Erdoğan'dan demokrasi ve Milli Egemenlik vurgusu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Büyük Önder Atatürk’ün ölümünün 70. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen törende milli egemenlik ve demokrasi vurgusu yaparak, şöyle dedi:

“Milli egemenlik kavramının ve demokrasinin zafiyete uğradığı dönemlerde Türkiye’nin her alanda geriye dönüş yaşadığını bizatihi yaşayarak tecrübe etmiş bir nesiliz. Aynı şekilde ülkemizde son 6 yıldır gerçekleştirimler reformlar, her alanda kazandırılan sevindirici başarılar da milli egemenlik kavramının bir tezahürü olarak ortaya çıkmıştır"

Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nca düzenlenen “10 Kasım Atatürk’ü Anma Töreniö devletin zirvesini bir araya getirdi. Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu binasında düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ve Kuvvet Komutanları, Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, RTÜK Başkanı Zahid Akman ve diğer yetkililer katıldı.

-“REFORMLAR MİLLİ EGEMENLİĞİN TEZAHÜRÜ"

Törende bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin Atatürk’ün işaret ettiği doğrultuda, çağdaş dünya ile bütünleşme yolunda çok önemli mesafeler kat ettiğini ve önemli eşikleri geride bıraktığını söyledi.
Türkiye’nin son yıllardaki atılımlarının milli egemenlik ve demokrasiden alınan güçle başka bir ifade ile milletten alınan güç ile inşa edildiğin belirten Erdoğan şöyle dedi:
“Geride bıraktığımız 85 yılda atlattığımız bütün badirelere rağmen milli egemenlik kavramı günden güne güçlenmiş ve bugünümüzün geleceğimizin teminatı haline gelmiştir.
Milli egemenlik kavramının ve demokrasinin zafiyete uğradığı dönemlerde Türkiye’nin her alanda geriye dönüş yaşadığını bizatihi yaşayarak tecrübe etmiş bir nesiliz. Aynı şekilde ülkemizde son 6 yıldır gerçekleştirilen reformlar, her alanda kazandırılan sevindirici başarılar da milli egemenlik kavramının bir tezahürü olarak ortaya çıkmıştır."
Erdoğan, Türkiye’nin özellikle son 6 yılda, demokrasi ve milli egemenlik kavramına bu kadar vurgu yapmamış, bu kavramlara sahip çıkmamış ve bu kavramların gereğini yerine getirmemiş olsaydı ne ekonomide ne de dış politikada tek bir adım atmasının mümkün olmazdı" görüşünü dile getirerek, “Güven ve istikrarın güç kazanması, milli iradenin ve demokrasinin güç kazanmasıyla mümkün olmuşturö dedi.
Başbakan Erdoğan, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devlet olan Cumhuriyetin her özelliği önemli, gerekli ve birbirini tamamlayıcı olduğuna vurgu yaparak, “Cumhuriyetimizin temel niteliklerini her türlü tartışmanın üzerinde tutmak, birini diğerine tercih etmemek, birlik ve beraberlik içinde ortak değerlerimize sahip çıkarak hedeflerimize kilitlenmek durumundayız. Geleceğin dinamik, bağımsız, güçlü ve lider Türkiye’sini ancak bu şekilde inşa edebilirizö diye konuştu.

-“HER TÜRLÜ ETNİK GRUP AYNI BAYRAK ALTINDA TOPLANDI"

Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
“Milli mücadele, herhangi bir sınıf, mezhep, meşrep, bölge ve grup yararına değil, bütün bir millet yararına yapıldığı içindir ki, millet bu mücadele bir bütün olarak yer almıştır.
Bu topraklara ve bu medeniyete ait her türlü etnik grup, İstiklal Savaşımızı yürüten bayrak ve sancak altında toplanmış, bir ve bütün olarak kurtuluş mücadelemizi vermiştir. Cumhuriyetimiz de yine birleştirici ve bütünleştirici bir ruhla aynı bayrak altında hayat bulmuştur."
Erdoğan, Atatürk’ün en önemli başarılarından birinin, her türlü farklılığı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı paydasında birleştirmesi ve ülkenin onurlu, saygın, asli bir unsuru haline getirmesi olduğunu kaydederek, Atatürk’ün milli mücadeleyi başlatırken milli birliği sağlamayı ve milli iradeyi tesis etmeyi en önemli önceliği olarak gördüğünü söyledi.
“Nitekim, Atatürk, Anadolu’ya çıktığı ilk günden itibaren, faaliyetlerini, ’milleti birleştirmek’ ve ’milli birliği tesis etmek’ çizgisi üzerinde yürütmüştüö diye konuşan Erdoğan, “Cumhuriyet ideallerimize, birlik ruhumuza, kardeşliğimize yönelik her türlü saldırı, bu milletin arasında bugüne kadar asla sığınak bulamamıştır, bundan sonra da bulamayacaktır. Atatürk’ün en büyük eseri olan Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti vasfıyla, kendi coğrafyasında ve dünyada barış, huzur ve istikrar sembolü olarak yoluna devam edecektir.

Türkiye, siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda yürüttüğü atılımlarını hızla tamamlayarak, modern ve çağdaş dünyanın en saygın ülkelerinden biri olarak konumunu daha ileri noktalara taşıyacaktır. Milletçe en büyük arzumuz ve hedefimiz budur ve bu hedeflerimize de mutlaka ulaşacağımıza inanıyorumö dedi.