24.12.2013 - 08:54 | Son Güncellenme:
Mahmut Övür, Erdoğan'ın "Bu nasıl beddua, kime ediyor. Sıkıysa kime ettiğini de söylesin, isim versin" dediğini yazdı. İşte Övür'ün o yazısı
"Pakistan gezisine bu gerilimli ortamda çıkıyoruz. Başbakan'a eşlik edenler arasında hükümetten Zafer Çağlayan, Binali Yıldırım, AK Parti'den ise Numan Kurtulmuş, milletvekilleri Belma Satır ve Burhan Kayatürk gibi isimler vardı.
Geziye kalabalık olmasa da Türkiye'nin önde gelen işadamları ve gazete köşe yazarları da katılmıştı. Bülent Eczacıbaşı, Nihat Özdemir, Hüsnü Özyeğin, Ali Kibar, Ethem Sancak, Ahmet Albayrak, Türkiye İhracatçılar Birliği Başkanı Mehmet Büyükekşi dikkat çeken isimlerdi. Ama benim gözüm davetli listesinde olan ve cemaate yakınlığıyla bilinen Tuskon Başkanı Rıza Nur Meral'i aradı. Uçakta göremedim.
Uçakta -benim bildiğim- sadece, cemaate yakınlığıyla bilinen Zaman Gazetesi Ankara Temsilcisi ve köşe yazarı Mustafa Ünal vardı. Ünal, gazeteci kimliğiyle her zaman saygı uyandıran bir isimdi ve Başbakan'la aralarında nasıl bir diyalog geçeceğini doğrusu merak ediyordum.
Uçak havalandıktan bir süre sonra Başbakan Erdoğan dolaşmaya başladı ve herkesin elini sıkarak sohbet etti. Sıra tam arkamda oturan Mustafa Ünal'a geldiğinde herkes pür dikkat o konuşmayı izlemeye başladı.
Başbakan Erdoğan'ın şu minvaldeki sözleri çarpıcıydı: "Bu nasıl beddua, kime ediyor? Sıkıysa kime ettiğini de söylesin. İsim versin."
Başbakan Erdoğan, mücadele ediliyorsa bunun açıkça yapılması gerektiği mesajını veriyordu. O mesajın nasıl karşılık bulacağını göreceğiz ama bu gerilimli durum en çok da dünyanın dört bir yanında ticaret yapmaya çalışan işadamlarını etkiliyordu."