01.12.2008 - 06:57 | Son Güncellenme:
Erdoğan, televizyonlarda yayımlanan ''Ulusa Sesleniş'' konuşmasında, küresel ekonomik krize değindi. Kriz için hazırladıkları tedbir paketinin çok yakında hazır olacağını söyleyen Erdoğan "Bu paket de krizin etkilerini azaltmak noktasında her kesime, özellikle reel sektörümüze önemli destekler sağlayacaktır.'' dedi.
BÜYÜK BUHRANLA EŞDEĞER
Birçok köklü finans kuruluşunun, bankanın, sigorta şirketinin iflas ettiği, kamulaştırıldığı bu sürecin, 1929 yılında yaşanan ''Büyük Buhran'' ile eşdeğer bir kriz olarak değerlendirildiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Şu anda dünyayı adeta bir tsunami gibi vuran bu şok dalgasının arkasında bıraktığı enkaz tespit ediliyor, tahribatın onarılması için gayret gösteriliyor. Tahminimiz odur ki şu an itibariyle kriz tepe noktasına ulaşmış ve inişe geçmiş durumdadır. Ancak bu büyük krizin etkileri şüphesiz daha uzun bir zamana yayılacak ve telafisi de zaman alacaktır.
TÜRKİYE'YE DE YANSIMALARI OLACAK
Nitekim küresel ekonomide bir daralma yaşandığını, talebin düştüğünü, gıda ve emtia fiyatlarının arttığını, birçok ülkede enflasyonun yükselişe geçtiğini görüyoruz. Küresel ekonomideki bu zor sürecin Türkiye'ye hiçbir yansımasının olmaması elbette mümkün değildir.
Türkiye dışa açık, küresel ekonomiye entegre olmuş yapısıyla hiç kuşkusuz bu krizden etkilenecektir, etkilenmektedir. Ancak krizin baş gösterdiği günlerden itibaren ifade ettiğim gibi, Türkiye'nin bu krizden etkilenmesi sınırlı bir seviyede olacaktır.
ABD ve birçok Avrupa ülkesinin bugün içinde bulunduğu durum dikkate alındığında, bizim bu tespitimizin ne kadar doğru olduğu net olarak görülebilir.''
'KRİZDEN MENFAAT UMANLAR VAR
Hükümet olarak, krize karşı ''temkinli ve sağlam duruşlarının'', ''bazı kesimler tarafından ya yanlış anlaşıldığını ya da bilinçli şekilde çarpıtılarak olumsuz bir hava estirilmeye çalışıldığını'' savunan Başbakan Erdoğan, ''Üzülerek ifade edeyim ki küresel kriz üzerinden birçok çevrenin birçok şekilde rant elde etme çabası içinde olduğunu müşahede ediyoruz'' dedi.
Bu olağanüstü hassas şartlardan menfaat umanların, topluma moralsizlik, karamsarlık pompalayarak bu süreçten kazançlı çıkmaya çalıştığını ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
TÜRKİYE HER ŞOKA DAYANIKLI
''Oysa Türkiye hem o eski sağlıksız ekonomik yapıyı hem de yıllar yılı çözüm yerine sürekli sorun üreten köhne zihniyetleri bir daha geri dönmemek üzere geride bırakmıştır. Şu son 6 yıl içinde gerçekleştirdiğimiz reformlar, Türkiye ekonomisini her türlü şoka, her türlü dalgalanmaya karşı son derece dayanıklı bir hale getirmiştir. Dikkat ediniz, birçok mesele, bu dönemde büyük bir kararlılık, cesaret ve samimiyetle çözüme kavuşturulmuştur.
Yaptığımız düzenlemelerle bankacılık sektörümüz bugün çok sağlam bir zemin üzerinde bulunuyor. Mali disiplinden hiçbir şart altında taviz vermedik, vermiyoruz.
''TEDBİRLERİMİZİ ALIYORUZ''
Türkiye'nin bu güçlü yapısıyla, kararlılık ve istikrarıyla küresel krizden en az hasarla çıkacağını ifade eden Erdoğan, bunun için hükümet olarak gerekli her çalışmayı, dikkat ve hassasiyetle yürütüklerini bildirdi.
Erdoğan, şunları kaydetti:
''Krizin ülkemizi teğet geçmesi, hatta bu krizin ülkemiz için bir fırsata dönüşmesi için de peyderpey tedbirlerimizi alıyoruz.
REEL SEKTÖRE MÜJDE
İlgili bütün kurumlarımız bugüne kadar gelişmeleri saniye saniye izlediler, gereken adımları da herhangi bir gecikmeye meydan vermeden günü gününe attılar. Şu anda da ihtiyaç hasıl oldukça tedbirlerimizi açıklamaya, bu tedbirleri tam bir kararlılıkla uygulamaya devam ediyoruz.
