14.11.2018 - 08:30 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
MHP lideri Devlet Bahçeli, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın, Kadir Mısıroğlu’nu ziyaretine tepki göstererek, “Sayın Başkan sorarım sana, bula bula 9 Kasım’ı mı buldun? Atatürk düşmanlarına zırh olmak gayeniz nedir? Durumunu gözden geçirip gereğini derhal yapması temennimdir” dedi. Bahçeli, dünkü grup toplantısında özetle şunları söyledi…
- CEPHELEŞME TETİKÇİLİĞİ: Hassasiyetlerimiz kaşınıyor, değerlerimiz aşındırılıyor. Atatürk’ü sevenler-sevmeyenler cepheleşmesi tehlikeli şekilde tırmandırılıyor. Anıtkabir ile Kocatepe arasında aşılmaz bariyerler dikilip, çift taraflı nifak kazıları yapılıyor. Bu yanlıştır, vahimdir, cepheleşme tetikçiliğidir.
Türkiye’yi tehlikeli bir girdaba çekmek için pusuya yatanlar, milli duyguları ve manevi duyarlılıkları pis oyunlarına alet etmeye asla kalkışmasınlar. Çünkü bedeli çok ağır olacaktır.
- CUMHURİYETLE HESAPLAŞILMAKTA: Birlik ve beraberliğimizi çürütmeye çalışan bir dip akıntı gün geçtikçe hız ve yaygınlık kazanmaktadır. Atatürk üzerinden cumhuriyetle hesaplaşılmaktadır. Türklük üzerinden milletle hesap görülmektedir.
- ESEF VERİCİ ZİYARET: Bitmiş ve kapanmış Türkçe ezan tartışmalarıyla maneviyatımız sömürülmekte, milli ve manevi değerlerimiz örselenmektedir. Bir grup kiralık ve görevli siyasetçi, sözde uzman, yarım aydın zehir saçmakta, tahrik etmektedir. Diyanet İşleri Başkanı’nın gerçekleştirdiği esef verici bir ziyareti tartışmaların odağına oturmuştur. Diyanet İşleri Başkanı, 9 Kasım saat 14.30’da cüppesini giyip, eline de vereceği hediyesini alarak Atatürk’e hakaret eden, Yunan tezlerine methiyeler düzen fesli Türk düşmanını ziyarete gitmiştir. Garipsediğimiz husus, fesli provokatörü ziyaret tarihindeki manidarlıktır.
- ÇUKUR ŞAHSİYET: Diyanet İşleri’nin Başkanı, sorarım sana: Meczubu ziyaret tarihi olarak bula bula 9 Kasım’ı mı buldun? 10 Kasım’dan bir gün önce mi hasta ziyaretini hatırına getirdin? Mustafa Kemal’e saldıran şahsı 10 Kasım’ın arifesinde ziyaret etmek nasıl bir aklın mahsulüdür? ‘10 Kasım saat 9’u 5 geçe kenefe gidin’ diyen, Yunan galibiyetine özlem çeken bir çukur şahsiyete geçmiş olsun demek, bunu da milletimize kafa tutar gibi uluorta yapmak fesli münafığı manen onaylamak, arka çıkmak değil midir?
- GEREĞİNİ YAPMALI: Diyanet İşleri Başkanlığı görevi Türkiye Cumhuriyeti’ne söven, kurucu değerlere ihanet eden, kurucu şahsiyetlere galiz ifadelerle yüklenen vatansızları aklama, anma ve alkışlama görevi değildir. Diyanet İşleri Başkanı’nın kendi durumunu gözden geçirip erdemli davranış içinde hareket etmesi ve gereğini derhal yapması samimi tavsiyem ve temennimdir.
‘Yürek yaralayıcı’
(Süngütepe Üs Bölgesi’ndeki patlama) Afyonkarahisar’da 2012’de yaşanan cephanelikteki patlamanın ardından yeni bir mühimmat depo felaketine maruz kalmamız düşündürücü ve yürek yaralayıcıdır. Afyonkarahisar faciasından gerekli ders çıkarılamamıştır. Herhangi bir ihmal varsa sorumlular bulunup ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Tunceli Nazımiye’de donmak, Hakkâri Şemdinli Süngütepe’de yanmak kaderimiz olmamalıdır.
‘Delikli kuruş kadar değersiz’
(ABD’nin üç PKK’lı için para ödülü koyması): Washington yönetiminin, Kandil çetesinin üç hain elebaşıyla ilgili 12 milyon dolarlık para ödülü koyması, niyet ve zamanlama itibariyle oldukça kuşku vericidir. ABD’nin YPG’yi kollayıp PKK’yı hedef haline getirmesi tamamen kandırmaca, yeni bir aldatma serüvenidir. PKK’lı teröristlerin başına ödül koymak, PYD/YPG’yi perdelemek, gözlerden uzak tutmak demektir. Ederi 12 milyon dolar olduğu ilan edilen canilerin işin özünde bizim nezdimizde delikli kuruş kadar değeri yoktur. 1 dolarlık FETÖ’cüler neyse YPG’li ve PKK’lı teröristler aynısıdır. Sahneye sürülen yeni ve vandal oyuna Türkiye asla düşmeyecektir. ABD terörle arasına mesafe koymadıkça, bilinmelidir ki, YPG demek hem PKK hem de ABD demek olacaktır.