24.12.2008 - 19:24 | Son Güncellenme:
Nesrin COŞKUN/İZMİR (DHA)
Görevinin başında olduğunu, şu anda yorum yapmasına gerek olmadığını belirten Rektör Füzün, “Bu benim şahsi meselem değil. Dokuz Eylül Üniversitesi rektörü olduğum için konuşuyorum. Yoksa Mehmet Füzün'ün bir davası olarak asla görmüyorum, bu meseleyi. Beni ilgilendiren DEÜ çok önemli bir üniversitedir. Herhangi bir moral bozukluğu, kırgınlık herhangi bir şey söz konusu değil” dedi.
DEÜ Rektörü Prof.Dr. Mehmet Füzün, dün ortaya çıkan, ancak “elimizde bu konuda yazılı belge yok. Mahkeme Başkanı da kararın halen görüşüldüğünü söyledi” diyerek açıklama yaptıağı yürütmeyi durdurma kararının bugün gerekçesiyle yayınlanması üzerine, 24 saat içinde ikinci basın toplantısını düzenledi. Prof.Dr. Füzün, Prof.Dr. Sedef Gidener'in ‘Demokratik olmadığı’ ve ‘kısmi statüde bulunduğu’nu gerekçe göstererek açtığı davadan çıkan kararı değerlendirdi, soruları yanıtladı. Rektör Füzün şöyle konuştu:
“Bu benim şahsi meselem değil. Sizleri kabul edip bu konuda görüşme yapmamın da altında bu yatıyor. Dokuz Eylül Üniversitesi rektörü olduğum için. Yoksa Mehmet Füzün'ün bir davası olarak asla görmüyorum, bu meseleyi. Beni ilgilendiren DEÜ çok önemli bir üniversitedir. Dolayısıyle kamuoyu da bilgilensin diye bunu yapıyorum, üniversitem adına yapıyorum. Yoksa herhangi bir moral bozukluğu, kırgınlık herhangi bir şey söz konusu değil. Bu hukuki bir süreç. Dolayısıyle hukuka da her zaman saygılı oldum. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Laik, Demokratik hukuk devletidir. Bu yüzden hukukun son noktada vereceği karara hepimiz saygılı olmalıyız. Bu yönüyle baktığımızda bu hukuki sürecin bir basamağındayız şu anda. Hiç şüphesiz ki bundan sonra aşamaları olacaktır. Dolayısıyla benim şu anda yorum yapmama gerek yok.”
Rektör Füzün, DHA muhabirinin bir gün önce Mahkeme Başkanı'nın kararın çıkmadığına ilişkin kendisine verdiği cevabı hatırlatması üzerine, “Bu konuyu tekrar gündeme getirmem doğru olmayabilir. Dün ifade etmiştim, sözümü geri alacak değilim. Mahkeme başkanımızın da iyi niyetli olarak böyle bir ifadede bulunmuş olması mümkündür. O yüzden onu da saygıyla karşılamak lazım. Art niyet aramıyorum, ben. Olaylar dün ifade ettiğim gibi olmuştur. Hiç yalan söylemedim” dedi.
ÜZÜNTÜ DUYUYORUM
Rektör Füzün, bu kararın ardından üniversitedeki havanını, tepkilerin nasıl olduğu yolundaki bir soruya da “Üzüntü duyuyorum, tabii ki. Üniversitenin rektörü çok önemli, TC Devleti'nde. Hepimizin çok iyi bildiği gibi 2547 sayılı yasanın rektörlere verdiği yetki çok fazla. Bu bakımdan üniversitelerde rektörün kimin olacağı çok önemli oluyor. Bu yüzden tabii ki üniversitelerde çalışanlarımız, hocalarımız bir endişe içindeler. Acaba rektör beyin hakikaten görevi sona erecek mi, yeni bir rektör mü gelecek, seçim mi olacak, ne olacak vesaire. Bu soruların hiç birini bilmiyoruz şu anda. Tabiiki bu durum rahatsızlık yaratıyor, bundan ben de üzüntü duyuyorum. Ama ciddi boyutta herhangi bir olay var mıdır, derseniz öyle bir şey söz konusu değil. Tahmin ediyorum ki izleyebildiğim kadarıyla, 16 ayrı yerde binalarımız, öğrencilerimiz hocalarımız var. Her yeri çok iyi sezemiyebilirim ama sanırım azınlıkta olduğunu düşünüyorum bazı hocalarımız, çalışanlarımız mutludur diye tahmin ediyorum. Ama büyük çoğunluk üniversitenin bu hale gelmesinden üzüntü duyuyorlardır, diye tahmin ediyorum” diye yanıt verdi.
Rektör Füzün, Prof.Dr. Gidener'in rektör atama-seçme yöntemlerine hem kendisinin hem de Cumhurbaşkanının rahatsızlık duyduğunu, bu mahkeme kararının bu nedenle kendilerini mutlu edeceğini söylediğinin hatırlatılması üzerine de şunları söyledi:
RADİKAL DEĞİŞİKLİKLER YAPILMALI
“Bir eviniz var derme çatma, sıvaları dökülmüş, çatısı akıyor, içinde doğru dürüst mobilya yok. Ama bir gün bir biblo alıyorsunuz, evde bir yere koyuyorsunuz. Bu güzel gibi görünen bibloyu koymak o evin genel havasını değiştirebilir mi? Değiştiremez. Şunu söylemek istiyorum; Yüksek Öğretim Kanunu'nun yıllardan beri tartışıldığı üzere çok büyük aksaklıklar var. yıllarca bunu eleştirdik, değiştirilmesi için gayret gösterdik. Bu kanunun genelinde bir değişiklik yapılmadığı taktirde bu bağlamda rektör atamalarına ilişkin yapılacak olan bir değişiklik maalesef işleri bazen çok daha büyük kaosa sokabilir. Olaya genel, bütününde bakmak gerekir. Yani Yüksek Öğretim Kanunu'nun baştan aşağıya ele alınıp, özellikle rektör yetkileri başta olmak üzere- rektör ataması değil, bu işlerden bir tanesi - bir çok işleyiş açısından baştan aşağı ele alınması gerekir. Ancak böyle bir radikal değişiklik yapılırsa o zaman mutlu olabilirim. Yoksa bu şartlarda yapılmış olan herhangi bir mahkeme kararıyla ya da herhangi bir durumla sevinecek bir durum yok.”
Prof.Dr. Füzün, bu kararın yeni bir açılama yol açabileceği görüşüne de “Umarım açar. Çünkü yasal açıdan baktığımda, bir çok hukukçu arkadaşımla görüştüğümde süreçte bir sorun yok. Ama Ankara'da çok değerli bir mahkememiz yürütmeyi durdurma kararı verdi. Dolayısıyla bir takım meseleler açıklığa kavuşturulabilir diye düşünüyorum. O bağlamda faydalı olabilir” dedi.
CUMHURBAŞKANI İLE GÖRÜŞMEM GEREKEBİLİR
Öte yandan Rektör Füzün, görevinin başında olduğunu hatırlattı. Mahkemenin kendisine müdahil olabilmesi için izin verdiğini, kendisine yönelik dava açılmadığı için başka bir işlem yapmasının söz konusu olmadığını kaydeden Prof.Dr. Füzün bu süreçte Cumhurbaşkanıyla hiç görüşmediğini, ama görüşme yapmasının gerekebileceğini söyledi. Rektör Füzün, devlette devamlılığın esas olduğunu vurgulayıp, şu ana kadar yaptığı işlerim tümünün yasal olduğunu, alınıncaya kadar da yapacağı işlerin yasal olacağını ifade etti.