Bu çerçevede yeni bir tedbir paketinin hazırlıklarını tamamlamak üzereyiz. İnanıyorum ki bu paket de krizin etkilerini azaltmak noktasında her kesime, özellikle reel sektörümüze önemli destekler sağlayacaktır.''
TÜRKİYE İLK 15 ARASINDA
Erdoğan, Körfez sermayesini Türkiye'ye çekebilmek, bu ülkelerde biriken sermayenin ülkede yatırıma, üretime, istihdama dönüşmesini sağlamak için de çalışmaları yoğunlaştırdıklarını anlattı. Erdoğan, şöyle konuştu:
''Bakınız, BM tarafından yayınlanan bir raporda, Türkiye, önümüzdeki dönemde uluslararası yatırım yapmaya elverişli ilk 15 ülke arasında bulunuyor. Çin, Hindistan, ABD, Kanada, Rusya gibi ülkelerle birlikte dünyanın yatırım için en cazip ilk 15 ülkesi arasında yer alıyoruz.
Geçen yıl çektiğimiz 22 milyar dolar seviyesindeki uluslararası yatırımla dünyada 23'üncü sırada yer aldık. 70'li yıllarda Türkiye'nin çekebildiği uluslararası yatırım yıllık ortalama 100 milyon dolar, 80'lerde 200 milyon dolar, 90'larda ise ortalama 800 milyon dolar civarındaydı. Küçük istisnalar dışında yıllık yatırım 1 milyar dolar seviyesini maalesef pek geçemiyordu. Bu tablo Türkiye'ye yakışmayan, mutlaka değiştirilmesi gereken bir tabloydu.
''NİYE KARAMSAR OLALIM''
Dünyadaki genel kanaatin, küresel krizin 2008 yılında uluslararası doğrudan yatırımlar üzerinde etkili olacağı ve dünya genelinde yüzde 10'luk bir düşüşe sebep olacağı şeklinde olduğunu anlatan Erdoğan, şunları ifade etti:
''Buna karşılık Türkiye gibi ekonomisinin pozitif seyrini sürdürebilen ülkelerin, gelişmiş ülkelerin aksine yatırım çekme konusunda çok önemli fırsatlar yakalayabileceği de tahmin ediliyor.
Bizim 'krizi fırsata dönüştürmek' derken kastettiğimiz de aslında budur. 2 trilyon dolara yaklaşan büyüklükteki uluslararası doğrudan yatırım potansiyelinden mümkün olan en büyük payı almak için el birliğiyle çalışmamız, bu önemli fırsatı en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Bunun için de karamsarlığa kapılmaya, kriz edebiyatı yapmaya değil, aksine çok daha fazla çalışmaya, hedeflerimizi çok daha dikkatle kovalamaya ihtiyacımız var. Türkiye'nin bugün yediden yetmişe birlik ve beraberlik içinde eskisinden de daha kararlı biçimde ilerlemeye ihtiyacı var.
''TÜRKİYE ÇOK SAĞLAM ZEMİNDE''
Bakınız tablo ortada, yaşanan küresel krize rağmen 2008 yılının ilk 10 ayında 12 milyar 311 milyon dolar yatırım çektik. Hal böyleyken, neden karamsar olalım.''
Yavaş yavaş belirginleşmeye başlayan bir başka gelişmenin daha olduğunu ve bunun müjdesini vermek istediğini bildiren Erdoğan, Türkiye'nin her geçen gün daha büyük çaptaki sermaye şirketlerinin yatırımlarını çeker hale geldiğini belirtti.
MORALİNİZİ BOZANLARA İTİBAR ETMEYİN
Şunu sizlerden özellikle rica ediyorum; Türkiye çok sağlam bir zeminde, son derece dikkatli ve ihtiyatlı bir şekilde bu küresel krizi atlatmak için tedbirlerini alıyor.
Sizlerin moralini bozmaya, sizleri karamsarlığa sevk etmeye çalışanlara karşı lütfen dikkatli olunuz. Karamsar, kötümser, moral bozucu açıklamalara kulak asmayınız. Bu krizi kendileri için bir rant imkanı olarak görenleri lütfen dikkatle izleyiniz. Türkiye bu krizden, çok daha güçlenerek çıkacak ve kararlı yürüyüşüne hız kesmeden devam edecektir. Türkiye bu potansiyele sahiptir. Türkiye ekonomisi bu güce, bu istikrara, bu sağlam yapıya fazlasıyla sahiptir. Türkiye'nin tüm kurumları tam bir uyum ve koordinasyon içinde çalışıyor, Türkiye'yi geleceğe taşımanın mücadelesini veriyor.''