır sorumluluk onun çocuklarına miras kalacaktır. AKP’de arada bir doğru söyleyen biri var, Bülent Arınç. 2 Haziran’da diyor ki "Bu hafta Ak Parti’li üye isimler, de bildirilecektir. Eğer olmazsa kasıtlı bir gecikmeden söz edilebilir. ’ Cemil Çiçek’ten daha dürüst. Diğeri korkuyor. Sen namuslu bir adamsan haram yemediysen neden korkuyorsun ? Şimdi de Cumhurbaşkanlığına soyunuyor beyefendi malı daha büyük götürmek için" dedi.
"ŞİMDİ O TALİMATLARA VERENLERE KORUMA ZIRHI GETİRİLİYOR"
Kılıçdaroğlu, "Torba kanun olmaz’ diyor Bakanlar Kurulu. İmza kim Başbakan Erdoğan. Tam torba. 60,70,100 kanunda değişiklik. Vatandaş nereden bilecek hangi kanun değişti. Araya bir madde sıkıştırıyorlar, bir düzenlemeler yapıyorlar. Herhangi bir kamu görevlisini alıyorsanız mesela, haklıyım diyor mahkemeye gidiyor. Kusurum yok diyor, mahkeme diyor ki görevine iade edilsin. Bunlar ne yapmak istiyor; 2 sene sürüyor mahkeme. Benim haksız olduğumu düşünüyor, bu kanunlar haklıdır diyorsanız yurttaşlarıma saygı duyuyorum, AKP’ye oy versinler. Ama yetim hakkına saygı gösteriyorsanız yüzünüzü CHP’ye dönün. Bizi beğenmeyebilirsiniz, kızabilirsiniz ama bizim özgüvenimiz var Diyarbakır’da nasıl sinirlenmişler bize, sabırla dinledik. Ama biz kul hakkı yemeyiz. 25 Aralık soruşturmasında Başbakanlık Müsteşarı aramıştı dosyayı kapat bana haber. Şimdi o talimatlara verenlere koruma zırhı getiriliyor" diye konuştu.
ŞİLİLİ MADENCİLER MECLİS’TE
Demokrasi Denetçileri Derneği’nin konuğu olarak Türkiye’ye gelen Şilili madenciler Rodrigo Reveco ve Luis Urzula, TBMM’ye geldi. gelerek CHP Grup toplantısına katılan Şilili madenciler, Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını dinledi.