SiyasetErdoğan'dan bürokratlara küresel sermaye uyarısı

Erdoğan'dan bürokratlara küresel sermaye uyarısı

28.11.2008 - 15:52 | Son Güncellenme:

.

Erdoğandan bürokratlara küresel sermaye uyarısı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye yapılan küresel yatırımların hala istedikleri düzeyde olmadığını belirterek, “Hala bu tür oyalamaların olduğunu, hala bu tür ertelemelerin olduğunu, durmadan orta sahada top çevirenlerin olduğunu biliyorum, görüyorum. Ve bunların üzerine de ısrarla gitmekte kararlıyız. Bunu da özellikle hatırlatıyorum. Çünkü bazı yatırımların gecikmesinin altında hala bu gerçekler yatıyor" dedi.

Başbakan Erdoğan, Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Danışma Kurulu toplantısının açılışında konuştu. Dünyanın tüm ülkeleri için uluslararası yatırımların hayati önem taşıdığını belirten Erdoğan, tüm ülkelerin uluslar arası yatırımları çekmek için birbirleriyle rekabet halinde olduğunu söyledi. Erdoğan, bir ülkede küresel yatırımların artmasının faydalarını anlatarak, Türkiye’nin küresel yatırım geçme yarışına 1954 yılında başladığını söyledi. 2003 yılında yatırım ortamını iyileştirmeye yönelik köklü reformlarına kadar bu alanda kayda değer rakamlar elde edilemediğini söyleyen Erdoğan, “1954 yılından 2003 yılına kadar ortalama 1 milyar dolar civarında bir yatırımın çekilebildiğini görüyoruz.
Hükümete geldiğimiz andan itibaren bu miktarı artırmanın çarelerini aradık ve tam bir cesaretle tam bir reform atmosferi içinde kararlılıkla yolumuza devam ettik.

En son 2007 yılında 22 milyar dolarlık bir küresel sermayeyi ülkemize çekme rakamına ulaştık. Bu yılın Ocak-Eylül döneminde ise küresel krize rağmen 12.3 milyar dolar yatırım çekmeyi başardık. İnanıyorum ki bu miktar yıl son itibarıyla 15 milyar doları bulacakö dedi.
Başbakan Erdoğan, BM’nin konuya ilişkin raporlarında Türkiye’nin tüm dünya ülkeleri asında en çok yatırım çeken ülkeler sıralamasında 23. sırada olduğuna işaret ederek, “1995-1997 döneminde 115. sıra, 1996-1998 döneminde 126. sıra ve en 1999-2001 döneminde 112. sıra. Bugün ise 23. sıradayız" diye konuştu.
Aynı raporda Türkiye’nin yatırım yapmaya uygun ülkeler arasında da 13. sırada yer aldığını da belirten Erdoğan bunun da son derece önemli bir başarı olduğuna işaret etti.

-"DEVLET ZOR KAPISI OLMAMALI"-

Erdoğan, 2006 yılında kurulan Başbakanlık Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansını’nın küresel yatırım çekme konusundaki önemine de değinerek şöyle konuştu:

“Yatırımcı tarafından ilgili kurumlarımıza yapılan ilgili uygun müracaatlar yatırım ajansımızın devreye girmesiyle daha hızlı neticelendiriliyor. Hala burada devam eden sıkıntılar yok mu? Var. Şu an aramızda Bakan arkadaşlarımızın yanında Bakanlık Müsteşarı arkadaşlarım, kurumlarımızın başındaki arkadaşlarım da var. Bizim bu çalışmalarımızın çok daha hızlı bir şekilde devamı gerekiyor. Şu anda bile biz henüz ulaşmamız gereken konuma bu alanda da ulaşmış değiliz. Hala bu tür oyalamaların olduğunu, hala bu tür ertelemelerin olduğunu, durmadan orta sahada top çevirenlerin olduğunu biliyorum, görüyorum. Ve bunların üzerine de ısrarla gitmekte kararlıyız. Bunu da özellikle hatırlatıyorum. Çünkü bazı yatırımların gecikmesinin altında hala bu gerçekler yatıyor. Benim isteğim şu bizim kurumlarımızın temsilcileri bakanından bürokratına kadar çözüm üretmeli. ‘Bugün git yarın gel’ felsefesini bırakmalı. ‘Şunu yaparsanız hemen hallederiz’ veya ‘şu şekilde yapmanız mümkündür’, bunu demeli. Bu kapılarda olmaz yok, burada oldurmak var. Bunu yapacağız. ‘Şu şekilde’ olur veya ‘şunu şöyle yaparsanız bu olur?’ Yol göstereceksin, senin görevi bu. Devlet kapısı, zor kapısı olmamalı. Devlet kapısı çözüm kapısı olmalı."

-“SAHİL-İ SELAMATE ÇIKACAĞIZ"

Küresel ekonomik krize de değinen Erdoğan, bu süreçte gösterilecek dayanışmanın Türkiye’yi 2009 sonunda çok daha farklı bir yere taşıyacağını söyledi. Erdoğan, “Yeter ki bu süreci birbirimize çalım atarak değil dayanışma içinde sürdürelimö diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dayanışma içinde eğer bunu sürdürecek olursak göreceksiniz ki gelecek bu noktada çok çok farklı olacaktır. Ben bunu doğrusu görüyorum. Geçmiş deyimler de bunu gösteriyor. Dünyadaki bir çok ülkelerde inandığımız, güvendiğimiz dostlarla yaptığımız müzakerelerde aynı şeyi görüyoruz, aynı şeyi onlardan da dinliyoruz. Dolayısıyla aklı selimin yolu birdir. Ama ‘burada bir kriz var. Ben bunu şahsım veya kurumum için bir fırsata dönüştürelim’ dersek bu haksızlık olur. Bunu yapmamamız lazım. Yapmamız gereken kesinlikle buradan hep birlikte? Bu gemi, hepimizin ortak gemisi ve bu gemi bir yerden su almaya başlarsa hep beraber batarız. Biz bu gemiyi batırmayacağız ve sahili selamate hep beraber çıkacağız.