19.11.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
MELTEM GÜNEŞ Ankara - Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Hiçbir cemevi Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlanmadı. Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı, cemevlerinin ihtiyaçlarını, eksikliklerini karşılamak için kurulmuş bir destek kurumu. Bu kuruma bir müracaat yoksa cemevleriyle bir ilişkisi kurulmuyor” ifadelerini kullandı.
Bakan Ersoy, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bakanlığının 2023 yılı bütçesi görüşmelerinde, milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı. Milletvekillerinin “Cemevleri kültür evi değil, Kültür Bakanlığı’na bağlanması alevi vatandaşlar için onur kırıcı” ifadelerine karşılık Ersoy, cemevleriyle ilgili geçen yasaya ilişkin yanlış bir algının oluştuğunu vurguladı. Ersoy, “Hiçbir cemevi Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlanmadı. Bizim kurumumuz (Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı) sadece destek amaçlı. Cemevlerinin ihtiyaçlarını, eksikliklerini karşılamak için kurulmuş bir destek kurumu. Bu kuruma bir müracaat yoksa yani bir eksik, ihtiyaç talebinde bulunulmamışsa, cemevleriyle bir ilişkisi kurulmuyor. Cemevi kendi bize başvurursa, ‘Benim bu ihtiyaçlarımı karşılayın’ derse destek oluyoruz” diye konuştu.
Vatandaşların ihtiyaç ve taleplerinin karşılanmasının devletin görevi olduğunu söyleyen Bakan Ersoy, “Devlet bu görevini bizim bakanlığımıza verdi. Biz de adım adım bunları gerçekleştireceğiz, Alevilik-Bektaşilik üzerine master ve doktorasını yapmış uzman arkadaşlar görevlendirilecek. Devlette ilk defa bir Alevi-Bektaşi cemevi kariyer uzmanlığıyla ilgili bir alan açılmış oldu” dedi.
‘Mahalle baskısı’
Ersoy, sanatçılar arasında ayrımcılık yapıldığı, Türkiye Kültür Yolu Festivalleri’ne, Sur Kültür Yolu’na bazı sanatçıların çıkarılmadığı yönündeki eleştirileri de kesin bir dille reddetti. Ersoy, “İsimlerini vermeyeceğim, çok önemli 4 Kürt sanatçıyı davet ettik biz o festivallere, kabul edemediler. ‘Edemediler’ kısmının altını çiziyorum. Muhtemelen mahalle baskısına maruz kaldılar” ifadelerini kullandı.
‘400’den fazla yapı yıktık’
Ersoy, Kapadokya Alan Başkanlığı’nın yıkım çalışmalarına yönelik eleştirilere de, “Başkanlık, siyaseten kimsenin cesaret edemediği yıkımları yapıyor. Şu ana kadar 400’den fazla yer yıktık. ‘Yol yapılıyor’, ‘Peri bacası yıkılıyor’ dediğiniz yer aslında kaçak bir tuvalet. O kaçak tuvaletlere izin verirsek bir süre sonra yanına bir oda geliyor, sonra yanına bir salon daha geliyor, derken otel oluyor. Yani bizim ısrarlı bir şekilde 4 kere yıkıp 4 kere yapılan yerler var. Biz de ısrarlı bir şekilde takip ediyoruz” karşılığını verdi.
Koruma imar planı bittikten sonra doğru yapılanmalar olacağını aktaran Ersoy, Kapadokya Alan Başkanlığı’nın bu süreci hızlandırmak için çalıştığını ve birkaç ay içinde sonuca varacağını söyledi.
Turizm yatırımına teşvik
Kendisine ait bir firmanın devletten teşvik aldığı iddiasını da yanıtlayan Ersoy, teşviklerin, taahhütlerin gerçekleştirdikten sonra kullanıldığının altını çizerek, “Turizm gelirleri yüksek olan ülkelerin hemen hemen tamamında uygulanan bir sistem, Türkiye’ye has değil. Bunlar yurt dışında yatırım yapılması yerine ülkemizde yatırım yapılsın diye verilen teşvikler. Üstelik bu belgeyi almak için de bakan olmanıza gerek yok. Herhangi bir yatırımcının, ‘turizm yatırımı yapıyorum’ demesi ve taahhütte bulunması yeterli, size de verirler. Yani kimsenin hakkını da gasp etmiş değiliz. Şimdi öyle bir şey çıkıyor ki benim firmamın, ülkemi yatırım için tercih etmesinin nesi kötü” diye konuştu.